İmha edilmesi gereken 164 ton zehirli limon iç pazara mı verildi?

Sağlığa zararlı olan ve kesinlikle yenmemesi gereken tonlarca limon tüketime mi sunuldu? Akademisyen Bülent Şık bakanlığa sordu.

Abone ol

DUVAR- Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Bülent Şık, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na tarım ilacı kalıntısı içerdiği için Avrupa'dan Türkiye'ye geri gönderilen limonların akıbetini sordu.

Azınlıkça adlı internet haber sitesinde bir kaç ay önce yapılan habere göre Türkiye’den ihraç edilen 164 ton limonda pestisit (tarım ürünlerinde kullanılan insan sağlığına zararlı kimyasal) kalıntısı bulunduğu için ürünler Haziran ayında Türkiye’ye iade edilmişti.

Avrupa Birliği üyesi ülkelerde gıda güvenliğini sağlama ve tüketici sağlığını koruma amacıyla kurulmuş bir iletişim sistemi olan ‘Gıda ve Yem Hızlı Alarm Sistemi’nde (RASFF) Türkiye'den ihraç edilen ürünlerdeki pestisit kalıntılarına ilişkin bilgi sunuluyor. Ancak iade edilen ürünlerin imha edilip edilmediği bu sistemden görülemiyor.

Akdeniz Üniversitesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Bülent Şık Cumhuriyet gazetesindeki yazısında bu konuya değindi:

164 TON LİMONA NE OLDU?

Azınlıkça-Batı Trakya Haber isimli internet sitesinde yer alan bir habere göre, haziran ayında yapılan analizlerde Türkiye’den ithal edilen 164 ton limonda pestisit kalıntısı belirlendiği için bu ürünler Türkiye’ye iade edilmiş. Pestisitler tarım ürünlerinin üretiminde kullanılan ancak insan ve çevre sağlığına zararlı kimyasal maddelerdir.

Birkaç ay öncesine ait bu haber güncelliğini yitirmiş gibi görünmesin. Avrupa Birliği üyesi ülkelerde gıda güvenliğini sağlama ve tüketici sağlığını koruma amacıyla kurulmuş bir iletişim sistemi olan ‘Gıda ve Yem Hızlı Alarm Sistemi’nde (RASFF) ülkemizden ihraç edilen ürünlerdeki pestisit kalıntılarına ilişkin epeyce bilgi var.

Bu yazının meselesi ülkemize iade edilen bu zehirli gıda ürünlerine ne olduğudur. Basitçe sorarsak 164 ton limona ne oldu? İmha mı edildi, yoksa tüketime mi sunuldu? Bunları açıklamadan önce RASSF kayıtlarına kısaca değinelim.

RASSF KAYITLARI

RASSF sisteminde birliğe üye herhangi bir ülkenin ithal ettiği bir gıda ürününde zehirli bir kimyasal madde belirlendiğinde bu bilgi internet portalına işlenerek bütün üye ülkelerin konudan hızla haberdar olmaları ve önlem almaları amaçlanıyor.

Ülkemize dair RASSF kayıtları incelendiğinde limon için 15/06/2016 tarihli bir kayıt var ama o kayıtta olayın geçtiği yer Bulgaristan. Yani ülkemizden Bulgaristan’a gönderilen limonlarda pestisit kalıntısı tespit edilmiş ve bu durum RASSF kayıtlarına girmiş. Sağlığa zararlı olduğu tespit edilen bu ürünler ülkemize geri gönderiliyor. Acaba Bulgaristan’dan iade edilen bu limonlar sonra Doğu Makedonya-Trakya Eyaletine ihraç edilmiş ve o olay da RASSF kayıtlarına girmemiş olabilir mi? Ya da her iki olay tamamen farklı mı? bilemiyorum.

PESTİSİT KALINTISI İÇEREN ÖRNEK SAYISI (ADET)

TEMEL SORUN NEREDE?

Her iki durum da mümkün ama bu sorulara yanıt aramak olayın nasıl gerçekleştiğine dair detaylı bilgi sağlamanın ötesinde bir anlam taşımıyor. Temel soru aynı yerde duruyor çünkü: “Temmuz ayında içinde zehirli madde olduğu için Yunanistan’dan ülkemize geri gönderilen 164 ton limon ne oldu?”

Temmuz ayı çok uzakta kaldı, konu güncelliğini yitirdi diye düşünecekler için çerçeveyi genişleterek konunun güncelliğini vurgulamak yerinde olacak.

2016 yılı Ocak-Ekim tarihleri arasındaki RASSF kayıtları incelendiğinde ülkemizden Avrupa Birliği ülkelerine ihraç edilen çeşitli gıda ürünlerinde yasal mevzuata aykırı pestisitlerin kalıntısına rastlamak mümkün. Örneğin son üç ay içinde limon ve biber gibi çeşitli ihraç ürünlerinde 14 kez chlorpyrifos isimli pestisitin kalıntısı tespit edilmiş. Dolayısıyla yukarıda sorduğumuz soruyu yineleyerek “chlorpyrifos içerdiği için ülkemize iade edilmiş 14 farklı ihraç partisine ait gıda ürünlerine ne oluyor?” diye de sorabiliriz.

CHLORPYRIFOS KULLANIMI YASAKLANMAMIŞ MIYDI?

Pestisitlerin hangi gıda ürününde ne miktarda kullanılacağı yasal mevzuatlar tarafından belirlenmekte. Gıdalardaki pestisit kalıntılarının belirli bir sınır değeri aşmaması gerekiyor. Aşarsa sağlığa zarar vereceği kabul ediliyor. Ama son yıllarda hormonal sistem bozucu olarak nitelenen bazı pestisitlerin gıdalardaki kalıntısı sınır değerin altında olsa bile özellikle bebek ve çocuklar için ciddi bir sağlık sorunu oluşturduğu belirtiliyor. Ve chlorpyrifos’ta hormonal sistem üzerinde bozucu etkileri olan pestisitlerden biridir.

Ülkemizde tarımsal üretimde chlorpyrifos kullanımı geçtiğimiz Nisan ayında yasaklanmıştı. Aynı şekilde Avrupa Birliği ülkelerinde de kullanımı sınırlandırılmış pestisitlerden biri.

RASSF kayıtlarını incelediğimizde ülkemizden ihraç edilen gıda ürünlerinde tespit edilen chlorpyrifos kalıntısının Avrupa Birliği mevzuatında yer alan sınır değeri en az 10 kat, çoğu üründe ise 40-50 kat aştığı görülmektedir. Analiz sonuçlarına göre ülkemize iade edilen bu ürünlerin sağlığa zararlı olduğu ve kesinlikle yenmemesi, imha edilmesi gerektiği söylenebilir.

İADE EDİLEN ÜRÜNLERE NE OLUYOR?

Şu sorulara yanıt aramak bir gereklilik: ‘Bu ürünler ülkemize hangi tarihte iade edildi? Eğer ürünlerin imhasına karar verildi ise bu ne zaman ve kimler tarafından yapıldı? Ürünler imha edilmediyse ne oldu? İç pazara sunulup tüketildi mi?’

Bu soruların muhatabı Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’dır. Kamu adına yanıtı bekliyoruz.

İhraç edilen ürünlerde chlorpyrifos kalıntısının bu kadar çok çıkması yurtiçinde üretilen ürünlerde de yasak olmasına rağmen chlorpyrifos’un halen yaygın olarak kullanıldığını düşündürüyor. Eğer öyleyse mevcut durum tam bir başıboşluktur.