İngiltere, Demir Leydi, Covid-19
Ne demişti Demir Leydi, "Toplum diye bir şey yoktur. Ferdi kadınlar, erkekler ve onların aileleri vardır". Meali size ne toplumun genelinden, siz kendinizi ve ailenizi kurtarın yeter, oysa bugün yaşadığımız pandemi gösteriyor ki değil içinde bulunduğumuz toplumda binlerce kilometre uzağımızda yaşananlarla bile aynı gemideyiz.
Ümit Yücetin*
Zorunlu olarak evde kaldığımız bu günler, kendimiz, içinde bulunduğumuz (en azından birkaç hafta öncesine kadar) sosyal ortam ve dünyamız üzerine dikkatle bakmamıza olanak verdi hatta biraz da zorladı. Evde olmak lüksüne sahip olanlarımıza kendimizle, ailemizle yeniden tanışma fırsatı verdi. Biz dünyalılar belki de ilk kez tek bir göz, tek bir kulak halinde bulunacak bir aşı ya da etkin bir tedavi protokolü için dua ederek resmi açıklama(ma)ları bekliyoruz. Hangi ülkeden olursa olsun insanların bir rakam haline geldiği gerçeğini görmezden gelerek, ölümlerin yaş ortalamasına bakıp en azından yaşlı nüfusu kaybettiğimizi düşünüp (içimizden utanarak da olsa) endişelerimizi gidermeye çalışıyoruz. Yaşam hakkı denen şey sadece gençlere aitmiş gibi. Ateş evimize düşmediği için henüz ülkemizde hastalığın pik yapmadığının algısına tam var(a)mayarak içinde bulunduğumuz durumu hafife alıyoruz. Okulların kapatılması, sosyal izolasyon için tedbirler alınmaya çalışılmasıyla yaşam neredeyse (resmi rakamlara göre yüzde 80) durmuş durumda.
Dünyada neler oluyor; Çin salgını kontrol altına aldı keza Kuzey Kore iyi durumda, Rusya'dan gelen rakamlar kontrolün ele geçirildiği yönünde; Eski Dünya ise belki de tarihte ilk defa bu kadar çaresizlik yaşıyor. Almanya dışında büyük devletler (İngiltere; İspanya, İtalya) çaresizlik içinde büyük kayıplar veriyor. Avrupa Birliği oluşumunun ekonomik birlikten başka bir şey olmadığını gördük. Şapka düştü, kel göründü.
Ne zamandan beri insanlar birbirine yardım etmez hale geldi? Topluma aidiyetin öneminin yitirildiğinden beri, "birey" olma kavramı "paçasını kurtaran kaptan" olarak algıladığından beri, aidiyetlerimizi birliğimize değil, ayrıcalıklarımıza dayandırmaya başladığımızdan beri, her birimizin diğerine göre "öteki" olduğumuza aldırmadan bir sürü öteki yarattığımızdan beri, bir bardak çaya on beş lira veremeyeceklerle aynı mekanda karşılaşmak istemediğimizden beri, beri, beri...
Ne demişti Demir Leydi," Toplum diye bir şey yoktur. Ferdi kadınlar, erkekler ve onların aileleri vardır". Meali size ne toplumun genelinden, siz kendinizi ve ailenizi kurtarın yeter, oysa bugün yaşadığımız pandemi gösteriyor ki değil içinde bulunduğumuz toplumda binlerce kilometre uzağımızda yaşananlarla bile aynı gemideyiz (Mars'ta hayat henüz başlamadı). Margaret Thatcher'in neoliberal politikaları ile birlikte İngiltere'de sağlığın özeleşmesinin önü açıldı. Öncesinde, 1948'den beri Beverige'in "kamusal" modeli uygulanıyordu; vergi ile finanse edilen merkezi hizmet tüm vatandaşları güvenlik şemsiyesinin altına alıyordu. 1979'da göreve gelen Demir Leydi Hükümeti iç rekabeti arttırabilmek adına 1990'da Ulusal Sağlık Sistemi ve Toplum Bakımı Yasası'nı çıkardı. Böylece vakıflara hastane açmanın önü açılmış oldu, bu kurumlar Sağlık Sistemi Düzenleme Birimi'ne bağlandılar. Yani hastaneler işletme olmuştu.
Yarı özel statüdeki bu işletmeler(!) 2002'de bağımsız sektörün de işe katılabilmesi ile tamamen özelleşti. Devletin finansı, sevk zinciri ile tüm vatandaşları kapsayan sistemden, zengin mahallelerde yaşayan erkeklerle daha fakirlerin yaşadığı bölgedeki erkeklerin yaşam ömrü arasındaki farkın neredeyse dokuz yıla çıkmasına neden olan sisteme geçiliverdi. (Size de bir yerleri hatırlatıyor mu?) Halihazırda İngiltere'deki sağlık göstergeleri Avrupa'da kendi grubundaki ülkeler arasında geridedir tıpkı sağlığa en çok bütçeyi ayırdığı halde, çok küçük bütçelerle üstelik de ambargo altında yaşayan küçücük ada ülkesi Küba'dan çok çok gerilerde sağlık göstergelerine sahip Amerika gibi.
DSÖ, Covid-19 pandemisini ilan ettikten sonra İngiliz hükümeti hiçbir tedbir almayacağını ve doğal bağışıklığın gerçekleşmesini bekleyeceklerini açıkladı. Brexit kararından sonra AB ülkesi vatandaşı sağlık çalışanlarının yavaş yavaş ülkeden ayrıldığı bu dönemde zaten zayıf olan sağlık sisteminin bu yükü kaldıramayacağını anlamaları maalesef salgın için gereken hızla alınması gereken kararların gecikmesinden sonra oldu. Umarım ve dilerim Demir Leydi'nin İngiliz vatandaşlarına yutturduğu "demir leblebi" hem İngiltere hem Avrupa hem de dünya için çok sorun teşkil etmez.
*Dr., Antalya Tabip Odası Denetleme Kurulu Üyesi