İnsan olmak: Sevmek, öğrenmek, başkaldırmak

Hintli filozof Krişnamurti, insan olmanın temel özelliklerini böyle sıralıyor. Komünist filozof Marx da, "İnsan, kendisini ikinci kez doğurmalıdır" diyor. Yeni yıla girerken değişimi öncelikle kendimizden başlatalım, derim…

Atilla Özsever atillaozsever@gmail.com

Yeni bir yıla giriyoruz. İnsan, ister istemez geçmişini sorgulayıp yeni yıla ilişkin düşüncelere de dalabilir. Genelde yılın son günlerinde böyle bir muhasebe yapılabilir. Ben de böyle bir deneme yazısı yazmayı uygun buldum.

Ünlü Hintli filozof Krişnamurti, insan olmanın üç temel özelliğini şöyle sıralıyor: Sevmek, öğrenmek ve başkaldırmak. Bu üç kavram hakkında da aşağı yukarı bir fikir sahibiyizdir. Sevmek ve öğrenmek konusunu daha detaylı da açabiliriz, başkaldırmak da öncelikle insanın kendi sınırlarına, duvarlarına başkaldırması şeklinde ortaya konabilir.

Krişnamurti, bu üçlü sürecin birlikte olmasını savunuyor ve diyor ki, “Korkusuz, başkaldıran insan öğrenmenin, sevmenin de ne demek olduğunu anlamaya çalışır.” Bir şeyi öğrenmenin aslında yaşayarak gerçekleştiğine dikkat çekerek hayatın kendisinin önemli bir öğretmen olduğunu vurguluyor.

KENDİMİZİ YENİDEN ‘DOĞURMAK’

Bilimsel sosyalizmin kurucusu Karl Marx da, insanın kendisini geliştirip "ikinci kez doğumunu gerçekleştirmesini" savunuyor. Erich Fromm, “Marx’ın İnsan Anlayışı” isimli kitabında şöyle diyor:

“Marx’ın ana gayesi, herkesi eşit kılmak değil, bütün insanları ve toplumsal düzenleri insanileştirmektir. İnsan, kendi özüne dönmek, insan olmak, kendini geliştirmek ve insanlık tarihini evrimleştirmekle yükümlüdür. Yoksa para ve maddi kazançlarla doyup, biten ve tükenen bir makine gibi davranmakla değil."

Marx, insanın kapitalist toplumun yarattığı yabancılaşmadan kurtularak kendisini gerçekleştirmesini, bir insan olarak çevresiyle ve diğer insanlarla onurlu bir yaşam sürdürmesi gerektiğini savunuyor.

Öncelikle gerçek ihtiyaçlarımızın farkına varıp doğru bir bilinçlenmeyle bizi kapitalist toplumun aldatıcı yönlendirmesinden kurtarmasını sağlamamız gerekiyor. Kuşkusuz kapitalist toplumda insanın yabancılaşmasının esasını oluşturan özel mülkiyet düzenine son vermek, temel bir görev olacaktır.

Bununla birlikte kişisel olarak bu perspektifi göz önünde bulundurarak hayatın anlamına ilişkin kendimizde yapabileceğimiz değişikliklere odaklanmanın da önemli olduğunu düşünüyorum.

HAYAT SORUNDUR, İLİŞKİLER ZORDUR

Yaşamın sorunlarla dolu olduğunu başlangıçta kabul edersek, bu sorunları çözme yolunda da önemli bir mesafe kat edebiliriz. Önemli olan çözme becerimizi artırmaktır. Yine Marx’ın dediği gibi “Tarih, insanoğlunun karşısına çözemeyeceği olayları çıkartmaz." Yani, her sorunun mutlaka bir çözümü vardır. Yeter ki sakin bir şekilde, sabırla ve kabullenerek ancak yılmadan ve bu sorunun bir çözümü olacağı bilinciyle hareket edelim…

Ben bunu, SSK olarak tanımlıyorum. SSK, daha önceki Sosyal Sigortalar Kurumu’nun baş harflerinin kısaltılmış şeklidir. Akılda kolayca kalması amacıyla yaşam pratiği ile ilgili SSK diye formüle ettiğim şey ise şöyle: 'Sakin olmak, sabırlı olmak ve kabullenmek…'

Yaşamdaki olumsuzluklar, kötü giden şeyler mutlaka zararlı diye nitelendirilemez. Bu olumsuzluklardan yararlanabilmek, her olumsuzluğun mutlaka olumlu bir yanı olduğunu düşünmek de farklı bir bakış açısı gerektirir ve sorun çözmede işe yarayabilir.

Tabii ki cesaretle, mümkün olduğunca korkunun üstesinden gelerek mücadele azmimizi yüksek tutarak yaşam savaşını verebilmek önem kazanıyor. Hayat aslında, belli bir dünya görüşüne bağlı olarak insani duyarlılığı ön planda tutup mücadele edenlere arka çıkar diye düşünüyorum.

Sonuç olarak, yaşam, dürüst olanlara, cesur olanlara, mücadele edenlere, boyun eğmeyenlere hep kapılarını açık tutar… Şairin dediği gibi, “Yeter ki kararmasın sol memenin altındaki cevahir”…

YAŞAMIN ANLAMI ÜZERİNE KİTAPLAR

Bu yazımızı, hayatın anlamı ile ilgili kısa bir kitap listesi ile noktalayalım. Yararlı olması dileğiyle iyi okumalar ve iyi yıllar…

1. Erich Fromm: YAŞAMA SANATI, Arıtan Yayınevi

2. Engin Gençtan: İNSAN OLMAK, Remzi Kitabevi

3. Doğan Cüceloğlu: SAVAŞÇI, Sistem Yayıncılık

4. Mehmet İnanç Turan: İNSAN OLMASI ENGELLENMİŞ İNSAN, Etki – Bulut Yayınevi

5. Mina Urgan: BİR DİNAZORUN ANILARI, Yapı Kredi Yayınları

6. Andre Maurois: YAŞAMA SANATI, Kaknüs Yayınları

7. Erich Fromm: MARX’IN İNSAN ANLAYIŞI, Arıtan Yayınevi

8. Erich Fromm: SAHİP OLMAK YA DA OLMAK, Arıtan Yayınevi

9. Erich Fromm: SEVME SANATI, Say Yayınları

10. E. K. Ross – D. Kessler: YAŞAM DERSLERİ, Ege Meta Yayınları

11. Krişnamurti: İÇ ÖZGÜRLÜK, Yol Yayınları

12. Alfred Adler: İNSANI TANIMA SANATI, Say Yayınları

Tüm yazılarını göster