İnsanlık pencereden yardım istiyor!

Burası İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’ne bağlı Harmandalı Geri Gönderme Merkezi... Pencerelerden sarkıp ellerini uzatan erkek ve kadınların "Yardım edin", "Yemek", "Burası Guantanamo" seslerine çocuk çığlıkları karışıyor...

Abone ol

İZMİR - Tek başına bisiklet turuna çıkan bir arkadaşımın anlattıkları ilk etapta inanılır gibi değildi. 'Olamaz, yanılıyor olmayasın' dedim. Şehrin çok da dışında olmayan, üzerinde 'Geri Gönderme Merkezi' yazan devasa bir binadan gelen sesleri anlattığında.

Bağırışlar, çığlıklar, camdan sarkarak "Yardım edin" diye yalvaran insanlar. Bir yanlışlık olmalıydı. Kuşku, soru işaretleri gün boyu kafamı kurcaladı. Çok inandırıcı gelmese de konuyu araştırmaya karar verdim. Bir arkadaşımı da yanıma alıp metro ile önce İzmir’in, Egekent 2 Bölgesi'ne gittik. Bir taksiye binip bizi Geri Gönderme Merkezi'ne götürmesini istedik. Taksici yeri biliyordu. Çok fazla uzaklaşmamıştık ki önümüze kocaman bir bina çıktı. Şehrin sonu ama aynı zamanda içinde de sayılır. Yan tarafta bir kadın, koyunlarını otlatıyor...

'YARDIM EDİN, BURASI GUANTANAMO'

Binanın ana giriş kapısına gelmeden, taksiciye "Burada inelim" diyoruz. Daha arabadan inmeden insanın içini ürperten sesleri duymaya başlıyoruz. Sanki aniden bir filmin içine düştük. Derin, can yakıcı, şok edici bir korku filmi. Gerçeklik o kadar şok edici ki bütün sahneler çok ağır ilerliyor ve biz o sahnenin içinde aynı zamanda dehşetle kendimizi izliyoruz. Kendimi "Yardım edin" çığlıkları karşısında çok çaresiz hissediyorum. Yaşadığım çaresizlik içinde onların çığlıklarına karşı cılız bir ses olabileceğimi onlara ellerimi sallayarak anlatmaya çalışıyorum. "Yardım edin", "Yemek", "Burası Guantanamo" seslerine karışan çocuk çığlıkları.

Hemen mültecilerle ilgilendiğini öğrendiğim birkaç avukatı aradım. Buranın hukuki olarak neresi olduğunu, yabancı insanların burada neden tutulduğunu ve neden çığlık çığlığa yardım istediklerini sordum.

'DIŞARIDAN GÖRÜNDÜĞÜ GİBİ DEĞİL'

Bu merkezde idari gözetim altında tutulan müvekkilleri olduğu için ismini vermek istemeyen ancak "Bir avukat sorumluluğuyla burada yaşananları anlatmam gerekiyor" diyen bir avukat şunları söyledi: "Burası İçişleri Bakanlığı, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’ne bağlı Harmandalı Geri Gönderme Merkezi. Aslında ilk kurgulandığında yabancıların akşamları imza atacakları, giriş çıkış yapabilecekleri bir merkez olarak planlanmıştı. Bunlar dışarıdan baktığınızda lüks, bakımlı yeni binalar olarak görünüyor. Ancak böylesine fiziki koşulların aksine insani koşulların hiç olmadığı bir yer. Yabancıların Uluslararası Koruma Kanunu’nun 54. maddesine göre sınır dışı edilme nedenleri var. İlk olarak eğer bir yabancı hakkında sınır dışı edilme kararı alınıyorsa o kişiye idari gözetim kararı alınıyor. Yani idari gözetime alınan yabancılar buralarda tutuluyor."

'SİZİ ONLARLA GÖRÜŞTÜRÜRSEM BENİ SÜRERLER'

Bu merkezde bir avukat olarak yaşadıklarını ise şöyle anlatıyor: "Burada resmen bir tutukluluk hali var. Buradaki müvekkillerimden duyduğum tek şey temizlikçisinden, müdürüne kadar hepsinin onlara küfür ettiği, yemek verilmediği, işkenceye maruz kaldıkları. Bizi müvekkillerimizle görüştürmemek için çeşitli bahanelerle saatlerce kapıda bekletiyorlar. Tamamen keyfi bir uygulama ile avukatın meslek faaliyetlerini engelliyorlar. Bu Avukatlık Kanunu’na aykırı. Bu bir suçtur. Göç uzmanı bana diyor ki 'eğer ben sizinle onları görüştürürsem beni buradan sürerler. Bana verilen talimat bu.' Burada beklerken hasta insanlar, gözleri morarmış insanlar önümüzden geçiyor. Sorduğumuzda 'yere düştü' diyorlar. İçeriden sürekli çığlık sesleri geliyor."

Biz mülteciler

'KOŞULLAR HAPİSHANELERDEN DAHA KÖTÜ'

"Peki, buradaki insanlara bu kötü muamele neden yapılıyor?" sorusunu ise şöyle yanıtlıyor: "Gönüllü geri dönüş dediğimiz bir şey var. Kanunen 'geri gönderme yasağı' olduğundan bazı yabancılar geri gönderilemiyor. Bu yasak yüzünden geri gönderemedikleri yabancılara kötü muamele ederek, aç bırakarak, işkence ederek geri dönüş formunu imzalamak zorunda bırakıyorlar. Bu şekilde ülkelerine geri dönmeye zorluyorlar. Yani bu insanların camlardan bağırması boşuna değil. Hapishanelerde bile koşullar çok daha iyi. Bu insanlar suçlu değil. Uluslararası Yabancılar Kanunu’na baktığınızda avukat tutma hakkı, itiraz etme hakkına sahip. Ama kanunlar burada uygulanmıyor. Tamamen bir tecrit söz konusu. Burası insan haklarını ihlal eden bir merkezdir."