İranlılar, Reisi'nin ölümünü değerlendirdi: 'Biri gider biri gelir, bizim sefaletimiz devam eder'

Cumhurbaşkanı Reisi'nin ölümü hakkında konuşan İranlı bir esnaf, "Kimin umurunda ki? Bir tutucu ölür, yerine bir başkası gelir; bizin sefaletimiz devam eder" dedi.

Abone ol

DUVAR - İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, beraberlerindeki heyetle birlikte 19 Mayıs Pazar günü geçirdikleri helikopter kazasında hayatını kaybetti. Reuters haber ajansının değerlendirmesine göre, 'bölünmüş' ülkede Reisi'nin ölümü 'sessiz bir yas ve gizli bir kutlama' ile karşılandı. 

'ÜZGÜNÜM ÇÜNKÜ REİSİ ÖLSE DE REJİM DEĞİŞMEYECEK'

İran'da 22 yaşındaki Kürt kadın Mahsa Jîna Emini 'başörtüsünü düzgün bağlamadığı' gerekçesiyle 'ahlak polisi' tarafından gözaltına alındıktan sonra katledildiğinde ve bu ölüm ülke çapında kitlesel protesto gösterilerine yol açtığında, Reisi henüz bir yılı aşkın süredir görevdeydi. İran, eylemleri şiddet yoluyla bastırdı. Reisi'nin ölümünün ardından telefonla Reuters'a görüş veren 21 yaşındaki Tahranlı öğrenci Laila, bu ölüm karşısında üzülmediğini 'çünkü Reisi'nin başörtüsü için kadınlara baskı uygulanması emrini verdiğini' anlattı. Laila, "Ama üzgünüm çünkü Reisi ölse de rejim değişmeyecek" diye konuştu.  

Emini protestolarında güvenlik güçleri tarafından öldürülen bir gencin bir aile üyesi de The Guardian gazetesine yaptığı açıklamada, "Reisi'nin ruhu asla huzur bulmayacak çünkü erkek kardeşimi ve memleketimin çocuklarını öldürdü. O, o kadar çok çocuğun ölüm emrini veren bir katil ki... Kardeşimin ruhu ancak onun gibiler adaletin karşısına çıkarıldığında huzur bulacak. O zamana kadar Allah'a inanıyoruz" ifadelerini kullandı. 

'NE MUTLUYUM NE ÜZGÜN...'

Eylül 2022'de Jîna Mahsa Emini'nin ölümü üzerine sokağa çıkan ilk insanlardan olduğunu anlatan 22 yaşındaki bir kadına göre ise Reisi'nin ölümü kendilerinin her gün karşı karşıya kaldığı baskıyı değiştirmek için çok az işe yarayacak: "Ölümüyle ilgili mutlu ya da üzgün değilim. Ama bunu arkadaşlarımızın ölümü karşısında bir adalet emaresi olarak görüyoruz. Sadece temel insan haklarımızı talep ettiğimiz için her gün ölümle burun buruna olmaya devam ediyoruz ve bu, eğer rejim yıkılmazsa maalesef değişmeyecek."

İran'da tutuklu, Nobel Barış Ödüllü Nergis Muhammedi'nin eşi Taghi Rahmani de Reisi'nin ölümünün 'Hamaney tarafından sürdürülen ülke liderliğinde yapısal bir değişiklik getirmeyeceği' görüşünde. Rahmani, "Diğer yandan, yaklaşan siyasi mücadeleyi ve rejim içindeki iç güç dengesini gözlemlemeliyiz çünkü İran anayasası 50 gün içinde yeni seçimlerin yapılmasını şart koşuyor" değerlendirmesinde bulundu.

'İNFAZ EDİLENLERİN AİLELELERİNİ TEBRİK EDERİM'

Reisi'nin memleketi Kum kentinden 28 yaşındaki Muhammed Hüseyin Zarrabi ise Cumhurbaşkanı Reisi'den övgüyle bahsederek, "Çok çalışkan bir cumhurbaşkanıydı. Mirası biz hayatta olduğumuz sürece yaşayacak" ifadelerini kullandı. 

Cumhurbaşkanı Reisi, 1980'li yıllarda binlerce muhalifin idamında rol oynadığı gerekçesiyle eleştirilen bir isimdi. İran, toplu idamları hiçbir zaman kabul etmemiş olsa da Uluslararası Af Örgütü, 'İran Devrimi'nin ilk 10 yılı içinde 5 bin İranlının idam edildiğini tahmin ediyor. Reisi'nin ölümünün ardından çevrimiçi bir forumda görüşlerini paylaşan Soran Mansournia isimli bir kişi, "İdam kurbanlarının ailelerini tebrik ederim" dedi. 

'BUNUN İÇİN TOPLUMSAL SORUNLARLA FAZLA MEŞGULÜZ'

Reisi'nin ölümünden üzüntü duyduğunu ifade eden Nergis isimli bir İranlı, onun 'bir şehit olarak' öldüğünü söylerken, Yezd kentinde esnaf olan 47 yaşındaki Reza, "Kimin umurunda ki? Bir tutucu ölür, yerine bir başkası gelir; bizin sefaletimiz devam eder. Biz, böyle haberlerden endişe etmek için ekonomik ve toplumsal sorunlarla fazla meşgulüz" dedi. 

(DIŞ HABERLER SERVİSİ)