İşbirliğinin mimarları anlattı: İstanbul Film Festivali ruhu MUBI’ye nasıl taşındı?

Korona virüsü salgını nedeniyle ertelenen 39. İstanbul Film Festivali, MUBİ ile işbirliği yaparak geçmiş yıllarda ödül alan filmlerden özel bir seçki hazırladı. Üstelik seçkide yer alan filmler, MUBİ üzerinden ücretsiz izlenebilecek.

Abone ol

DUVAR - Bu yıl İstanbul Film Festivali’nin 10-21 Nisan tarihleri arasında yapılması planlanmıştı. Ancak korona virüsü (Covid-19) salgını sinemaseverlerin dört gözle beklediği festivalin ertelenmesine neden oldu. Festivalin ne zaman gerçekleştirileceği belirsizliğini korurken MUBI Türkiye ile festivalin düzenleyicisi İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı (İKSV), festival ruhunu evlere taşıyacak bir işbirliğine imza attı. Bu yıl düzenlenmesi planlanan 39. İstanbul Film Festivali’nin Mayınlı Bölge Tema Sponsoru da olan MUBI bu işbirliği ile aynı tarihlerde festivalde daha önce ödül almış 12 filmi izleyiciyle buluşturuyor. Üstelik ücretsiz!

İstanbul Film Festivali Direktörü Kerem Ayan ve MUBI Türkiye Direktörü Cem Altınsaray’a fikrin nasıl ortaya çıktığını, MUBI’nin projelerini ve kapanan salonların ardından festivalin nasıl bir yol izleyeceğin sorduk.

Öncelikle, festivalin bu yıl gerçekleştirilmesi planlanan tarihlerde böyle bir projeyi hayata geçirme fikri nasıl ortaya çıktı.

Kerem Ayan

Kerem Ayan: MUBI ile Nisan ayı için İstanbul Film Festivali Mayınlı Bölge sponsorluğu temelinde el sıkışmıştık. Bu işbirliğini böylesi bir dönemde nasıl pekiştirebiliriz diye düşündük. Karantina zamanı Festival tarihlerinde ne yapabiliriz diye konuştuk Cem’le. Seyircilerimize ne de olsa 10-21 Nisan arası film sözü vermiştik. Festivalin ödüllü filmlerinden bir seçki olsun dedik. Normalde açılış gecemiz olacak 9 Nisan’ı 10 Nisan’a bağlayan gece de ilk filmi koymaya karar verildi.

Cem Altınsaray: Ben ekibimle Londra’da yaklaşmakta olan 39. festivale hazırlanırken bir sabah Kerem’in telefonuyla uyandım ve festivalin ertelendiğini haberini aldım. İstanbul’a döndükten sonra da birkaç kez telefonda konuşup değerlendirmelerde bulunduk. Sanırım bir şekilde Kerem’in aklına girmeyi başardım; bir akşam aradı, Cem hadi yapalım dedi ve gerisi çorap söküğü gibi geldi.

Program oluşturulurken hangi kriterleri gözettiniz, nasıl bir yöntem izlediniz…

Cem Altınsaray

K.A: Ben Cem’e Festival’de şimdiye kadar ödül kazanmış tüm filmlerin listesini yolladım. Seçki tamamen MUBI’ye ait. Zaten onlar harika küratörlük yapıyorlar kendi seçkileri için de. Çıkan sonuçtan iki taraf da memnun kaldı. Onlar nasıl çalıştı onu Cem söylesin…

C.A: Daha ilk konuşmada, hiç tereddütsüz festivalin son 10 yılından ödüllü filmlere odaklanmaya karar verdik. Murathan Mungan’ın, 25 yıl önce karşılıklı festival kahvesi içtiğimiz bir sırada, çok sıkı bir festival takipçisi olduğunu, Sinema Günleri’nden itibaren yılda 40-50 filmin altına düşmediğini, buna karşın Altın Lale kazanan filmi bir türlü denk getiremediğini söylediğini hatırlıyorum. Geçmişte İstanbul Film Festivali’nde kendim de ödül verdiğim için biliyorum; gerçekten de çok sürpriz filmlere gidebiliyor ödüller. Bu seçkiyle son 10 yılın ödüllü filmlerini bir arada izleme fırsatı sunacağımız için mutluyum.

Kısaca gösterilecek filmlerden bahsedebilir misiniz?

K. A: Bunların listesi ve açıklamaları MUBI sitesinde var.

C. A: Kerem’in bahsettiği adres: mubi.io/ist_filmfest

Ama filmleri ve festivalde aldıkları ödülleri bir liste halinde burada anmakta fayda var.

1. Tony Manero (Pablo Larrain, 2008) - 28. IFF, Altın Lale

2. Körlük / Blind (Eskil Vogt, 2014) - 33. IFF, Altın Lale

3. Faydalı Hayat / A Useful Life (Federico Veiroj, 2010) - 30. IFF, Jüri Özel Ödülü

4. Oslo, 31 Ağustos / Oslo, August 31st (Joachim Trier, 2011) - 31. IFF, Jüri Özel Ödülü

5. Mikrofon / Microphone (Ahmad Abdalla, 2010) - 30. IFF, Altın Lale

6. İşe Yarar Bir Şey / Something Useful (Pelin Esmer, 2017) - 36. IFF, FIPRESCI

7. Ne Yaptın Richard / What Richard Did (Lenny Abrahamson, 2012) - 32. IFF, Altın Lale

8. Şeylerin Boktanlığı / The Misfortunates (Felix Van Groeningen, 2009) - 29. IFF, Altın Lale

9. Taş Bebek / Papusza (Joanna Kos-Krauze, Krzysztof Krauze, 2013) - 33. IFF, Jüri Özel Ödülü

10. Camille Claudel, 1915 (Bruno Dumont, 2013) - 32. IFF, Jüri Özel Ödülü + FIPRESCI

11. İmkânsızın Şarkısı / Norwegian Wood (Tran Anh Hung, 2010) - 30. IFF, FIPRESCI

12. ’93 Yazı / Summer 1993 (Carla Simón, 2017) - 36. IFF, Jüri Özel Ödülü

Bu filmler MUBI Türkiye’de nasıl izlenecek. Üyeler dışında etkinlik süresine özgü bir izleme olanağı söz konusu olacak mı?

C.A: Normalde MUBI’ye ilk kez gelenler için bir hafta deneme süresi söz konusu. Burada tüm programın ve MUBI’de gösterimde olan diğer filmlerin izlenebilmesi için bir aylık deneme süresi veriyoruz. Kısaca hiçbir şey ödemeden programın tamamını izlemek mümkün. Bunun için yapılması gereken tek şey mubi.com/istanbul şeklindeki kampanya sayfasına gidip üyelik oluşturmak.

İstanbul Film Festivali ile ilgili belirsizlik devam ediyor sanırım. Öte yandan bu dönemde festivalin iki ana mekanı Atlas ve Rexx sinemaları hakkında kapanacaklarına dair haberler çıktı. Bu konuda bir gelişme var mı? Bu salonların kapanması durumunda festivali nasıl bir gelecek bekliyor.

K.A: Evet belirsizlik tabii ki devam ediyor. Festivali erteledik ama ne zaman yapacağımız ülkenin durumuna göre belli olacak. Daha ne kadar evde kalacağımız konusu muamma, yaşayıp göreceğiz. Kapanan sinemalara gelince, Atlas Sineması kapanmadı, Kültür Bakanlığı tarafından restore ettiriliyor ve de umarım sonbaharda daha da güzelleşerek açılacak. Atlas Sineması’nın da içinde olduğu tüm bina zaten Sinema Müzesi olacak. Rexx ise kapandı ne yazık ki, mali sebepler yüzünden. Virüs öncesi de zaten bağımsız sinemaların ayakta durma zorlukları vardı. Sponsor olmadan da sanki ayakta durmaları kolay değil. Kullandığımız diğer bağımsız sinemalar, Kadıköy ve Beyoğlu hala ayakta ama onların işi de kolay değil. Bu sinemaların hepsine destek lazım. Rexx sinemasına da eğer bir sponsor veya destek bulunursa tekrar açılabilir. Genelde salonlar kapanırsa tabii ki festivaller olamaz. Veya da artık bizin bildiğimiz, sevdiğimiz gibi olamayacak... Ben şahsen online festival yapma fikrine hiç sıcak bakmıyorum. Konuklu, seyircili, sinema salonlu festival taraftarıyım. Ama yaşadığımız zamanlar bizi nereye götürecek bilmiyoruz şimdilik.

MUBI Türkiye’nin diğer içerikleri hakkında bilgi verir misiniz? 

C.A: MUBI’de istisnasız her gün yeni bir film gösterime girdiği için hayli dinamik bir program var. Bu söyleşiyi bir ay sonra yapsak tamamen farklı şeylerden bahsediyor olacaktık ama şu anda, Joseph Losey ve Jean-Pierre Melville seçkileri, hâlen devam eden Özcan Alper toplu gösterimi, kesinlikle herkese göre olmayan Troma filmleri, şimdiden 21. yüzyılın en büyük belgeseli kabul edilen “Ölü Ruhlar”, önceki yılın en iyi filmlerinden “Şüphe” ve Twitter’da da çok etkilendiğim notuyla paylaştığım, benim için iki büyük keşif: “Kaosun Fenerleri” ve “Bruce Lee ve Eşkıya” sanırım ilk sayabileceklerim.