'İşçiler haklıydı' diyen İGA CEO'suna yanıt: Timsah gözyaşları

İGA CEO’su Kadri Samsunlu'nun 'işçiler haklıydı' açıklamasına İnşaat-İş Sendikası yanıt verdi. Sendika 'Samsunlu’nun açıklamalarının kendisi yeni bir suç duyurusudur' dedi.

Abone ol

DUVAR - 3. havalimanı işçileri için 'haklıydılar’ diyen İGA CEO’su Kadri Samsunlu'ya İnşaat-İş Sendikası'ndan yanıt geldi. Sendikadan yapılan açıklamada, “Yaptıkları açıklamanın hiçbir samimiyeti yoktur." denildi.

3. havalimanı inşaatında çalışan işçiler kötü çalışma koşulları nedeniyle eylemler düzenlemiş, şartlarının düzeltilmesini talep eden işçiler sert müdahalelerle karşılaşmıştı. Aralarında sendika yöneticilerinin de bulunduğu 34 işçinin eylemler nedeniyle tutuklanmasının ardından İGA CEO’su Kadri Samsunlu'dan konuya ilişkin bir açıklama geldi.

Fatih Altaylı'nın köşe yazısında aktardığına göre, Samsunlu işçilerin haklı olduğunu belirterek, “Sorunlar varmış birikmiş ama benim haberim olmadı. Bunlar bana aksettirilmedi” dedi.

SENDİKADAN SAMSUNLU'YA YANIT

'Havalimanında jandarmanın ve polisin zulmü, cezaevinde hukuksuzluğun yarattığı zulüm devam etmektedir” denilen açıklamada şunlar kaydedildi;

İŞ CİNAYETLERİNDEN BAHSETMİYOR: İlk günlerde bu direnişi kriminalize etmeye çalışanlardan Fatih Altaylı’nın aktardıkları, İGA patronlarının bu günah çıkarma işini yaparlarken bile sorumluluk üstlenmekten itinayla kaçındıklarını gösteriyor. Servis sorununu, yemek kuyrukları meselesini, tahtakurularının varlığını kabul eden İGA yöneticisi, tüm bunlardan ya haberinin olmadığını söylüyor ya taşeron patronların gerekli düzenlemeye uyum göstermediklerini öne sürüyor ya da işçilerin yatakhanelere yemek sokarak hijyeni bozmalarının da payı olduğunu belirtiyor.  Bu ölçüde bir kalabalığın yaşamsal sorunlarının organizasyonunun güç olduğundan da dem vuruyor. Fakat mesela iş cinayetlerinden, bir gün önceki servis kazası gibi “kazaların” rutinliğinden, ödenmeyen ücretlerden ya da eksik yatırılan primlerden falan hiç bahsetmiyor.

DIŞ MİHRAK YARATIYOR: İşçilerin kendiliğinden isyan ettiklerini ifade ederken, klasik kriminalizasyondan da vazgeçmiyor. Hem de bunu en sinsi biçimlerle yapıyor: ‘Bu kadar yoğun iş alanlarında her zaman sorunlar olabilir. Daha önce de belli sıkıntılar olmuş. O gün servis meselesinde aniden patlamış. Ve büyümüş’ diyen Samsunlu, tüm kabullerine, o samimiyetsiz itiraflarına rağmen, ‘İlginç olan buradaki güvenliğe rağmen dışardan tellerden içeri girenler olmuş’ diyor. Yani yine bir ‘dış mihrak’ yaratıyor.

TİMSAH GÖZ YAŞLARI: Bu ‘dışardan girenlerin’ kimler olduğunu ve kendisinin de kabul ederek, hak verdiği bu işçi isyanında hangi görev bilinciyle orada bulunduklarını ve sendikacı kimlikleriyle bizzat işçiler tarafından oraya girmelerinin sağlandığını, içlerinden birinin orada zaten işçi olduğunu vs. perdeleyerek bilinçleri zehirlemekten geri durmuyor. Bu arada timsah gözyaşlarını dökmeye de devam ediyor Samsunlu.

SORUMLULUKLARI ÜSLERİNDEN ATAMAZLAR: Kadri Samsunlu’nun yaptığı açıklamalara bakınca 3.Havalimanı işçilerinin isyanının ne kadar haklı olduğunu bir kez daha gördük. İşçilerin düzeltilmesini istediği tüm koşulların varlığı kabul edilmiş. Fakat öte yandan işçi arkadaşlarımız ve sendika emekçileri hala tutuklu ve tutuklamalar da devam ediyor. “işçiler haklıydı, onlardan özür diledim” ya da “benim haberim yoktu” diyerek verilen acıların sorumluluğunu üstlerinden atamazlar.

BEYİMİZ ÇOK ÜZÜLMÜŞ: 'Jandarmanın müdahalesi çok sert olmuş’ diyor beyimiz, çok üzülmüş buna. O gün o masada Kadri Samsunlu’nun bizzat kendisi, kaymakam ve kendisinin çağırdığı jandarma komutanı da vardı. Kaymakam da komutan da İGA’nın erleri gibi hareket ediyorlardı oysaki… İşçilerin fazla ücret ya da daha az çalışmak gibi taleplerle değil, “sadece bize insan gibi muamele edin” isyanına onları muhatap alarak çözüm üretmeyen, her zamanki kibirli yaklaşımlarla onları bu sefer de oyalayacağını sanan ve özünde işçiyi aşağılayan da en başta bu kendisi ve yanındaki resmi görevlilerdi. Yaptıkları açıklamanın hiçbir samimiyeti yoktur. Havalimanında jandarmanın ve polisin zulmü, cezaevinde hukuksuzluğun yarattığı zulüm devam etmektedir.

SUÇLU ONLARDIR: Bunun da ötesinde Samsunlu’nun açıklamalarının kendisi yeni bir suç duyurusudur. Bizzat kendisi ve buraları denetlemekle mükellef resmi kurumlar hakkında yapılmış bir suç duyurusu… Bu açıklamalardan sonra bir kez daha yineliyoruz: Arkadaşlarımızı serbest bırakın! Onları değil, tüm bu suçları üstlenen patronu(ları) ve onu (onları) denetlemekle görevli resmi temsilcileri-görevlileri yargılayan! Bir suçlu varsa onlardır!”