İSG-SEN: İş güvenliği uzmanlarının yetkileri işsizlik riski yüzünden uzatıldı
İş güvenliği uzmanlarının bir üst tehlikeli sınıfa bakma süresi bir yıl daha uzatıldı. Gerekçe olarak ‘sadece az tehlikeli sınıfa bakabilen C sınıfı iş güvenliği uzmanlarının işsiz kalma riski’ gösterildi. İSG-SEN Genel Başkanı İrfan Sayar bunun kalıcı bir çözüm olmadığını söylüyor ve ekliyor: “İstihdam alanlarının arttırılması gerek.”
ANKARA - Sosyal Hizmetler Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, 23 Şubat günü Resmi Gazete’de yayınlandı. Kanunun 16’ncı Maddesi 130 bin iş güvenliği uzmanını ilgilendiriyor. Söz konusu madde az tehlikeli işyerlerine bakmakla yetkili C sınıfı iş güvenliği uzmanlarının tehlikeli işyerlerine, tehlikeli sınıftaki işyerlerine bakmakla yetkili B sınıfı iş güvenliği uzmanlarının da çok tehlikeli iş yerlerine bakma süresini bir yıl daha uzattı. Normalde 1 Ocak 2019 tarihinde biten bir üst sınıftaki tehlikeye bakmak yetkisi, 1 Ocak 2020’ye uzamış oldu. Süre uzatımının gerekçesi olarak, normalde sadece az tehlikeli sınıfa bakabilecek olan C sınıfı iş güvenliği uzmanlarının işsiz kalma riski gösterildi.
İş güvenliği uzmanlarının bir üst tehlikeli sınıfı bakma yetkisini uzatan kanunu değerlendiren İş Sağlığı ve Güvenliği Çalışanları Sendikası (İSG-SEN) Genel Başkanı İrfan Sayar, süre uzatımının geçici bir çözüm olduğunu söyledi.
İrfan Sayar, söz konusu düzenleme öncesinde Meclis’te milletvekilleriyle ve İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Sedat Yenidünya ile görüştüklerini söyledi. “Süre uzatımı geçici bir çözüm ve taleplerimizi karşılamaz” diyen Sayar, 50’den az çalışanı olan az tehlikeli sınıftaki işyerlerinin iş güvenliği uzmanı bulundurma zorunluluğunun 2020 yılında yürürlüğe gireceğini hatırlatarak, “Az tehlikeli sınıfın hizmet alımı süresinin öne çekilmesi istihdam alanlarının arttırılması gerek” dedi.
‘YANLIŞTAN VAZGEÇİN’
Sayar, gerekli deneyimlere sahip olmayan kişilerin kolaylıkla B sınıfı iş güvenliği belgesi alabildiğini vurgulayarak, “Bu işin vazgeçilmez olgusu tecrübedir, çalışmışlıktır. C sınıfı belge ile 3 yıl, B sınıfı belge ile 4 yıl çalışmış olma şartıyla bir üst sınıfa yükselebiliniyor. Ancak şu an saha tecrübesi hiç olamayan bir kişi yüksek lisans yapıp B sınıfı belgesi alıyor ve tehlikeli, çok tehlikeli sınıfta hizmet veriyor. Tabiri caizse ameliyat yapmayı bilmeyen doktor gibiyiz. İş güvenliği uzmanı olabilme yeniden düzenlenmeli ve açık kapansın diye yıllardır devam eden bu yanlışlıktan artık vazgeçilmelidir” diye konuştu.
‘ÇALIŞANLAR ALARM VERİYOR’
İrfan Sayar, “Hekim tıp fakültesinden, hemşire sağlık bölümü çıkışlı olmasına karşın iş güvenliği uzmanları arasında öğretmen, mühendis, tekniker, fen edebiyat mezunu gibi çok farklı bölüm mezunları var. Mesleği farklı yorumlama, kendisine farklı roller biçme, beklentiler gibi bir sürü çatışmayı beraberinde getiriyor. Uzman sayısının hızla artması ile yeni bir sektör olan iş sağlığı ve güvenliği çalışanları alarm veriyor” ifadelerini kullandı.
Sayar, ülkede iş kazalarının azalmamasının bir nedenin de iş güvenliği uzmanlarına uygun çalışma koşulları sağlanmaması olduğunu söyledi ve şunlara dikkat çekti:
Ülkemizde iş kazaları ve meslek hastalıkları azalsın isteniyorsa iş sağlığı ve güvenliği çalışanlarının huzurlu ve mutlu bir şekilde çalışıp emeğinin karşılığını alması sağlanmalıdır. Sendikamızın özlük hakları, çalışma şartları, asgari ücret skalasıyla ilgili talepleri herkesçe kabul edilmelidir. Ayrıca ortak sağlık güvenlik birimleri tarafından meslektaşlarımızın bakabildiğinden fazla işyerlerine hizmet vermesinin yanlış. Yıl sonunda ‘Neden bu kadar iş kazası oldu?’ diye sorulduğunda vereceğimiz cevabı şimdiden bu şekilde vermiş olalım” diye konuştu.