IŞİD davasında 13 kişi tahliye edildi

İstanbul'da görülen IŞİD davasında 29 tutuklu sanıktan 13'ü tahliye edildi. 1 kişi ise tutuklandı.

Abone ol

DUVAR - IŞİD üyeliği suçlamasıyla 29'u tutuklu 35 kişinin yargılandığı davanın duruşması bugün görüldü. Tutuklu sanıklardan 13 kişinin tahliye edilmesine karar verildi. Sanıklar, IŞİD propagandası yapıldığı iddia edilen mescidin, sık sık polis tarafından kontrol edilen bir yer olduğunu, hatta polislerin bu mescitten memnun olduklarını söylediğini öne sürdü.

İstanbul 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan duruşmada, 29'u tutuklu 35 sanık hazır bulundu. Soruşturma kapsamında aranan ve Ribat Eğitim Kurumu'nun müdürü olduğu ileri sürülen Fatma Küçük ise, Ankara'da gözaltına alınarak SEGBİS yöntemiyle duruşmaya katıldı. Kimlik tespitinin yapılmasının ardından sanıklar savunmalarını yapmaya başladı.

'DEVLET BENİ AİLEMDEN DOLAYI YARGILIYOR'

Tutuklu sanıklardan Yunus Emre Doğan, sözlerine IŞİD'in bir "terör örgütü" olduğunu ve yaptığı eylemleri kabul etmediğini söyledi. Kardeşi ve ailesinden bazı kişilerin 2014 yılında IŞİD'e katıldığını aktaran Doğan, "Devletin bana sahip çıkması gerekirken beni ailemden dolayı yargılıyor" dedi.

Sanık Kurbani Karakış, eşiyle birlikte tutuklandıklarını belirterek, kendisinin sakalından eşinin de çarşaf giymesinden dolayı "terörle" ilişkilendirilmeye çalışıldıklarını iddia etti.

KEŞFİ İDDİASINA 'ASKER ARKADAŞI ZİYARETİ' SAVUNMASI

Ankara'da TBMM bahçesinde, AK Parti İl Başkanlığı'nda ve Caferilerin gittiği Halkalı'daki Zeynebiye Cami'sinde, IŞİD'in saldırısı için keşif yaptığı iddia edilen sanık Selim Sürmeli, Ankara'ya askerlik arkadaşını görmek için gittiğini ileri sürdü.

Sürmeli, "Ankara'ya gittiğimde arkadaşımı aradım ancak eşi rahatsız olduğu için görüşemedik. Ben de Demetevler'de kalan ve et işi yapan bir arkadaşımın yanına gittim, burada yemek yedikten ve Kocatepe Camii'nde namazı kıldıktan sonra biraz etrafı gezdim. Sonra da uçakla İstanbul'a döndüm" diye konuştu.

Sürmeli, Zeynebiye Camisi çevresinde keşif yaptığı iddiasına ilişkin de arkadaş ziyareti olduğu söyledi. Sürmeli, bilgisayarında çıkan ve IŞİD üyelerinin haberleşmede kullandıkları Telegram programını ise polisin bilgisayarına indirmiş olacağını iddia etti.

'MESCİDE GELEN POLİSLER 'BURADAN MEMNUNUZ' DEDİ'

Sanık Orhan Küçük de, iddianamede IŞİD propagandası yapıldığı belirtilen Sultanbeyli'deki mescidin, sohbet yapılan bir yer olduğunu söyledi. Bu konularda donanımlı olduğu için arkadaşlarına sohbetler verdiğini dile getiren Küçük, hocalık yaptığı yönündeki iddiaları ise kabul etmediğini söyledi.

Söz konusu mescidin polis karakoluna 400-500 metre uzaklıkta olduğunu kaydeden Küçük, mescidin devamlı polis ekipleri tarafından kontrol edildiğini, hatta bazı polislerin, "Bu tip yerlerin çoğalmasından memnun olduklarını" söylediklerini öne sürdü.

'KOCAM IŞİD'E GİTTİ, ASIL MAĞDUR BENİM'

Davanın tutuklu sanıklarından Gönül Arbat, eşinin 2 yıl önce kendisine haber vermeden Irak'taki çatışma bölgesine gittiğini sonradan öğrendiğini belirtti ve kendisinin IŞİD mağduru olduğunu söyledi. Arbat, "Yuvamı yıktıkları için bu örgütten nefret ediyorum. İki çocuğumla birlikte kaldık, buna rağmen benim IŞİD üyesi olmakla suçlanmamı kabul etmiyorum" dedi.

'EĞİTİM KURUMUNDA YÖNETİCİ OLACAK NİTELİKTE DEĞİLİM'

Ankara'da gözaltına alınan Ribat Eğitim Kurumu'nun müdürü olduğu iddia edilen Fatma Küçük ise, ortaokul mezunu olduğunu bir eğitim kurumunda yöneticilik yapacak nitelikte olmadığını savundu.

Diğer sanıklar da savunmalarında Ribat Eğitim Kurumu'nun sıbyan mektebi olduğunu ve çocuklarının Kur'an ve din eğitimi alması için buraya gönderdiklerini, kurumun IŞİD ideolojisinde öğrenci yetiştirdiği iddiasına katılmadıklarını savundu.

13 KİŞİYE TAHLİYE  

Savunmaların tamamlanmasının ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, haklarında "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan dava açılan tutuklu sanıklar Veysi Salman, Vatansever İşlek, İrfan Er, Serhat Yaman, Sinan Altun, Ercan Tekin, Rukiye Karakış, Kurbani Karakış, Gönül Alpat, İdris Öztürk, Abdullah Basatuğrul, Tugay Buğda ve Vural Nuhoğlu'nun üzerilerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, tutuklulukta geçirdikleri süreyi dikkate alarak adli kontrol hükümleri uygulanarak tahliyelerine karar verdi.

Heyet adli kontrol hükümleri kapsamında, tahliyelerine karar verilen sanıkların yurt dışına çıkış yasağı ile haftada bir kere karakola giderek imza atmalarına karar verdi.

1 KİŞİ TUTUKLANDI

Diğer sanıkların; mevcut delil durumu, dijital kayıtlar, somut delillerin bulunması, sanığa yüklenen suçun tutuklama nedeni varsayılan katalog suçları arasında yer alması gibi gerekçelerle tutukluluk halinin devamına hükmeden mahkeme heyeti, Ankara'da gözaltına alınan Fatma Küçük'ün ise, kaçma ve delilleri karartma şüphesi, isnat edilen suç için yasada öngörülen cezanın üst haddi gibi gerekçelerle tutuklanmasına karar verdi. (İSTANBUL/DHA)