İBB’de, İSKİ’de skandal değil skandallar var. Bir yılda 300 milyon TL’lik araç kiralama ile İBB, her yıl bunu tekrarlayarak bir dizi skandalın önünü açıyor. Sadece İSKİ penceresinden bakınca korkunç bir para transferi olduğunu söyleyebiliriz. İSKİ’nin su paralarını araç kiralama şirketlerine aktardığını bile iddia edebiliriz.
Erdoğan 1994’te İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğunda
neredeyse tek argümanı İSKİ skandalıydı. Bugün de bunu sık sık
tekrar eder. Hatırlarsanız İSKİ skandalı suya katılan klorun piyasa
fiyatı üstünden satın alınması nedeniyle patladı. Piyasa fiyatını
belirleyen zaten onun tekel konumundaki üreticisiydi. Satışını
yaptığı 55 firmanın üçüne İSKİ’den daha ucuza klor satmıştı. Hatta
ilgili Hürriyet haberinin linkini paylaşalım (1) ve o şirketin
sahibi Halil Bezmen’in sözlerine kulak verelim:
“Sadece İSKİ’ye klor satıyordum. O da Türkiye’de
tekel olduğum için. 55 firmaya klor satıyordum. Bunlardan üçü
İSKİ’den daha ucuza alıyordu, üçü aynı fiyata, diğerleri daha
pahalıya alıyordu. Bunu hakim gördü ve beraat ettim ama kamuoyu ve
basın görmedi.”
Yani İSKİ Genel Müdürü garip bir şekilde içeri girerken o ürünü
satan şirket sahibi serbest kalmıştı. Detaylarda başka şeyler
vardır. Yine de İSKİ’de bu yaşanana bir skandal diyorsak bugün
İBB’de bin skandal var diyebiliriz.
İBB KENDİ SUYUNU PAHALIYA SATIN ALIYOR!
Halil Bezmen Türkiye’nin tek klor üreticisiydi ve fiyatını
belirliyordu. Peki, Hamidiye Su? İBB iştiraki olan Hamidiye Su
A.Ş.’nin bayisi İBB’ye suyu piyasa fiyatından en az yüzde 18
fazlaya satmış. İBB’nin CHP Grup Sözcüsü Süleyman Tarık Balyalı'nın
2018 yılı Denetim Raporu için vermiş olduğu muhalefet şerhindeki şu
fiyatlar belediyenin kendi kendine nasıl pahalı su sattığını
gösteriyor.
İBB’nin 2018/494885 sayılı
ihalesinin sonuçları ve aynı firmanın ürünleri ile
karşılaştırılması
İSKİ'NİN SUYU İÇİLMİYOR MU?
Bir belediye neden kendi su üretimi varken şişe suyu üretir ve
üstüne bunu kendine pahalıya satar? Bu bile büyük bir skandal değil
mi?
İSKİ üç temel göreve sahip: İçme suyunu temin etmek, kullanılmış
suları toplamak, arıtmak, uzaklaştırmak ve içme suyu havzalarını
korumak. İBB’nin içme suyu üreten bir idaresi varken neden
Hamideye’den şişe su alır? 2018 yılında 6,8 milyar TL bütçesi olan
bir kurum içme suyu üretmiyor mu yoksa? Bu konuda SUDER (Ambalajlı
Su Üreticileri Derneği) web sayfasındaki şu açıklamaya bakalım:
“Çeşme suyunda, özellikle su depoları önemli bir
sorun kaynağıdır. Bizzat İSKİ yetkililerinin yaptığı araştırma
neticesinde İstanbul’da su depolarının yüzde 98’inin halk sağlığını
tehdit edici boyutta kir ve mikrop barındırdığı tespit
edilmiştir.” (2)
Daha ilginç olan ise ambalajlı su pazarı. Bu “pazar” İSKİ’den
küçük! 2018 yılında ambalajlı su pazarı 5,7 milyar TL’den biraz
fazla ciroya sahip. İSKİ bütçesi ise 6,8 milyar TL.
İSKİ MAKAM ARACI A.Ş. Mİ?
Türkiye’deki ambalajlı su pazarından daha büyük bir ciroya sahip
İSKİ’nin suyunu belediye içmiyor ve kendi şirketinden daha pahalıya
su alıyor. Tam bir skandallar silsilesi.
Ancak skandalın üçüncü bir ekseni daha var. O da içme suyu
sağlayamayan İSKİ’nin makam aracı kiralama işine girmesi. Geçen
hafta İYİ Parti'li Meclis Üyesi Suat Sarı 2018 yılı faaliyet
raporları incelemesi ve bulgularını Sözcü gazetesinde paylaştı.
Habere göre 124 yöneticinin olduğu İSKİ’de kiralanmış 874 makam
aracı varmış. Olay İSKİ ile bitmiyordu. İBB bünyesinde 643
yöneticiye karşılık 1717 makam aracı, 48 yöneticinin bulunduğu
İETT’de 150 kiralık makam aracı bulunduğunu tespit edilmişti.
İBB bu habere itiraz etti. Açıklamada “İSKİ’nin kiraladığı
toplam araç sayısı 997 adettir.” denildi. Tabii bu bilgiyi kontrol
ettiğimizde, gerek faaliyet raporu gerekse performans raporu (3)
bilgiyi doğruluyor. Ama sorun şu ki İSKİ gibi büyük bir kurum kendi
araçlarını alamayacak, kendi ihtiyaçlarını planlayamayacak mı? Çok
garip.
Daha garip olanı İBB’nin yaptığı açıklamada “İBB bünyesinde 643
yöneticiye karşılık 1717 makam aracı ifadesi gerçek dışı olup,
İBB’de makam aracı olarak hizmet veren toplam araç sayısı 120’dir.”
deniyor.
İBB HAKLI MI?
İSKİ faaliyet raporunda 2018’de bin 255 aracın 997’sinin kiralık
olduğu, bunun da 405’inin binek aracı olduğu yazıyor. Haklı gibi
görünüyor. Aynı şekilde İBB’nin faaliyet raporuna baktığımızda ise
bin 512 binek aracın kiralanmış olduğunu görüyoruz. Bunların ne
kadarı makam aracı bilemiyoruz. Ama bildiğimiz bir şey var, burada
çok ciddi sorun olduğu.
Birincisi İBB 2017’de araç kiralama ihalesi yapmış. Toplam 2100
araç kiralamış ve bunların bin 398’i binek aracı. İnanmadıysanız
ihale belgesi burada var.
Bir yıl geçmiş ve İBB yine 2018’de araç kiralama ihalesi yapmış.
Bu sefer 2 bin 155 araç kiralamış ve bunların bin 608 tanesi binek
aracı. İnanmadıysanız ihale da burada.
İBB’nin bile alamadığı bu kadar arabayı hangi şirket alabilir?
Tabii kimsenin elinde bu kadar kenarda ihale bekleyen araç yok. İBB
bunu düşünmüş ve demiş ki 2 bin 100 aracın hepsine sahip olmana
gerek yok, sen 322’sine sahip ol, benden alacağın para ile haydi
haydi alırsın. Ertesi yıl ise “2 bin 155 araca sahip olma, 326
araca sahip olsan yeterli” demiş.
2019 için de bir araç kiralama işi yapmış. Bu sefer 2 bin 432
araç kiralamış ve bin 571’i binek aracı. Bu ihalede “351 araç senin
olsa yeterli, zaten gerisini benim vereceğim para ile alırsın
demiş. Böylece 2 bin 432 aracın bir yıllık kirası için araç başına
57 bin TL vermiş. Bir yıllık kira ile neredeyse bir otomobil
alabilecek parayı iletmiş. İhaleye bir firma girmiş ve kazanmış.
Kamu İhale Kurumu da ilan etmiş!
İBB 2019 ihalesi
Yani ortada 2 bin 432 araçlık bir kiralama ihalesi var. Bunun
bedeli 138.8 milyon TL.
Yetmemiş, bir de 695 personel servisi kiralamayı 68 milyon TL’ye
ihale etmiş.
O da yetmemiş, asli işi olan şeyleri bile kiralamış, 284 iş
makinesini 86,3 milyon TL’ye ihale etmiş.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi kendi kendini soymuş. İSKİ içme
suyu üretmiyormuş gibi Hamidiye’den pahalı su satın almış. Ama İSKİ
“benim suyum temiz, neden musluktan içmiyorsun” dememiş. Hatta
kendinden küçük ambalajlı su üreticileri bile “İSKİ suyu pis” diye
laf etmiş ama sesini çıkarmamış. Ayrıca kiralık araç tezgâhının da
bir parçası olmuş.
Çok açık değil mi İBB’de, İSKİ’de skandal değil skandallar var.
Bir yılda 300 milyon TL’lik araç kiralama ile İBB, her yıl bunu
tekrarlayarak bir dizi skandalın önünü açıyor. Sadece İSKİ
penceresinden bakınca korkunç bir para transferi olduğunu
söyleyebiliriz. İSKİ’nin su paralarını araç kiralama şirketlerine
aktardığını bile iddia edebiliriz. Hatta İSKİ’nin su ve
kanalizasyona değil, asfalt-beton belediyeciliğine daha çok
çalıştığını bile söyleyebiliriz.
Şimdi 1994’te bir ihale üstünden Sözen’in sol belediyeciliğini
tasfiye edenlerin ne kadar çok skandala imza attığını anlıyor
musunuz?