İspanyolca Konuşan Dünyada Geçen Hafta: Beğenmeyen Venezuela'ya gitsin

İspanya'da geçtiğimiz hafta Katalan sosyalist parti CUP'un bağımsızlık ilanı ısrarı gündemin ana başlığıydı. İspanyol sağ basınıysa CUP'un Venezuela'yı örnek aldığını söyleyerek partinin yükselen popülaritesini engellemeye çalıştı.

Abone ol

İspanya'da Katalan referandumu gündemi, iki hafta geçmesine rağmen manşetlerde yerini korudu. Kristof Kolomb'un Amerika'yı keşfi olarak 12 Ekim'de kutlanan resmi bayram Dia de la Hispanidad, bu sene her yıl olduğundan daha fazla Madrid'in gövde gösterisine sahne oldu.

Öte yandan uzun yıllar silahlı bağımsızlıkçı örgüt Euskadi Ta Askatasuna (ETA) üyesi olma suçuyla uzun yıllar cezaevinde kalan, bugün Sortu partisi ve Bask bağımsızlıkçı sol koalisyonu EH Bildu'nun önde gelen lideri Arnaldo Otegi, "Öcalan için özgürlük" çağrısı yaptı.

AKHANLI'NIN İADESİNE RET

İnterpol tarafından tatil için gittiği İspanya'da Türkiye'nin talebi üzerine terör suçlamasıyla gözaltına alınan ancak daha sonra serbest kalan yazar Doğan Akhanlı'nın Türkiye'ye iadesinin reddedilmesi İspanyol basınında oldukça fazla yer buldu. El Pais gazetesi "Bakanlar Kurulu, Recep Tayyip Erdoğan tarafından terör örgütüyle bağlantılı olduğu öne sürülen 60 yaşındaki Türkiye doğumlu Alman Doğan Akhanlı'nın iadesini reddetti" satırlarıyla haberi aktardı.

İspanya'daki sosylist ve komünist partilerin ittifak partisi Sol Birlik (Izquierda Unida) resmi twitter hesabından Haberi 'Güzel bir haber' yorumuyla paylaştı.

BASK LİDERDEN ÖCALAN AÇIKLAMASI

Twitter'dan paylaştığı açıklamada Kürtlere seslenerek konuşan Bask lider Arnaldo Otegi, "Öcalan'a özgürlük talebini desteklediklerini" açıkladı. Bask Bölgesi olarak Kürt bölgesinde olan bitenleri çok yakından takip ettiklerini söyleyen Otegi açıklamasında "kendi konumu ve Öcalan'ın konumu arasındaki benzerlik olduğunu" söyledi.

Otegi, "Başka bir deyişle bu durumda bir paradoks var çünkü ben de 14 yıldan fazla bir süre boyunca cezaevindeydim ve ülkemde bağımsızlıkçı sola liderlik ettiğim için İspanya devletinin baskısına maruz kaldım. Uluslararası kamuoyuna şunu söyleyebilirim ki bu kampanyaya [Öcalan'a özgürlük kampanyası] katıldım ve acil tahliyesini istedim çünkü Kürtler ve Basklar adalet içinde yaşamaya hakları olan, bu hakka talip olan demokratik ve özgür topluluklardır."

İspanyolca konuşan dünyada geçen hafta: Latin Amerika'da 'Che' fırtınası

'CUP'UN SABRI TÜKENDİ'

Katalan özerk bölgesinde 1 Ekim'de düzenlenen bağımsızlık referandumundan sonra geçtiğimiz hafta toplanan parlamentoda 'bağımsızlık ilanı' beklentisi vardı. Ancak Katalan yönetimi başkanı Carles Puigdemont'un bağımsızlığı erteleme açıklaması özellikle Katalan bağımsızlıkçı solundan tepki çekti.

El Periodico de Catalunya, Puigdemont'un yaptığı meclis konuşmasını 'Puigdemont, bağımsızlığı arafta bıraktı' manşetiyle verdi. Aynı gazete, halktaki hayal kırıklığına dair hazırladığı bir haberde bağımsızlık ilanını bekleyen insanların 'açık hava sineması' veya 'önemli bir futbol maçı' havasında toplandığına dikkat çekti.

Katalan yönetiminin attığı geri adıma en büyük tepki parlamentodaki Halk için Birlik Adaylığı (CUP) grubundan geldi. Katalan bağımsızlıkçı sosyal demokrat ve liberal partileri tarafından kurulan Junts pel Si (JxSİ) koalisyonunda yer almasa da bağımsızlıkçı olan sosyalist CUP'un sert tepkisi, İspanyol sol ve sağ basınının da gündemiydi.

Katalan sol parti CUP: Bu saldırıları Franco'culardan biliyoruz

Katalan sağ La Vanguardia gazetesi, 'CUP, Puigdemont'a verdiği mektupta Katalan Cumhuriyeti'nin zaten ilan edildiğini sundu' maneştiyle verdiği haberde 'CUP'un sabrı tükendi. Antikapitalist oluşum [CUP] Katalan yönetimi başkanı Carles Puigdemont'a verdiği mektupta 10 Ekim'de askıya alınmasından sonra bağımsızlık ilan etme çağrısında bulundu. 10 Ekim'de 'büyük bir fırsatın kaçtığı' ifade edildi' ifadeleri yer aldı.

El Periodico de Catalunya, aynı haberi 'CUP'dan Puigdemont'a ültimatom: Pazartesi, cumhuriyet' maşetiyle ön sıralara taşıdı: "Anti kapitalistler diyaloğun imkansız olduğunu ve yasama organının işlevini yitirdiğini öne sürüyor."

İspanyol sağından El Espanol gazetesi, 'CUP tek taraflı bağımsızlık ilanı çağrısında bulundu' manşetiyle 'Anti sistem oluşum, 'elitler arasında yapılacak müzakereleri' ve 'ofislerde yapılacak anlaşmaları' reddedecek ve Pazartesiden itibaren sokakları seferber edecek' ifadelerine yer verdi.

'BEĞENMEYEN VENEZUELA'YA GİDER'

CUP, İspanyol sağ basını tarafından sık sık gündeme getiriliyor. Sağ tarafından 'Bağımsızlık isteyen aşıcı radikaller' olarak görünen partiyi sağ medya 'küçük' ve 'romantik' yorumları yaparak sık sık karikatürize ediyor. El Pais gazetesinden Jose Carlos Diez'in 'Katalonya halk cumhuriyeti' yazısı geçtiğimiz haftanın oldukça konuşulan yazılarındandı. İspanyol sağı büyüyen bir sol hareket gördüğü zaman, 'Bunlar Chavez'ci, bunlar Castro'cu, beğenmeyen Venezuela'ya gider' refleksiyle tepki gösteriyor. Programsal olarak Izquierda Unida daha sosyalist bir programa sahip olsa da geçtiğimiz yıllarda Podemos'un güçlendiği dönemde İspanyol sağı sürekli bu parti ve Venezuela arasında bağ arayıp, kamuoyu gözünde 'şeytanlaştırmaya' çalıştı.

Bu, son olarak özel sermayenin büyük ölçüde kamulaştırılmasını öngören CUP'un programına 'halkçı cumhuriyet virüsü' yakıştırmasını yapılmasında ortaya çıkıyor. Yazının bir bölümü şöyle: "CUP, yirminci yüzyıl Latin Amerika'sındaki aşırı solun devrimlerinden ilham alıyor. Ekonomik programı, 60'lı yıllarda Fidel Castro'nun Küba'da ve daha sonra Hugo Chavez'in Venezuela'da uyguladığı programla aynı. Ve bugün artık biliyoruz ki bu sistem yoksulluk ve mutsuzluk üretiyor. CUP stratejik sektörlerin hepsinin kamulaştırılması gerektiğini öneriyor: Banka, elektrik, su, doğalgaz, petrol...

Bağımsızlık olmayacak ve Katalonya erken seçimlere geri dönecek. Katalanların çoğu, gelecekteki refahlarının baş tehdidi, halkçı cumhuriyet virüsünü sona erdirme olanağına sahiptir."

İspanyolca Konuşan Dünyada Geçen Hafta: İspanya AB üyesiyse Türkiye neden değil?

KATALAN GÜNDEMİNE BASK PENCERESİNDEN BAKMAK

Baskların gündeminde de bu hafta Katalonya'nın bağımsızlık süreci vardı. Ancak Bask bağımsızlıkçı sol gazete GARA Katalan gündeminin kendilerine dokunan noktalarına öncelik verdi. Avrupa Komisyonu Başkanı Jean Claude Junker'in Katalan referandumu hakkındaki sözleri gazetenin manşetinde yer aldı:

"Junker konseptlerini tanımladı: Katalonya bağımsız olursa, diğerleri de aynısını yapar. Bu hafta en azından AB düzeyinde, herhangi bir kamusal arabuluculuk ya da benzeri bir şey olmayacak. Katalonya, iyi niyetin ileriye doğru adım atma kararlılığının inandırıcı olmasını mümkün gören bir diyalog sürecine hizmet etmediğini öğrendi. Avrupa Komisyonu Başkanı Jean Claude Junker, üniversite öğrencilerine yaptığı, hem bağımsızlığı hem de arabuluculuğu reddeden konuşmasında her zamankinden daha açıktı."

Geçtiğimiz hafta boyunca olduğu gibi bu hafta da Latin Amerika'da Arjantinli devrimci Ernesto Che Guevara 50'inci ölüm yıl dönümü gündemdeydi. Pazartesi günü Che'nin hayatını kaybettiği Bolivya'da yapılan anmanın yanı sıra Küba'da da görkemli bir anma programı düzenlendi.

Küba Komünist Partisi'nin resmi yayın organı Granma, "Sonsuza kadar halkı arasında. Binlerce kişi Kahraman Gerilla'ya ve Bolivya'da onunla beraber, hayatını kaybeden silah arkadaşlarına ve yeni nesillere miraslarına saygılarını sundu" satırlarıyla gerillaların mezarları bulunan mozolede yapılan anmayı aktardı.

Şili'nin El Ciudadano gazetesi de anmalara detaylı yer verdi. "Küba Başkan Yardımcısı Miguel Diaz Canel, adada Ernesto 'Che' Guevara için yapılan 50'inci ölüm yıl dönümü anmasında konuştu: Che bize geleceği inşa ederken her zaman birlikte olmamız gerektiğini öğretti" dedi. Diaz, Arjantinli devrimci için 'Hayatla karşılaşırken çok sıra dışı yöntemleri vardı ve yoldaşları ondan sadeliği, samimiyeti, doğallığı, arkadaşlığı, yoldaşlığı, stoacılığı, en zoru başarabilmek için her zaman hazır olmayı, liderlik itibarını ve taktir etmeyi öğrendiğini' söyledi.

PARAMİLİTERLERDEN PARTİ LİDERİNE ÖLÜM TEHDİDİ

Kolombiya'da paramiliter güçler, sosyalist bir parti olan Union Patriotica'nın (Yurtsever Birlik) liderini öldürmekle tehdit etti. Venezuela merkezli olup Latin Amerika'nın pek çok noktasında yayın yapan TeleSur'da yer alan habere göre, "UP partisinin aldığı broşürde 'Komünizme karşı savaşma ve bu vebayı teşvik edenleri yok etme konusundaki istekliliğimizi tekrarlıyoruz' ifadeleri yer aldı. Kolombiya'da paramiliter grup olan Autodefensas Gaitanistas de Colombia, cuma günü ismi yazılan on UP üyesini ölümle tehdit etti. Aralarında cumhurbaşkanlığına da aday olmuş Aida Avella da bulunmaktaydı."

Avella, kendilerine gelen tehdit mesajını Twitter hesabından, "Bizi öldürmek istiyorlar. Buradan tüm dünyaya UP'nin tehdidini beyan ediyorum. Bu konu ciddi" paylaşımını yaptı ve Cumhurbaşkanı Juan Manuel Santos'u etiketledi.