İsrail cezaevinde Filistinli mahkum öldürüldü: 'Dayanılmaz bir cehennem'
18 yıldır cezaevinde bulunan 38 yaşındaki Filistinlinin, İsrailli gardiyanlar tarafından darpedilerek öldürüldüğü belirtildi.
DUVAR - İsrailli gardiyanların, ülkenin güneyinde bulunan Negev Çöl Cezaevi'ndeki Filistinli bir mahkumu darbederek öldürdüğü bildirildi. İsrail'in Kanal 12 televizyonunun açıkladığı raporda, gardiyanları soruşturma biriminin, mahkumu darbederek ölümüne neden olduğundan ve şiddet olayına karıştığından şüphelenilen 14 sanık hakkında soruşturma başlattığı kaydedildi.
AA'nın aktardığına göre yaklaşık bir ay önce gardiyanların, söz konusu Filistinliyi hapishane hücrelerinden birinde sopalarla darbederek ağır yaralanmasına yol açtığı dile getirilen raporda, bunun ardından hayatını kaybeden Filistinlinin müebbet hapis cezası nedeniyle 18 yıldır cezaevinde bulunan 38 yaşında Batı Şerialı bir Fetih aktivisti olduğu ifade edildi.
Raporda, 14 şüphelinin ifadeleri alınarak uyarıldıktan sonra serbest bırakıldığı ve süresiz izne çıkarıldığı belirtildi.
TEK KİŞİLİK HÜCRELERE KAPATIYORLAR
Filistin Kurtuluş Örgütü'ne (FKÖ) bağlı Filistin Esir İşleri Heyeti ve Filistinl Esirler Cemiyeti, 19 Kasım'da yaptığı ortak açıklamada, işgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyinde bulunan Kalkilya ili nüfusuna kayıtlı Sair Semih Ebu Asab'ın (38) Negev Çöl Hapishanesi'nde öldüğünü duyurmuştu. FKÖ'ye bağlı Filistin Esir İşleri Heyeti'nden 15 Kasım'da yapılan yazılı açıklamada, "İşgalcilerin (İsrail), Negev Çöl Cezaevi'nde esirlerin hayatını dayanılmaz bir cehenneme çeviren sıkı güvenlik tedbirleri altında, onlara yönelik baskıcı uygulamaları hayatı esirler için son derece sıkıntılı ve acımasız hale getiriyor" ifadesine yer verilmişti.
Cezaevi yönetiminin elektriği tamamen kestiği, günlük yalnızca 50 dakika süreyle su verildiği, öğünlerin ikiye düşürüldüğü ve kantinlerin kapatıldığı vurgulanan açıklamada, "Özel kuvvetler tüm bölümlere baskınlar düzenliyor, bu baskınlara sistematik eziyet, saldırı ve darp eşlik ediyor" denilmişti. Ayrıca cezaevi yönetiminin hasta esirleri kliniklere ve sivil hastanelere nakletmediği, bu kişilerin tek kişilik hücrelere kapatıldığı kaydedilmişti.
İsrail hapishanelerinde 7 Ekim'den bu yana cezaevi yönetimlerinin artırdığı baskı ve şiddet nedeniyle 6 Filistinlinin hayatını kaybettiği belirtiliyor. İsrail güçleri işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te 7 Ekim’den bu yana 4 bin 630 Filistinliyi gözaltına aldı.
'300 FİLİSTİNLİ ZOR ŞARTLAR ALTINDA TUTULUYOR'
Öte yandan İsrail'in, Gazze Şeridi'nden alıkoyduğu 300 kadar Filistinliyi zor şartlar altında tuttuğu bildirildi. İsrail Kanal 12 televizyon kanalının haberinde, İsrail'in "İzzeddin elKassam Tugayları'nın seçkin üyesi olmakla" suçlayarak alıkoyduğu 300 kadar Filistinliyi oldukça zor şartlarda hapiste tuttuğu belirtildi.
Haberde, dış dünya ve hatta avukatlarla dahi hiçbir irtibatları olmayan Filistinlilerin başlarına ne geleceğini bilmediği dile getirildi. Haaretz gazetesi, 7 Ekim'den bu yana Gazze'de alıkonulan yüzlerce kişinin haftalarca Birüsseba yakınlarındaki bir gözaltı merkezinde tutulduğunu ve bunlardan bazılarının burada öldüğünü duyurmuştu. Haberde kaç kişinin, ne zaman öldüğüne dair ise detay verilmemişti.
İsrail, Gazze Şeridi'ndeki işgalini genişletmeye çalışırken yüzlerce kişiyi "çeşitli Filistinli örgütlere üye oldukları" gerekçesiyle alıkoymuştu. İsrail'in Filistinli sivilleri sığınma merkezleri ve evlerinden çıkartarak yarı çıplak vaziyette alıkoyduğu görüntüler dünya çapında tepki çekerken, İsrailli sosyal medya kullanıcıları bu kişilerin "teslim olan Hamas savaşçıları" olduğunu iddia etmişti.
DSÖ: SADECE 4 HASTANE FAALİYET GÖSTERİYOR
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, Gazze'nin kuzeyinde sadece 4 hastanenin minimum seviyede faaliyet gösterdiğini ve çok sınırlı bakım sağladığını bildirdi. Sosyal medya platformu X'ten paylaşım yapan Ghebreyesus, DSÖ ve Birleşmiş Milletler (BM) kuruluşlarının, bugün Gazze'nin kuzeyindeki El-Ehli Baptist Hastanesi ve Şifa Hastaneleri'ne yönelik yüksek riskli bir ortak görev daha üstlendiğini belirtti.
Ghebreyesus, bu iki hastaneye ameliyat, yaralıların tedavisi ve doğum yapan kadınlara destek için ilaç, serum ve diğer tıbbi malzemelerin dağıtıldığını kaydetti. Meslektaşlarının, İsrail'in son saldırılarının bu sağlık tesisleri üzerindeki etkisinin yanı sıra geriye kalan hastaların ve sağlık çalışanlarının karşı karşıya kaldığı felaket boyutundaki koşullarını anlatmakta zorlandığını kaydeden Ghebreyesus, "El-Ehli Baptist Hastanesi acil bakıma ihtiyaç duyan hastalarla dolup taşıyor. Hastanenin avlusunda cenazeler, güvenli ve onurlu bir şekilde defnedilemediği için sıralar halinde yerleştirildi." ifadelerini kullandı.
İki gün öncesine kadar El Ehli Baptist Hastanesi'nin, Gazze'nin kuzeyinde yaralıların ameliyat edilebildiği son hastane olduğuna dikkati çeken Ghebreyesus, şu değerlendirmede bulundu: "Ancak ekibimiz bugün uzman, elektrik, yakıt, su, yiyecek ve tıbbi malzemelerin tükenmesi veya tamamen yok olması nedeniyle (El-Ehli Baptist Hastanesi'nin) ameliyathanelerinin artık çalışmadığını öğrendi. Bu durum, Gazze'nin kuzeyini işlevsel bir hastaneden mahrum bıraktı. Sadece 4 hastane minimum seviyede faaliyet gösteriyor ve çok sınırlı bakım sağlıyor."
Doktor ve hemşirelerden oluşan yaklaşık 10 sağlık çalışanının, temel ilk yardım ve yara bakımı sağlamaya devam ettiğini belirten Ghebreyesus, yaşlılar ve küçük çocukların da aralarında bulunduğu 80 hastanın, El-Ehli Baptist Hastanesi'nin arazisi içindeki bir kilisede ve ortopedi bölümünde barındığını kaydetti.
Gazze'nin kuzeyinde sağlık tesisleri sağlamak için çaba göstermeye devam edeceklerini vurgulayan Ghebreyesus, ilaçlar ve diğer temel ihtiyaçların olmadığı takdirde tüm hastaların yavaş yavaş ve acı çekerek öleceğini ifade etti. Ghebreyesus, Gazze'de geriye kalan sağlık tesislerini güçlendirmek, binlerce hastaya tıbbi destek sağlamak ve ölümleri durdurmak için insani ateşkese her zamankinden daha fazla ihtiyaç olduğunu vurguladı. (DIŞ HABERLER)