'İstanbul Sözleşmesi konuşmuştuk, gizlice çektiği fotoğraflarımı yayınladı'

Sosyal medya üzerinden tanıştığı kadınlara tehdit ve şantaj mesajları gönderdiği iddia edilen A.D. yakalama kararına rağmen suç işlemeye devam ediyor. Son mağdur S.G. yaşadıklarını anlattı.

Abone ol

DUVAR - İstanbul, Antalya, Ankara başta olmak üzere Türkiye’nin başka başka kentlerinde yaşayan kadınlarla sosyal medya üzerinden tanıştıktan sonra hakaret, tehdit, şantaj, özel hayatın ihlali gibi suçlar işlediği ileri sürülen 1977 doğumlu A.D. en son İstanbul’da yaşayan S.G. ile sosyal medya üzerinden tanıştı.

S.G. ile telefonla konuşuyoruz. Hayatının, kariyerinin ve ailesinin tehdit altında olduğunu, çok zor günler geçirdiğini ama dik durmaya çalıştığını anlatıyor. Telefonunda onlarca tehdit, şantaj mesajları bulunuyor. Üstelik şüpheli şahıs tarafından sadece kendisine değil avukatına da tecavüz tehditleri yazılmış.

S. G. anlatıyor:

“Nisan ayı içinde sosyal medya üzerinden bir sohbet başlığı altında tanıştık. Kendisini gemi mühendisi olarak tanıştırdı. Bir şirkette uluslararası taşımacılık yaptığını ifade etti. İnsan hakları, hayvan hakları gibi oldukça duyarlı paylaşımlar yapıyordu. Tanıştığımızda Türkiye’de kadının adı yok meselesinden İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasına kadar konuştuk. O kadar beyefendi bir profil çizdi ki iyi ve duyarlı bir insan olduğu izlenimine kapıldım. Bir süre telefonla konuştuk. Pandemi nedeniyle dışarıda buluşamayacağımız için ve hiçbir şekilde tehlikeli olduğunu düşünmediğim için eve davet ettim.”

“Görüşmemiz esnasında bir kere küfürlü telefon görüşmelerine tanık oldum. Cinsiyetçi küfürden hoşlanmadığımı söyledim. Özür diledi, ‘Gemicilik sektörü böyle’ türünden şeyler söyledi. Evde mutfağa gidip çay hazırlarken, çayın yanında ikram hazırlarken sürekli gizli gizli fotoğraflarımı çekiyormuş. Mutfakta arkam dönük iş yaparken, yoga yaparken… Bunları sonradan öğrendim.”

‘EVDE İŞ YAPARKEN GİZLİCE ÇEKTİĞİ FOTOĞRAFLARIMLA TEHDİT ETTİ’

S.G. zaman içinde şahsın şüpheli davranışlarını fark ettiğini, tedirgin olmaya başladığını ve bu yüzden evden gitmesini istediğini anlatıyor:

“Bir ara bilgisayarımı açtığını gördüm. Suç üstü yakalanmış gibi kapattı. Rahatsız olmaya başladım. Baş başa kalmaktan rahatsız olduğum için evime yakın oturan ailemle tanıştırdım.”

“Yine evde bir görüşmemiz sırasında telefonla bir erkek arkadaşımla konuştum. Konuşmamız sırasında A.D bir anda bana küfürler ve tehditler savurmaya başladı, oturduğum apartmana rezil etti. Şaşkınlık içinde kaldım, tedirgin olduğumu söyleyerek gitmesi için yalvardım. Sonra telefonum yok oldu. Telefonumu alıp, saklamış. ‘Bir şartla veririm, arayacaksın onu ve bir daha onunla görüşmeyeceğini söyleyeceksin’ dedi. Duvarları yumruklamaya başladı. Kendim evden gitmek istedim ama kapıyı kilitledi. En sonunda gitmesi için mecbur kaldım ve arkadaşımı arayacağımı söyledim. Bunun üzerine telefonumu sakladığı yerden çıkarttı ve bana uzatarak zorla hoparlör açık şekilde görüşmemi sağladı. Arkadaşıma küfürler etmeye başladı. Arkadaşım, kaç kurtar kendini o evden dedi. O sırada küfürlere devam edip telefonu kapattı. Bir ara fırsat bulup yakında oturan aile bireylerinden birini aradım. Hemen geldi, ona bilgi verdim ve biz çıkalım bu evden, o kalmak istiyorsa kalsın demeye mecbur kaldım. Düşünün ki o noktaya gelmiştim. Benim sinir krizi geçirdiğimi görmesi üzerine sakinleşip evimi ancak terk etti.”

“05:30 gibi gizlice çektiği fotoğraflarımı, kimliğimi, adresimi, apartmanımın girişinin fotoğraflarını bana attı. Eğer gelmezsen bunları paylaşırım diyerek tehdit etti. 10:00 gibi sosyal medya hesaplarından yayınlamaya başladı. İsim ve kimlik bilgilerimi kullanarak, Instagram ve Twitter'dan sahte hesaplar açtı. Bana ait olmayan müstehcen kadın fotoğrafları da var içlerinde. Sahte hesaplardan ikisini kapattırdık ancak halen başka sahte hesaplar açıp paylaşımlara devam ediyor. Numaramı dağıttığı sitelerden insanlar bana müstehcen şeyler yazıyor, taciz etmeye devam ediyorlar.”

KADIN POLİS 'İKİ GÜNDE TANIDIĞIN ADAMI EVE ALMASAYDIN' DEDİ

S. G. şikayet etmek için gittiği karakolda kendisinin ifadesini alan polisin tutumundan bahsediyor:

“Kadın polis, siz de cahil misiniz nesiniz, hiç okumadınız mı, bin tane böyle olay oluyor, iki günde tanıdığın adamı evine niye alırsan, tabii ki başına bunlar gelir dedi. İfademi zorla aldırttım, bana telefonunu değiştir, engelle gitsin gibi şeyler söylendi.”

‘ŞÜPHELİ YAKLAŞIK 15 YILDIR BU SUÇLARI İŞLİYOR’

S.G.’nin avukatlarından Deniz Körpeağaç, şüpheli A.D hakkında mağdura yönelik “tehdit, şantaj, hakaret, cinsel taciz, konut dokunulmazlığının ihlali, kişiyi hürriyetinden alıkoyma, özel hayatın gizliliği” adına savcılığa şikayet dilekçesini sunduklarını söylüyor.

“Sosyal medyada mağdurun ad-soyadını kullanarak sahte hesap açılması, bu sahte hesaplarda mağdura ait olmayan müstehcen yayınlarda bulunması sebebiyle de Sulh Ceza Hakimliği’ne içerik kaldırılması ve erişimin engellenmesi adına talepte bulunduk. Ancak şahıs yeni hesaplar açarak hala paylaşımlara devam ediyor.”

Körpeağaç, şüphelinin yaklaşık 15 yıldan bu yana benzer suçlardan hakkında birçok şikayet bulunulduğuna ilişkin dosyaları olduğunu ifade ediyor ve hatta başka bir dosya üzerinden yakalama kararı olduğunu belirtiyor.

“Benzer kriminal hareketler dışında ayrıca hakkında yakalama kararı bulunuyor. Yakalama kararı olan dosyada yine gizlice çektiği fotoğrafları mağdurun boşanmak üzere olduğu eşine göndermiş, sosyal medya üzerinden paylaşmış. Paylaşımlara devam edeceği yönünde tehdit ve şantaj etmiş.”

Körpeağaç, A.D.’yle ilgili sosyal medyada tutuklanması yönünden açılan #A.D. tutuklansın hastaghinden (etiketi) sonra dava avukatlarından Reyhan Özocak Gümüş’e yönelik tehdit mesajları attığını ifade ediyor.

‘KADINLAR BİRBİRİNDEN İFŞA VASITASIYLA HABERDAR OLDULAR’

Bir diğer mağdur avukatı Senem Doğanoğlu, müvekkilinin doktora öğrencisi olduğunu belirtiyor.

“Müvekkilim şüpheli şahsın sosyal medya üzerinden kendisine ulaşmasıyla tanışıyor. Bir süreç geçtikten sonra bir kısım tutarsızlıklarını yakalıyor ve bir daha görüşmek istemediğini söylüyor. Ondan sonra taciz, tehdit, hakaret mesajları başlıyor. Sonra çalıştığı iş yerini aramaya, mailler atmaya başlıyor. Benzer şekilde müvekkillimin bir tane fotoğrafı var elinde, o fotoğrafla açtığı sosyal medya hesabını çalıştığı iş yerine mail atıyor.”

“Müvekkilim aynı zamanda doktora öğrencisi, üniversitedeki hocalarına bu maileri atıyor. 27 Nisan’da koruma kararına başvurduk ama sistemde hala bir tebliğ edilme bilgisi yok. Savcılık açısından elimizdeki bütün bilgi, belgeyi verdik. Şahsın eski sicili olduğu da görünüyor. Şu anda tutuklanması üzerine hastagh var. Ama ne oldu? 30 Nisan’da adliyeler kapandı. Kolluğun karşısında kaynaklara erişimde müthiş eşitsiziz.”

Doğanoğlu, şüphelinin yakalama kararına rağmen halen suç işlemeye devam etmesine yorumu şu oluyor:

“8 Mart'ta feminist gece yürüyüşünden sonra maskeli kadınları saatler içinde teşhis edip ev baskınıyla yakalama işlemi yapan kolluk, hakkında uzun süredir yakalama kararı olan ve halen suç işlemeye devam eden faili yakalamıyor.”

“Şahsın, hakkındaki kovuşturmalar kalktıktan sonra yeniden suç işlemeye başladığı görülüyor. Bu olaylar da eş zamanlı olmuş. Kadınlar birbirinden sosyal medyadaki ifşa vasıtasıyla haberdar oldular.”

Doğanoğlu, şüpheli şahsın seçtiği kadınlara ilişkin şuna dikkat çekiyor. “Damgalanma korkusu yaşayabilecek olanları seçtiğini sanıyor ama gelinen aşamada nasıl yanıldığı belli.”

Şüphelinin halen gemi sektörü ile ilgili firmada çalıştığı düşünülüyor.