İstanbul Sözleşmesi'ni savunan, 'Geçinemiyoruz' diyen üç kadın öğretmen sürgün edildi

Didim'de CİMER'e yapılan şikayetler nedeniyle hakkında soruşturma açılan Eğitim Sen yöneticisi üç kadın eğitim emekçisi sürgün edildi.

Abone ol

Cihan Başakçıoğlu

İZMİR – KESK ve Eğitim Sen yöneticilerine yönelik sık sık gündeme gelen baskı, soruşturma ve sürgün uygulamalarına bir yenisi daha eklendi. Aydın'ın Didim ilçesinde görev yapan Eğitim Sen Didim Baş Temsilcisi Belkıs Kahraman, Örgütlenme Sekreteri Gülay Sezer ve Mali Sekreter Emine Olcay sürgün edildi.

Yürüttükleri sendikal faaliyetlerle ilgili CİMER şikayetlerine dayanan bir soruşturma sonrası kınama ve yer değişikliği cezası verilen üç kadın, atama kararnameleri ile Aydın'ın Söke ve Germencik ilçelerine gönderildi.

'İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'Nİ SAVUNMAK, 'GEÇİNEMİYORUZ' DEMEK ÖĞRETMENLİK MESLEĞİ İLE BAĞDAŞMIYOR'

Üç kadın eğitim emekçisinin sürgün gerekçeleri ise dikkat çekti. Sendikal kimlikleri yok sayılan eğitim emekçilerinin katıldıkları demokratik eylemler ve basın açıklamaları “öğretmenlik mesleği ile bağdaşmayacak nitelikte davranış” olarak nitelendirildi. Kadın eğitim emekçilerinin sürgün edilmesine konu olan demokratik basın açıklamalarının arasında İstanbul Sözleşmesi eylemleri ve KESK'in tüm Türkiye'de düzenlediği “Geçinemiyoruz” konulu miting ve basın açıklamaları da yer aldı.

YETKİLİ SENDİKA BELİRLEME TAKVİMİ ÖNCESİ EĞİTİM SEN YÜRÜTMESİ SÜRGÜN EDİLDİ

Gazete Duvar'a konuşan Belkıs Kahraman Didim'de yürüttükleri etkin sendikal faaliyetler nedeniyle iktidarın hedefi haline geldiklerini söyledi. Geçen yıl örgütlenme çalışmaları yürüttükleri iş yerlerinde hükümetin sendikası olarak bilinen Eğitim Bir Sen'den yetkiyi aldıktan sonra siyasi baskıyla sonucun değiştirilmeye çalışıldığına dikkat çeken Kahraman, kamu yöneticilerinin usulsüzlükle sonucun değiştiğini ilan ettiğini belirtti. Yaşanan bu durumun mahkemeye taşındığını ancak henüz bir sonuca varılmadığını dile getiren Kahraman, şöyle devam etti:

“Mayıs ayı bütün ülkede yetkili sendikaların belirlenmesi için belirlenen takvimdir. Bu sene de Mayıs ayı gelirken Didim Temsilciliğimizde yürütmedeki arkadaşlarımızın tamamının toplu sürgünü doğrudan bununla ilişkilidir. Hatta öyle ki geçen sene yetki tartışması yaşanırken Eğitim Bir Sen Temsilcisi 'Bu iş pisliğe kalırsa alasını yaparız' dedi. Bugünkü gelinen nokta tam da işlerinin pisliğe kaldığı dönemde alasını yaptıklarının kanıtıdır.”

'HÜKÜMET KENDİNDEN YANA OLMAYAN KİM VARSA HEDEF HALİNE GETİRİYOR'

Verilen karara ilişkin hiçbir dayanak olmadığını vurgulayan Kahraman son olarak şunları söyledi;

“Biz 2016'daki darbe girişimini Allah'ın lütfu gibi gören bir iktidar ile karşı karşıyayız. Darbe girişiminin ardından Didim'deki Eğitim Sen yöneticilerimizin tamamı ihraç edilmişti. Yapılan genel kurul ile biz görevi devraldıktan sonra yeniden bir umut olduk. Bunun için şu an hedef haline geldik. Ne yazık ki bu hükümet kendinden yana olmayan, hayatı, kadını çocuğu, doğayı savunan kim varsa kendisine hedef olarak görüyor. Bununla ilgili de hukuksuz her yolu denemekten çekinmiyor. Bu baskılar bizim için yeni değildi ancak şuan bu karar için hiçbir dayanak yok. Yaptığımız basın açıklamaları ve sendikal faaliyetlerimiz nedeniyle böyle bir uygulama ile karşı karşıyayız.”

DİDİM EMEK VE DEMOKRASİ PLATFORMU'NDAN İMZA KAMPANYASI: ÖĞRETMENİME DOKUNMA

Öte yandan Didim Emek ve Demokrasi Platformu da sürgünlerle ilgili İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde basın açıklaması düzenledi. Platform tarafından yapılan açıklamada, 4688 sayılı kamu emekçileri sendikası yasasına göre yürütmede bulunan sendikacıların hiçbir şekilde sürgün edilemeyeceği hatırlatıldı. Hak, hukuk ve yasaları tanımayan iktidarla karşı karşıya olduklarını dile getiren platform üyeleri, sürgünlerinin geri çekilmesi ve hukuksuzluğun durdurulması için imza kampanyası başlattıklarını duyurdu.