İstanbul’da 25 Kasım: Polis barikatını aşan kadınlar

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde Taksim’de her sokak polis tarafından kapatıldı. Kadınlar, eylemde polisin biber gazına ve plastik mermilerine direndi.

Abone ol

DUVAR - 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü… Yer, Taksim. Eyleme yönelik çağrı 19.30’a yapıldı. Sosyal medyada saat 17.00 itibariyle Taksim’de her sokağın kapatıldığı, polislerin köşe başlarını tuttuğu bilgisi yayılmaya başladı. Olsundu, Taksim’e gidilecek, erkek şiddetine karşı kadınlarla yan yana olma ya da yan yana kaçma hali yaşanacaktı.

TAKSİM’DE SOKAKLAR KADINLARA KAPALI

Taksim’de sokaklar kalabalık. Sebebi de kapatılan sokakların tek bir güzergaha sıkıştırdığı yaya trafiği… Tünel’e yaklaştıkça sokaklardaki insan, araç trafiği de arttı. Eylemin yapılacağı alana çıkan bütün sokaklar kapalı. Her polis bariyerinin önünde polisle tartışan kadınlar var. Bir polis “Burası kapalı, şu sokağa gidin” diye yol gösteriyor. Oraya gittiğinizde de aldığınız cevap, bir öncekinin benzeri oluyor. Kısacası onlarca kadın, Tünel Meydanı’nın etrafında içeri girmek için dönüp duruyor. Oradan oraya savrulmaktan yorulmuş bir kadın “Gönderdiğiniz yerden geliyorum, onlar da buraya yönlendirdi” diye bağırıyor. Polisin cevabı “Az önce ‘kapatın’ emri geldi, bizim de yapabileceğimiz bir şey yok” oluyor. Kadınlar meydanda hep bir ağızdan erkek şiddetine karşı bağırırken, barikatların hemen arkasındaki kadınlar ise polisle tartışıyor. Meydanın etrafında dolaşmaktan yorulup bazıları geri dönüyor. Dönmeyenler de barikatların arkasından meydandaki kadınlara bakıp onlara eşlik etmeye çalışıyor.

Kadınlar, Tünel Meydanı'na alınmamaları üzerine polisle tartıştı. 

ÇOK SES VAR AMA TEK SES YOK GİBİ

Her sistemin bir açığı var neyse ki… Köşedeki bir mekanın giriş kapısı polis tarafından kapatılmış sokağa, çıkış kapısı da meydana açılıyor. Mekana girermiş gibi yapıp soluğu meydanda almak mümkün… Bunu gören pek çok kadın da aynı yolu izliyor. Bir yanda halaylarla söylenen şarkılar, diğer yanda sloganlar birbirine karışıyor. Çok ses var ama tek ses yok gibi… 'Jin, jiyan, azadi…' eylemin en çok atılan sloganı.

Polis engeline rağmen kadınlar Tünel Meydanı'nda buluştu. 

Her eylemde en az iki kere karşımıza çıkan düdük satıcıları ortalıkta gözükmüyor. Meydandaki kalabalık da daha önceki yıllara kıyasla azdı. İki hafta önce samuray kılıcıyla öldürülen Başak Cengiz, dün Kadıköy metrosunda bıçakla tehdit edilen Senanur Damgacı… Her gün kadınların öldürüldüğü, fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kaldığı Türkiye’de, eylemdeki kalabalığın da hissin de başka olması gerekirdi düşüncesi geliyor akıllara. Eyleme katılan kadınların neden orada olduklarına ve bu hisse dair verecekleri cevapları var.

‘MEYDANLARI BOŞ BIRAKMAYALIM’

Özgür Vardar, kadına karşı her gün artan şiddet karşı çıkmak ve kadının sesini yükseltmek için orada olduğunu söylüyor. “Kadın var edendir, biz küçücük rahmimize bir yaşamı sığdırıyoruz fakat erkek egemen zihniyet bizi kocaman dünyaya sığdıramayıp yok etmeye çalışıyor” diyerek “kahrolsun bu sistem” ifadesini kullanıyor. Şişli Kent Konseyi Kadın Meclisi olarak meydanda bulunduklarını belirten Vardar, kalabalığın geçmişe kıyasla azlığını polisin girişleri zorlaştırmasına bağlıyor, “Sabahtan beri ‘Taksim kapandı’ deniyor. Biz de meydana girebilmek için nerelerden dolaştık ama yılmıyoruz” diyor.

Gülendam Hanım da Vardar gibi kadına şiddete karşı ses çıkarmak için orada olduğunu vurguluyor. HDP ile meydana gelen Gülendam Hanım, çevresinde şiddet gören kadınlar olduğunu, korkudan meydana gelemediklerini anlatıyor. “Onların adına buradayız” diyerek bir de mesaj veriyor: “Korkmayalım, sesimizi duyurmak için sokakları, meydanları boş bırakmayalım.”

Kadınlar, erkek şiddetine karşı "Jin, jiyan, azadi" sloganı attı.
‘BİR BUÇUK SAAT TAKSİM’İN ETRAFINDA DÖNDÜM’

Zeynep Nazlı Yıldız, Zülal Metin. İkisi de üniversite öğrencisi ve 23 yaşında. Zeynep, artan kadın cinayetlerine ve İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasına karşı orada olduğunu belirtiyor. Zülal de kadın cinayetlerini durdurmak ve 6284’ün uygulanmasını sağlamak için meydanda olduğunu söylüyor. Zeynep de Zülal de ne kendilerinin ne de çevrelerinde bulunan kadınların şiddete maruz kaldığını vurgulayarak “Şiddetin mağdurlarını anlayabiliyorum ve bugün, burada onlar için varım. Benim burada olmam için illa bunu yaşamam gerekmiyor” diye konuşuyor. Kalabalığın geçmiş yıllara az olmasını ise Zeynep şöyle açıklıyor: “Belki polisten korkuyorlar ya da dün metroda yaşanan olay etkili olmuş olabilir. Sokakta yaşadıklarından kaynaklı kadınlar korkuyor olabilirler.” Zülal de kadınların evlerine giderken yaşadığı endişeyi şu sözlerle anlatıyor: “Bu eylemden dönerken ailemi arayacağım ki, otobüsten inince beni alsınlar.”

56 yaşındaki Eser Hanım, meydana girmek için polis barikatlarını nasıl aşmak zorunda kaldığını anlatıyor: “Kadınlara her taraf kapalı. Bir buçuk saat Taksim’in etrafında dolaştık. Kadınlardan bu kadar korkuyorlar. Meydana giremeyen geri döndü. Biz de geri dönecektik, şans eseri girdik içeri. Biz korkuyu aştık, korkunun ecele faydası yok. Benim tek korkum var, dizim ağrıyor, bir şey olursa kaçamam.”

25 Kasım’daki kadınların eylemi, yine biber gazıyla son buldu. Her kadına neredeyse bir polisin denk geldiği eylemde kadınların payına yine gaz düştü.