2012’de ayrıldığı kulübü
Barcelona’dan bu yana Şampiyonlar Ligi’ni ilk kez kazanması, Pep
Guardiola’yı tarih boyunca sadece bir sezonda lig, kupa ve Avrupa
kupasından oluşan bir üçleme kazanan dokuz teknik direktörden
birincisi yapmadı. Bu onu aynı zamanda farklı ülkelerde iki üçleme
sahibi birden olan ve iki devrimci takımı bir araya getiren tek
kişi yaptı.
Şurası kesin ki, futbol, 2008’de
Barça’dan bu yana asla eskisi gibi olmadı ve 2023’te Manchester
City’den sonra da asla eskisi gibi olmayacak.
İstanbul’daki büyük finalin
ardından Rodri, Şampiyonlar Ligi’ni kazanmanın önemini, bu sayede
bir miras inşa edebilecek olmalarına bağladı. Bu şampiyonluğun
ardından Real Madrid, Bayern Münih, Barcelona ve Milan gibi
takımların yaptığı gibi gelecekte kendilerine çok daha
güveneceklerini söyledi.
GÖK MAVİSİ HANEDANLIĞIN BAŞLANGICI
Tarihten de bildiğimiz gibi,
İstanbul’un fethi, aynı zamanda yeni bir çağın başlangıcı anlamına
gelir. City de bu kadim şehri fethederek Şampiyonlar Ligi’nde yeni
bir çağı açmış olabilir: Gök mavisi hanedanlığın
başlangıcı.
Real Madrid’in 1956’da kulüp
futbolunun en prestijli kupasını toplamaya başlamasından bu yana
Avrupa futbolunun Everest’ine tırmanarak hanedanlıklar kuran birçok
teknik direktör var. Ancak bu kupayla oyuna bakış açısını
değiştiren takımlar ve teknik direktörler çok nadirdir.
Helenio Herrera’nın 1964’te
Inter ile bıraktığı izler tartışılmaz. Ya da 1971’de Ajax ile Rinus
Michels, 1989’da Milan ile Arrigo Sacchi ve 1992’de Barça ile Johan
Cruyff… Ancak Guardiola ile başka bir dönem başladı. Zira futbol
tarihinde hiçbir teknik direktör bu kadar etkili
olmamıştı.
Jock Stein, Stefan Kovacs, Guus
Hiddink, Alex Ferguson, Jose Mourinho, Jupp Heynckes, Hansi Flick
ve Luis Enrigue. Evet, onların da üçlemesi var. Ama iki farklı
ülkede iki üçleme birden? İşte bu ilk defa başımıza geliyor. Pep’in
fetihleri, futbolun en uzun ömürlü ve en geniş coğrafyada
gerçekleşen fetihleri olmasıyla benzersiz bir niteliğe
sahip.
Guardiola finalden sonra, üç
kupayı da kutlama yapacakları takım otobüsünde bir araya
getireceklerini ve bunun İngiliz futbolunda şimdiye kadar sadece
bir kez Alex Ferguson’ın Manchester United’ı tarafından
ulaşılabilmiş bir zirve olduğunu hatırlattı: “Adımın Sir Alex ile
birlikte anılacak olması benim için bir onur. Bu sabah ondan cep
telefonuma bir mesaj geldiğini ve çok heyecanlandığımı
söylemeliyim. Onunla bu işin içinde olmak çok keyifli.”
'ARTIK HEPSİ HAYATLARININ GERİ KALANINDA HATIRLANACAKLAR'
Manchester City’nin İstanbul’da
kaldığı otelde, maçın ardından oyuncular ve aileleri için büyük bir
parti düzenlendi. Guardiola ve ekibi için ise bu kutlamaların
anlamı bir kupadan çok daha fazlasıydı. Zira dünyanın en prestijli
kupasını kulübün neden bir türlü kazanamadığı sorusunun yükünü
taşımaktan artık kurtulmuşlardı.
Guardiola maçın ardından, birçok
insan için Şampiyonlar Ligi’ni kazanamazsak Premier Lig’i
kazanmanın bir hiç olduğunu bildiğini söyledi: “Bu Şampiyonlar Ligi
şampiyonluğu önemli, çünkü bundan böyle bu oyuncuların elde ettiği
her şey, örneğin beş Premier Lig şampiyonluğu tarihteki yerini
alacak. Artık hepsi hayatlarının geri kalanında hatırlanacaklar. Bu
oyuncuların son yedi yılda kazandıklarını hatırlamak için kulübün
bir müze açmasının zamanı geldi.”
Ama kulübün CEO’su Ferran
Soriano için bu yeterli olmayabilir. Zira City oyuncuları kulübün
tarihindeki ilk Şampiyonlar Ligi zaferinin tadını çıkarmaya
çalışırken, Soriano ise cümbüşün ortasında gelecek yıl finalin
Londra’da olduğunu Guardiola’ya hatırlatmakla
meşguldü.
Geçtiğimiz kasım ayında City ile
olan sözleşmesini Haziran 2025’e kadar uzatan Guardiola için ise
iyi haber; kendi mirasına katkıda bulunmak ve Soriano’ya yanıt
vermek için iki yılı daha var.