IstanPol: Sorunları güçlü/rasyonel parlamenter sistem çözer

İstanbul Politik Araştırmalar Enstitüsü (IstanPol) “Yeniden Sistem Tartışmaları” raporunu yayınladı. “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”nin, vaat ettiği siyasal istikrarı sağlayamadığı belirtilen raporda, hem yeni sistemin yarattığı otoriter dinamikleri, hem de eski parlamenter sistemin karşılaştığı sorunları ‘güçlendirilmiş / rasyonelleştirilmiş bir parlamenter sistem’in bertaraf edebileceği vurgulandı.

Abone ol

DUVAR- Akademisyenler, bağımsız araştırmacılar ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerini bir araya getiren İstanbul Politik Araştırmalar Enstitüsü (IstanPol), ‘Demokratikleşme Programı’nın 2020 projelerinden “Yeniden Sistem Tartışmaları”nın ilk raporunu yayınladı.

“Türkiye İçin Yeni Bir Hükümet Sistemi: Hükümet Sistemi Kaynaklı Sorunlar ve Çözüm Önerileri” başlığını taşıyan raporu Prof. Dr. Şule Özsoy Boyunsuz ve Dr. Berk Esen hazırladı. Raporun sunuşunda “Disiplinlerarası bir yöntemle başlattığımız projemizin ilk ayağında Türkiye’nin hükümet sistemi kaynaklı sorunlarına odaklanıp, bunların çözümü için yasama-yürütme ilişkilerini bütünüyle yeniden ele alan yeni bir hükümet sistemi öneriyoruz” ifadeleri yer aldı.  

UZLAŞIYLA ORTAYA ÇIKMADI

Sivil ve askeri otoriter dönemlerin Türkiye’nin çok partili siyasi yaşamına bu derece damga vurmasının en önemli sebeplerinden birinin, bu dönemde yürürlüğe giren hiçbir anayasa veya hükümet sisteminin, geniş katılımlı bir tartışma ve toplumsal uzlaşı sonucunda ortaya çıkmaması olduğunu vurgulayan IstanPol sunuş yazısında özetle şu değerlendirmelere yer verdi:

DAYATILDI: Topluma demokratik olmayan süreçler sonucunda dayatılan anayasalar ve hükümet sistemleri, zaman zaman ortaya çıkan siyasi krizlerin demokratik yollarla çözülmesini imkansız kılmış; yakın tarihimizde otoriterleşmeye sebep olan gelişmelerin başında gelen siyasal kutuplaşmanın derinleşmesine ve baskın/hegemonyacı partilerin ortaya çıkışına engel olamamıştır.

OTORİTERLEŞMEYİ GÜÇLENDİRDİ: Otoriter bir rejimin anayasal altyapısını oluşturan “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”nin, vaat ettiği siyasal istikrarı sağlayamadığı; özellikle ekonomi ve dış politika alanlarında mevcut sorunların daha da şiddetlendiği görülmektedir. Ne yazık ki, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” yürürlükte olduğu kısa süre içinde Türkiye’de toplumsal kutuplaşmayı arttıran ve otoriterleşme eğilimlerini güçlendiren bir tablo yaratmıştır.

DENGE-DENETLEME: “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”ne yöneltilen eleştiriler, önceki dönemde yürürlükte olan parlamenter rejimin demokratik açıdan ideal olduğu anlamına gelmemektedir. Türkiye’nin demokrasi serüveninde karşılaştığı askeri ve sivil otoriter seçenekleri aşmanın tek yolu güçlü denge ve denetleme kurumlarına sahip ve geniş kapsamlı toplumsal uzlaşmaya dayanan demokratik bir hükümet sisteminin tesis edilmesinden geçmektedir. Bu rapor Türkiye’de demokratikleşmenin önünü açmak için güçlendirilmiş / rasyonelleştirilmiş bir parlamenter sistemin en uygun model olduğunu iddia etmektedir.

DEMOKRATİK ÇİZGİYE ÇEKER: Güçlendirilmiş parlamenter sistemin, temsilde adalete daha çok imkan vermesi nedeniyle Türkiye gibi etnik ve dini açıdan çoğulcu toplumlara sahip ülkeler için daha uygun olduğu görülmektedir. Ayrıca bu yeni sistem, hem “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”nin yarattığı otoriter dinamikleri, hem de eski parlamenter sistemin karşılaştığı sorunları bertaraf edecek ve yüzüncü yılına girmeye yaklaşan cumhuriyetimizi demokratik bir çizgiye getirecektir. (HABER MERKEZİ)

Raporun tamamı buradan okunabilir.