Aslında bu konuya girmeye hiç niyetim yoktu. Zira Volkan (Ağır) yeterinden çok daha iyi irdeledi meseleyi. Olması gerekeni, bir spor gazetecisinin yapması gerekeni -ama Türkiye’de- kimsenin yapamadığını yaptı. Mevzumuz tabii ki Almanya kazandığı için bizim de kazanamadığımız 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası nam-ı diğer Euro 2024. Daha doğrusu yazımızın bahanesi Euro 2024. Konusu ise tartışamama kültürümüz.
Evet biz tartışamıyoruz. Hele bir tartışsak zincirimizden boşalacağız belki. Olmaz, bu ülkede yapılmaz denilen pek çok şey mümkün kılınacak. Ama yok. İlla ana konuyu pas geçeceğiz. Milletçe ağız birliği yapmış gibiyiz.
İNŞAAT ÜLKESİ
Mesela konumuz yabancı futbolcu sayısı olur. Normal bir ülkede, bu sınırın futbola getireceği artılar ve eksiler tartışılır. Ama bizde yerli futbolcuların bu kuralla ne yapacağı tartışılıyor. YA da milli takımın tek probleminin yabancı sınırı olduğuna ciddi ciddi inanıyoruz.
Hadi futboldan çıkalım mesela kış sporların gidelim. İnşaat ülkesi olduğumuz için memleket sathının her yerine tesis kurunca her şey tamam sanıyoruz. Hemen kış olimpiyatlarının kesin ev sahibi olarak her yerde konuşmaya başlıyoruz. Son Kış Olimpiyatları’na sadece katılmış olmak için katıldığımız gerçeğini göz ardı ediyoruz. Asıl tartışmamız gereken konu her türlü elverişli şarta rağmen neden sporcu yetiştiremiyoruz ekseninden çıkıveriyor ve inşaat sektöründeki başarılarımızın spora tahviline geliyor. Eee, takdir edersiniz ki altı bomboş kalıyor.
EVET TEK NEDEN NUSRET
Sonra karşımıza Euro 2024 adaylığı çıkıveriyor. Kendisini futbol ülkesi belleyen, (ama şuradan da görebileceğiniz gibi aslında olmayan) Türkiye, futbolun asıl beşiği Almanya’ya kaybediyor ve sonrasında ver mehteri.
Kaybettiğimize sevinenleri vatan haini ilan etmekten, UEFA’nın aslında politik bir kuruluş olduğunu yeni anlamaya kadar giden bir yorum yelpazesi bir tarafta. Tanıtım filminde Nusret’i oynatmayı, Euro 2024’ün ev sahipliğini alamamanın neredeyse ana nedeni olarak gösterenler diğer tarafta.
Peki neden Türkiye neden kaybettiğine dair bir projeksiyonla karşı karşıya kalamıyor? Neden verileri arka arkaya koyarak neden ev sahipliğinin kaybedildiğine dair analizler okuyamıyoruz futbol ülkemizin güzide spor yazarlarından/yorumcularından? Aslında bir futbol ülkesi değil de inşaat ülkesi olduğumuz gerçeğini niye kimse yüzümüze vuramıyor? Sadece stat yapmakla, spor alanı yapmakla sporcu yetiştirilemeyeceğini neden ve nasıl anlayamıyoruz? Çok mu zor kaynaklarını doğru kullanmayı talep etmek? Çok mu zor gerçek örnekleri bulup yola koyulmak? Çok mu zor Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek olmadığına ikna olmak?
ZOR DOSTUM ZOR
Hepsinin cevabı tek aslında. Zor. Çünkü niyetimiz yok. Çünkü talebimiz de yok. Kendi kısır spor pardon futbol dünyamızda dönenip durmak çok kolay. Sığ tartışmaların, fikir üretmeyen konuşmaların bir temele dayanması gerekmiyor. Hatta o kadar ki şimdi söyleyip, yarım saat sonra kendinizi bile yalanlayabilirsiniz. Zira fikri takibe de gerek olmaz. Rüzgar nereden eserse, yelkeni oraya çevir yeter.
Sonrası mı? İşte Türkiye sporu.