İsveç Başbakanı Andersson istifa edeceğini açıkladı
İsveç Başbakanı Magdalena Andersson, genel seçimlerde meclis çoğunluğunu kaybetmesi üzerine istifa edeceğini açıkladı.
DUVAR - İsveç Başbakanı Magdalena Andersson, pazar günkü seçimlerde hükümetinin yenilgiye uğramasının ardından görevi bırakacağını açıkladı. Neo-Nazi hareketinden doğan bir siyasi parti olan İsveç Demokratları ülkede ikinci parti oldu. Oyların başa baş olması nedeniyle sayım pazar gecesinden beri sürüyordu. Andersson'un merkez sol koalisyonu, sağ partilerden oluşan bloğa karşı 176'ya karşı 173 sandalye ile seçimleri kaybetmiş görünüyor. Oyların yüzde 99'u sayılmış durumda. Liberal muhafazakar olarak tanımlanan Ilımlı Parti lideri Ulf Kristersson'un hükümeti kurması bekleniyor. Hükümette, artan çete saldırılarına karşı kampanya yürüten aşırı sağcı bir parti olan İsveç Demokratları da yer alacak.
2015'te Avrupa'ya göç akınının yükselişe geçmesiyle ülkede göçmenlerle ilgili kaygılar artmış, SD'nin oyunda hızlı bir artış gözlemlenmişti. Parti Avrupa dışında ülkelerden göçe karşı çıkıyor. Seçimleri ikinci olarak tamamlayan aşırı sağ parti, 2018 seçimlerine kıyasla oyunu 3 puandan fazla yükseltti.
'ZAYIF AMA YİNE DE ÇOĞUNLUK'
Nihai sonuç, İsveç'te standart bir uygulama olan ikinci sayımın ardından teyit edilecek. Başbakan Andersson ise çarşamba günü düzenlediği basın toplantısında yenilgiyi kabul etti.
"Parlamentoda bir-iki sandalye avantajları var. Bu zayıf bir çoğunluk, ama yine de çoğunluk" ifadesini kullanan Andersson, perşembe günü resmen istifa edeceğini söyledi. İsveç'in ilk kadın başbakanı olan Andersson, geçen yıl göreve geldiğinde ilk gün istifa etmiş, kısa bir süre sonra görevine geri dönmüştü. Seçim kampanyasına çeteler, göç ve entegrasyon konularının yanı sıra yükselen elektrik fiyatları da damgasını vurdu. Sağ blok dört partiden oluşuyor: İsveç Demokratları, Ilımlı Parti, Hıristiyan Demokratlar ve Liberaller.
Bir zamanlar siyasi partiler tarafından dışlanan İsveç Demokratları partisinin, oyların yaklaşık yüzde 20'sini kazanması İsveç siyaseti için önemli bir dönüm noktası olarak görülüyor. 1980'lerin sonunda bir neo-Nazi hareketinden doğan parti, imajını düzeltmeye çalışırken yavaş yavaş güçlendi. Parti, seçim kampanyasında, daha uzun hapis cezaları ve göçü kısıtlama yoluyla "İsveç'i yeniden güvenli hale getirme" vaadinde bulundu. Ancak partinin lideri Jimmie Akersson, dört partinin de tam desteğine sahip olmadığı için başbakan olamayacak.
'ENDİŞELERİNİZİ ANLIYORUM VE PAYLAŞIYORUM'
Onun yerine Ilımlı Parti lideri Ulf Kristersson hükümeti kurma çalışmalarına başlayacağını söyledi. Kristersson çarşamba günü yaptığı açıklamada "İsveç'in tamamı ve tüm vatandaşları için yeni, istikrarlı ve güçlü bir hükümet kurmak üzere elimden geleni yapmaya hazırım" dedi. Kristersson 2019'da partiyle bir ittifak kurmak için görüşmelere başlamış, bu hamle İsveç'in siyasi manzarasını değiştirmişti. Görevi bırakan Sosyal Demokrat Andersson, çarşamba günü gazetecilere yaptığı açıklamada partinin artan popülaritesinden endişe duyanları anladığını belirerek, "Endişelerinizi anlıyorum ve paylaşıyorum" dedi.
Magdalena Andersson'un Sosyal Demokratları 2014'ten beri İsveç'i yönetiyor ve 1930'lardan beri ülke siyasetine hükmediyordu. Pazar günkü oylama İsveç'te sonucu en yakın seçimlerden biri oldu ve kazananın kim olduğunu net bir şekilde görebilmek için binlerce yurtdışı ve posta oyunun sayılması gerekti. (BBC Türkçe)