İtalya'da 'tek adam' tartışması: 5 soruda referandum

İtalya, hükümetin kaderini belirleyecek referandum için sandık başına gidiyor. Başbakan Renzi, anayasa değişikliklerinin 'istikrar' getireceğini, muhalifler 'merkezi hükümeti güçlendireceğini' savunuyor. Peki bu referandum neden önemli?

Abone ol

DUVAR - İtalya'da yarın düzenlenecek referandumda anayasa değişikliği paketi oylanacak. Başbakan Matteo Renzi, ülkenin siyasi sisteminde bir dizi değişiklik içeren paketin ekonomik istikrar getireceğini savunuyor. Muhalifleriyse, önerilerin 'tek adam' yönetimine kap aralayacağını düşünüyor. Paket kabul edilmezse Renzi'nin istifa etmesi ve İtalya'nın AB'yi de etkileyecek yeni bir istikrarsızlık sürecine girmesi bekleniyor. Peki referandumun içeriği ne, bu oylama neden önemli?

REFERANDUM NEDEN YAPILIYOR, HALK NEYİ OYLAYACAK?

İtalyan halkı özetle, parlamentonun üst kanadı Senato'nun yetkilerini önemli ölçüde sınırlandıracak ve hükümetin gücünü artıracak bir 'reform paketi'ni onaylayacak. Muhaliflere göre, önerilerin referandumda kabul edilmesi 'tek adam' yönetimine yol açacak. Renzi ise reform paketinin ülkeyi daha yönetilebilir ve istikrarlı hale getireceğini savunuyor. Renzi'nin çıkış noktası şu: İtalya Cumhuriyeti, kurulduğu 1946'dan bu yana 70 yılda 63 hükümet gördü; ortalama 1,11 yılda bir hükümet değişikliği siyasi istikrarsızlığa yol açtı. Renzi'nin anayasal reform paketi bu bağlamda şu maddeleri içeriyor:

  • Parlamentonun alt kanadı Temsilciler Meclisi ile eşit yetkilere sahip olan Senato'nun yapısının ve yetkilerinin azaltılması;
  • Senatör sayısının 315'ten 100'e indirilmesi; 74 senatörün bölgesel meclis üyesi olması, 21'inin belediye başkanları arasından hükümet tarafından seçilmesi, beş senatörü Cumhurbaşkanı'nın ataması;
  • Senatörlerin parlamentodan ayrıca maaş almaması, yalnızca yerel yönetimdeki görevleri için maaşlarını almaları;
  • Senato'nun yetkilerinin büyük ölçüde kısıtlanması (Ülkede her yasanın ve taslaklarda yapılan her değişikliğin parlamentonun her iki kanadı tarafından da onaylanması gerekirken, tasarılar Temsilciler Meclisi ile Senato arasında defalarca gidip gelebiliyor);
  • Yasa ve bütçe onayının yanı sıra güvenoyu kullanma yetkisinin yalnızca Temsilciler Meclisi'ne ait olması;
  • Senato'nun asli görevinin daha ziyade bölgesel yönetimlerle merkezi hükümet arasında bağ kurmakla sınırlandırılması.
  • Reform paketi kabul edilirse senatörler, cumhurbaşkanı ve Anayasa Mahkemesi yargıçlarının seçimine katılmayı sürdürecek; anayasa reformları ve AB anlaşmalarının onaylanmasında da söz hakkına sahip olacak.

'EVET' VE 'HAYIR' CEPHELERİ NE DİYOR?

Renzi ve reformun destekçileri, bu değişikliklerle İtalya'nın ihtiyaç duyduğu yasal düzenlemeleri yapabilmek için gerekli istikrara kavuşacağını savunuyor. Reform yanlıları İtalya'nın ağırlığıyla meşhur bürokrasisinin basitleşeceğini ve masrafların azalacağını söylüyor.

İtalya Başbakanı Matteo Renzi.

Ancak Renzi ile Anayasal Refomlar ve Parlamento ile İlişkiler Bakanı Maria Elena Boschi'nin mimarları olduğu ve "Renzi-Boschi reformu" olarak anılan anayasa değişiklik paketine, muhalefetin yanı sıra iktidardaki Demokratik Parti içinden de tepki gösterenler var. Tepkiler çoğunlukla, değişikliklerin hükümete aşırı yetki vereceği ve Senato'nun işlevsizleştirilmesiyle kontrol mekanizmalarından birinin devreden çıkarılmış olacağı üzerinde yoğunlaşıyor. Reformun karşıtları, geçen yaz yürürlüğe giren yeni seçim yasası (Italicum) ile birlikte bu anayasa değişikliklerinin "tek adam" yönetimine yol açabileceği endişelerini dile getiriyor.

Yeni seçim yasası, Temsilciler Meclisi için yapılan seçimlerde yüzde 40'ın üzerinde oy alan partiye 630 sandalyeden 340'ının (yaklaşık yüzde 54) verilmesini öngörüyor. İlk turda hiçbir parti yüzde 40'tan fazla oy alamazsa ilk iki parti ikinci turda karşılaşıyor ve kazanan tarafa 340 milletvekili veriliyor. Muhaliflere göre bu referandum, halk tarafından seçilerek değil, Demokratik Parti'nin lideri olarak iktidara gelen Renzi'den kurtulmak için bir fırsat.

NE SONUÇ ÇIKAR?

İtalya'da seçimlerin 15 gün öncesinden itibaren anket sonuçları yayımlamak yasak. Yasak öncesi yapılan son anketlerde 'Hayır' oyları, yüzde 5-10 farkla önde gidiyordu. Ancak anketler, halkın yüzde 16-25 kadarının kararsız olduğunu gösteriyordu. Sonucu bu kararsız oyların belirlemesi bekleniyor. 'Evet' cephesi kazanırsa, halk tarafından seçilmediği gerekçesiyle zaman zaman meşruiyeti sorgulanan Renzi bir anlamda iktidarını tasdik ettirmiş olacak ve istediği reformları yapma gücüne sahip olacak.

Referandumdan 'Hayır' sonucunun çıkması halinde ise Renzi istifa etmek zorunda kalabilir. Renzi, daha sonra kendisinin de "Hata yaptım" itirafında bulunduğu bir çıkış yaparak, referandumu kişisel siyasi kariyeri için belirleyici hale getirmiş ve "Hayır" sonucu çıkarsa istifa edeceğini açıklamıştı. Kampanya ilerledikçe bu net duruşundan geri adım atsa da, referandumu kaybederse istifa etmesi bekleniyor. Bu durumda Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella'nın istifayı kabul etmemesi, hükümet kurma görevini yeniden Renzi'ye vermesi, başka bir ismin liderliğinde geçici bir hükümet ya da bir teknokratlar hükümeti kurulması veya erken seçime gidilmesi olasılıkları mevcut.

SONUÇ AB VE PİYASALARI NASIL ETKİLER?

Bazı yorumcular referandumu "İtalya'nın Brexit'i olabilir" diye yorumlasa da, oylama İtalya'nın doğrudan AB'ye sırtını dönmesi ya da euro bölgesinden ayrılması sonucunu doğurmayacak. Ancak referandumun AB tarafından yakından izlenmesinin nedenlerinden biri, Renzi'nin uygulamaya çalıştığı reformların ve ekonomik tedbir paketlerinin sekteye uğrama ihtimali. 'Hayır' sonucu çıkar ve Renzi istifa ederse İtalya yeniden bir siyasi istikrarsızlığa sürüklenebilir. Ayrıca seçime gidilmesi halinde, euro'dan ayrılmak için referandum düzenlenmesini savunan popülist 5 Yıldız Hareketi'nin iktidara gelme ihtimali de mevcut.

'Hayır' sonucunu yol açacağı siyasi dalgalanmanın ekonomide de alarma neden olabileceği ve bankacılık krizinin derinleşebileceği endişesi bulunuyor. İtalyan bankaları halen AB'nin en sorunlu finansal kuruluşları arasında yer alıyor. Batık kredi krizi yaşayan bankaları kurtarma planının sekteye uğraması, yatırımcıların belirsizlik kaygısı uluslararası piyasaları tedirgin ediyor. İtalya'daki krizin domino etkisiyle riskli durumdaki diğer AB ülkelerine yayılmasından korkuluyor.

'EVET' VE 'HAYIR' CEPHELERİNDE KİMLER VAR?

Anayasal reform paketine uluslararası alanda açık destek verenlerin başında ABD Başkanı Barack Obama ve Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schauble yer alırken, 'Hayır'  kanadına en sürpriz destek ise İngiliz The Economist dergisinden geldi. Silvio Berlusconi, Beppe Grillo, Matteo Salvini gibi muhalif liderlerin yanı sıra iktidar partisi Demokratik Parti'nin (PD) içinden de önemli isimler 'Hayır' cephesinde. Bu isimler arasında eski başbakanlardan Massimo D'Alema ve Pierluigi Bersani de bulunuyor. "Evet" cephesinde ise yine eski başbakanlardan PD'li Romano Prodi ve Enrico Letta ile eski Dışişleri Bakanı Emma Bonino ve İtalya Sanayiciler Derneği (Confindustria) gibi iş çevrelerinin temsilcileri başı çekiyor.

Aralarında İtalya'da yaşayan yönetmen Ferzan Özpetek, tenor Andre Bocelli, Oscar ödüllü yönetmen Paolo Sorrentino'nun da yer aldığı sanat dünyasından onlarca isim ortak bir bildiriyle "Evet" oyu vereceklerini açıkladı. Osteria Francescana isimli restoranı bu yıl dünyanın en iyi restoranı seçilen şef Massimo Bottura da "Hayır" sonucu çıkarsa ülkeyi terk edebileceğini söyledi. (Kaynak: BBC Türkçe)