İtirazın Şirin hali...
Şirin demek, müziği yeniden yaratmak, tüm notaları altüst etmek, seslerin ve kavramların alışa gelmiş, öğrenilmiş düzenini reddetmek demektir. Tüm ezberleri bozabilme talebini ele almak demektir.
Bodrum Kadın Dayanışma Derneği
Bodrum Garaj’dan Bitez minibüsüne binersiniz, okulun orada iner, dar bir sokaktan Şirin'in bahçe içindeki evinin zilini çalarsınız.
İçeriden ince, naif bir ses “girin lütfen” der. Sizi arka bahçeye açılan balkonda ağırlar.
Sonra sözcüklerin, kelimelerin, sohbetin dansı başlar.
Yalnız bu dans, bir rutinin alışıldık tekrarı olamazdı asla. Önce gelenlerin sözlerinin, seslerinin ortalığa saçılmasını beklerdi. Sonra Şirin'in notaları söze dökülürdü.
Saçılan kelimelerin tınısının duyulmasını sağlar ki her ses, her nota var olabilsindi.
Sesler birbiriyle çarpıştığında buluşma, tanışma törenine geçilirdi.
İşte bu andan itibaren, dansın ilk adımı ortaya çıkardı. Çünkü sözcükler artık bir armoniye dönüşmeye başlamıştır. Armoninin iniş ve çıkışları, dansa katılanların uyum ve uyumsuzluklarıyla oluşturdukları, “ama?”, “şimdi mi?”, “olabilir mi?”, “mümkün mü?”, “nasıl yani?” sorularının dönüşümsel, devrimsel altüst oluşlarıyla birlikte yaşamın kadın adımlarına, kadın bakış evrelerine, kadın varoluşlarına taşınmaya başlamış olurdu.
Şirin demek, müziği yeniden yaratmak, tüm notaları altüst etmek, seslerin ve kavramların alışa gelmiş, öğrenilmiş düzenini reddetmek demektir. Tüm ezberleri bozabilme talebini ele almak demektir.
Şirin, yaşadığı hayatı tüm kadınlarla paylaştı ve tüm kadınları en iyi yaptığı şeylerle tanıştırdı. “Ezber bozun.”, “feminizmle tanışın”, “tanıştığınız feminizmi yeniden ve yeniden bıkmadan, usanmadan var edin”. “Bunun için asla izin istemeyin, onaylanmayı beklemeyin.”
Şirin tüm sözcükleriyle, tüm kelimeleriyle, tüm yaşamıyla bir feminist olarak İTİRAZIN kendisiydi.