İyi Kitap 100. sayıda: İstek üzerine kitap tanıtmayız!

Yayın hayatına 2009 yılında Tudem Yayın Grubu bünyesinde başlayan Çocuk ve Gençlik Kitapları Dergisi İyi Kitap, bu ay 100’üncü sayısını yayımladı. Çoğu yayın için gelinmesi güç bir nokta olan 100’üncü sayıyı İyi Kitap’ın yazı işleri müdürü Safter Korkmaz ile konuştuk.

Abone ol

DUVAR - “İyi Kitap”, Tudem Yayınları bünyesinde çıkan bir ‘çocuk ve ilk gençlik kitapları dergisi’. 2009 yılından bu yana, yüzlerce çocuk ve ilk gençlik kitabı için yazılmış yüzlerce özgün inceleme yazısını okurla buluşturan, ufukları genişleten bir yayın. Gerek kapak tasarımı, gerek mizanpajı gerekse de içeriğiyle bir yetişkin olarak bir çocuk kitabı okurken neler hissediyorsanız benzer duyguları hissettiren bir dergi olmayı başarıyor. Yazılarının niteliği için samimi bir çaba sarf eden İyi Kitap, çocuklar, öğretmenler ve ebeveynler için hem bir rehber hem de bir kaynak hüviyetinde. Gerçekten ‘iyi’ olan kitapları ayırt edebilmek, onlara ulaşabilmek için bir araç.

Bugün “İyi Kitap”ı konuşmamızın iki nedeni var: Birincisi, Türkiye’de çocuk kitapları özelinde çıkartılan tek kitap tanıtım dergisi olması. İkincisi, bu ay 100’üncü sayısını kutluyor olması. 100 sayı az değil. Çoğu yayının maalesef göremediği bir sayı. “İyi Kitap”, 9 yıldır çocuk edebiyatını ciddiye alıyor, önemine dikkat çekiyor. Geride bıraktığı noktada nice çocuğu nice iyi kitapla buluşturdu. Nice kıymetli kitabın gün yüzüne çıkmasına yardımcı oldu, nice kuvvetli kalemin görünürlüğüne katkıda bulundu. Bunca zaman da bağlı bulunduğu yayınevinin bir parçası olduğunu hissettirmeden özerk bir duruş sergiledi.

“İyi Kitap”, saydığımız tüm bu özellikleriyle edebiyatımıza azımsanmayacak katkılarda bulunuyor. Edebiyat sevdası, ciddiyeti ve kendini özgün kılan noktalarıyla konuşulmaya ve geldiği nokta kutlanmaya değer. “İyi Kitap”ın 100 sayılık yolculuğunu ve yaptıkları işleri, yazı işleri müdürü Safter Korkmaz ile konuştuk.

Safter Korkmaz

İyi Kitap senin için ne ifade ediyor?

TÜİK rakamlarına göre, 2016’da yaklaşık 8000 çocuk kitabı yayımlanmış. Oysa aynı yıl içerisinde, İyi Kitap dâhil, edebiyat dergilerinde ve gazete kitap eklerinde yer bulan çocuk kitabı sayısı ancak yüzlerle ifade edilebilir. Çocuklara kitap seçmek ve önermek isteyenler için, nitelikli bir kaynak ihtiyacının ne denli yakıcı olduğunu bu rakamlar anlatıyor sanırım. Üstelik gazete eklerinde ve dergilerde çocuk kitaplarına verilen yer, genelde bir-iki sayfayla sınırlı. Bunlar da çoğunlukla kitap tanıtım bültenleri ile dolduruluyor. Ekonomik ve sosyal ilişkilere dayalı övücü tanıtım yazıları dışında; kapsamlı çocuk kitabı eleştirilerine ya da incelemelerine, gerçekten çok az rastlıyoruz bu mecralarda. İşte İyi Kitap, bu kısır ortamı zenginleştiren bir vaha bana göre. Edebiyatın, çocuk ve gençlik yayıncılığının içinden gelen kalemlerin, çocuk kitapları hakkında düşüncelerini rahatça ifade edebileceği bir kürsü.

"İyi Kitap"tan ne anlamalıyız? "Kitaplar iyidir", "İyi ki kitaplar vardır", "Biz iyi kitapları anlatıyoruz"... Hangisi?

Genelgeçer bir kabul olarak, elbette kitaplar iyidir ve iyi ki varlar. Öte yandan her okurun önünde, yayımlanan binlercesi içinden ihtiyacı olan, nitelikli kitaba ulaşabilmek gibi bir sorun var. Çocuk okur da bu sorundan azade değil. Bu yüzden diyebiliriz ki, evet çocuklar için iyi kitapları anlatıyoruz çoğunlukla. Ama hep değil... Bazen, olumsuz örnekleri yermek, nitelikli olana işaret etmenin anlamlı bir yolu olabiliyor. Ya da bir yanıyla güçlü ve iyi bulduğumuz bir kitap, başka özellikleriyle aksayabiliyor. Sadece iyi olanı tanıtmak değil daha iyiye nasıl ulaşılacağına dair düşüncelerimizi söylemek de önemli bizim için.

'OKURUYLA BULUŞMAYAN BİR DERGİNİN UZUN SOLUKLU OLMASI BEKLENMEZ' 

100'üncü sayı birçok yayının göremediği bir sayı. Bugünlere nasıl geldiniz? 

Edebiyat dergiciliğinin Türkiye’de ilginç bir grafiği var. Cumhuriyetin ilk yıllarından bu yana yayımlanan yüzlerce derginin uzun ömürlü olmayışına bakıp karamsarlığa kapılmak mümkün. Ne var ki, az sayıda da olsa kök tutmuş dergilerin varlığı ve sürekli filizlenen yeni yeni yayınlar edebiyatta ısrarın, güçlü bir damarın göstergesi. Ne mutlu bize ki, İyi Kitap kök tutmuş dergilerden biridir diyebiliyoruz bugün.

Klişe bir ifade gibi görünebilir ama İyi Kitap’ı bugünlere taşıyan temel güç, dergi yazarlarının ve okurlarının içten sahiplenişidir. Okuruyla buluşmayan bir derginin uzun soluklu olması beklenmez zaten. Öte yandan kendi yazarını bulup, onunla bütünleşemeyen derginin de yaşam şansı yoktur. İyi Kitap her iki alanda da hedefini yakalamış bir dergi. Büyük çoğunluğu çocuk ve gençlik edebiyatı alanında ürünler veren yazarlarımıza çok şey borçluyuz.

Kimlere ulaşıyorsunuz? Nasıl dönüşler alıyorsunuz? Sizi nereden, nasıl bulabilirler? 

İyi Kitap ücretsiz olarak, ülkenin dört bir yanına ulaşan bir dergi. 100 sayıda toplam tirajımız 3.296.000. Aylık ortalamaya vurursak, her sayı yaklaşık 33.000 dergi dağıtımından bahsediyoruz. Edebiyat dergiciliği açısından ciddi bir rakam.

Dağıtımda öncelikli noktalarımız okullar ve kütüphaneler. Ülkenin en doğusundan batısına, pek çok okul ve kütüphanede dergimizi bulabilirsiniz. Bunların yanı sıra, hemen her kent merkezinde belli başlı noktalarda -kitabevi, kırtasiye gibi- dergimiz, okuruna ulaşabiliyor. Bu noktaların listesini internet sitemizde bulabilirsiniz. Ayrıca tüm dergi arşivine, yine internet sitemizden erişmek mümkün.

Okur profilimiz iki ana grupta değerlendirilebilir. İlki ebeveynler, öğretmenler, kütüphaneciler gibi çocuklar için kitap seçen yetişkinler. İyi Kitap, onlar için değerli bir kaynak. İkinci grup ise çocuk ve gençlik yayıncılığı alanında ürün verenler: Yayıncılar, yazarlar, çevirmenler, editörler gibi… Onlar için dergimiz hem alanın takibi için önemli bir kaynak hem de daha iyi kitaplara ulaşma hedefinde, eleştirileriyle yeni bakış açıları getirebilen bir platform. Bu ikinci gruba, çocuk yazını ile ilgilenen akademisyenlerimizi de ekleyebiliriz.

.

İyi Kitap, Tudem tarafından bedelsiz dağıtılan bir çocuk ve ilk gençlik kitapları dergisi. Bunu, bir nevi sosyal sorumluluk olarak algılamak yanlış olur mu?

Elbette, sosyal sorumluluk bilincinin bir sonucudur Tudem Yayın Grubu’nun üstlendiği yük. Çocuk ve gençlik yazınında, nitelikli kitap tanıtımı ve eleştirisi ihtiyacını tespit eden ve bu ihtiyacı karşılamak için elini taşın altına koyan Tudem olmuş 2009’da. Üstelik dergiyi tamamen özerk bir yapı olarak kurgulama cesaretini göstermiş.

'İSTEK ÜZERİNE YA DA İLAN KARŞILIĞINDA KİTAP TANITIMI YAPMAYIZ'

İyi Kitap'ın Tudem bünyesinde çıkıyor olması nedeniyle tarafsızlık tartışmasına da çok kez konu olduğunuzu biliyorum. İyi Kitap tarafsızlık adına neler yapıyor?

Evet, geçmişte bu tür eleştiriler yöneltilmiş. Bugün de yoğunluğu azalmak ve biçim değiştirmekle birlikte, hâlâ nükseden tartışmalara rastlanıyor. Bunlara girmeyi anlamlı bulmuyorum. 100 sayılık pratiği ortada İyi Kitap’ın.

Neler yaptığımıza gelince… En başta, derginin yayın ekibi, Tudem’in dışında kurgulanmıştır. Çalışma ofislerimiz farklıdır. Elbette tasarım, basım, dağıtım gibi teknik ve maddi külfet gerektiren işler söz konusu olduğunda, dergi Tudem Yayın Grubu’nun imkânlarıyla hareket eder. Ama kitap seçimleri, yazarların belirlenmesi, yazı içeriklerinin oluşturulması gibi tüm editoryal çalışma özerktir. Bu konularda Tudem ile ilişkimiz diğer yayınevlerinden farksızdır. Bize kitaplarını gönderirler, dergiye almaya değer gördüklerimizi dergi yazarlarına ulaştırırız, onların kalemlerinden çıkan yazıları da içerik müdahalesi olmadan yayınlarız. Bu süreç tüm yayınevleri için böyle işler.

Bir şeyin daha altını çizmekte fayda var: Tudem dâhil, hiçbir yayınevinden hazır yazı almadığımız gibi, istek üzerine -ya da ilan karşılığında- kitap tanıtımı yapmayız.

Bir de diğer kitap tanıtım yayınlarında pek karşımıza çıkmayan bir puanlama sistemi var. Bu sistem nasıl işliyor? Okura ne vermek istiyor?

Evet, yazılarımıza eşlik eden bir kriter değerlendirme sistemimiz var. Yazıyı hazırlayan arkadaşımızın, görüşlerini ifade edebildiği başka bir araç...

Bu değerlendirme sistemini, kitap eleştirisinin bir aracı, kolaylaştırıcı bir yöntemi olarak görüyoruz. Bir kitabın bütününü ya da o yazarın/yayınevinin edebi değerini puanlamıyoruz elbette. Kitabı oluşturan, niteleyen temel bazı özellikleri ayrı ayrı değerlendirmeye çalışıyoruz. Bu özelliklerin arasında baskı kalitesi de var, dilin açıklığı ve akıcılığı da… Bir anlamda, bir edebiyat ürünü olan kitabı bize ulaştıran profesyonellerin işlerini -editörlük, çeviri, redaksiyon, baskı kalitesi, grafik tasarım gibi- tek tek değerlendiriyoruz. Amaç hem okura kitabı farklı bir gözle ele alma şansı vermek hem de yayıncılara kitap üretimine dair eleştirilerimizi daha açık ifade edebilmek.

'ÇOCUK İNSANLARIN BABASIDIR' 

Peki, bizim çocuk kitaplarına neden ihtiyacımız var?

Bir söz var, İngiliz bir ozana ait: “Çocuk insanların babasıdır.”

Bizi biz yapan, çocukluk çağında edindiğimiz deneyimlerdir. Çocukluk algılarımız bizde en çok iz bırakanlardır. Yıllar geçse de ilk okuduğumuz kitaplar hep hatırımızdadır. Son okuduklarımız hafızamızdan silinse bile ilk göz ağrılarımız hiç unutulmaz. Çocuğu iyi kitapla buluşturma çabasının ardında bu gerçek yatar. İnsanlığın evrensel değerleriyle donanmış, çok kültürlü, özgürlükçü, eşitlikçi, bilimsel düşünen yetişkinliğe giden yol çocuk edebiyatından, çocuk kitaplarından geçer. Nitelikli çocuk kitaplarına ihtiyacımız bunca yakıcıdır işte.

Üstelik sadece çocuklar değil, hepimiz için hayal gücünün yaratıcı toprakları değil midir çocuk kitapları. Neşelendiğimiz, huzur bulduğumuz, renklerle kucaklaştığımız orası. Her yaşta okurun, sıklıkla ziyaret etmesi gereken…

Son olarak, geçtiğimiz yıl seninle yine bu zamanlarda konuşmuştuk. O zamandan bu zamana ülkemizin eğitim sisteminde ürkütücü gelişmeler yaşandı. İlk aklıma gelen örnek, evrimin müfredattan çıkartılması... Bu gibi bu açıkları kitaplarla kapatabilir miyiz? Çocukları bu kitaplara nasıl yönlendiririz?

Bilimsel ve çağdaş eğitimin gereklerini -bir yandan bu müfredat çocuklara yüklenirken- dışarıdan kitaplar ile yerine getirebilir miyiz, çok emin değilim ne yazık ki.

Öte yandan bunu denemek ve başarmak için çok çalışmak zorunda olduğumuz açık.

Bilgiyi ezberlemeye yönlendiren, didaktik eserlerle değil; bilimsel yöntemle ve bilim felsefesiyle tanıştıran, üretken olmaya yönlendiren nitelikli kitaplarla buluşturabilmeliyiz çocukları. Yayıncılara bu eserleri üretmek, bizlere tanıtmak görevi düşüyor. Ama en önemli iş başta ebeveyn ve öğretmenler olmak üzere, çocuklarla temas eden tüm yetişkinlerde. İyi birer okur pratiği sergileyerek, çocukları okumaya yönlendirmek bizim elimizde.