DUVAR - İYİ Parti Aydın Milletvekili ve GİK Üyesi Ömer Karakaş, Türkiye ile BAE arasında imzalanan enerji anlaşmasını soru önergesi ile TBMM gündemine taşımıştı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi veren Karakaş, bu anlaşmada BAE’li şirketlerin Türkiye’de nükleer, rüzgar ve güneş alanlarında 28 bin 500 MW büyüklüğünde yatırım yapmalarının öngörüldüğüne dikkat çekti.

BAE’ye ayrıcalıklı bir şekilde enerji tesisleri kurma hakkı verildiğine işaret eden Karakaş, anlaşmada, “Türk tarafı ve yetkili makamı, BAE tarafı ve tayin edilmiş kuruluşları dışında herhangi bir yatırımcı ile söz konusu proje için belirlenen sahalar üzerinden herhangi bir projenin geliştirilmesi için doğrudan veya dolaylı olarak müzakere etmeyecek ve anlaşma yapmayacak veya söz konusu sahanın rakip bir proje için kullanılmasına izin vermeyecektir” ifadelerinin yer aldığını anımsattı. Karakaş, “BAE’yle yapılan anlaşmada uyuşmazlık durumunun çözümünün mahkeme yoluyla değil, ‘dostane’ bir şekilde yapılması konusunda da uzlaşılmıştır” dedi.

Karakaş, Bayraktar’a, yatırımların hangi şehirlere yapılacağı, kurulacak tesislerin yetkisinin kimde olacağı, uyuşmazlık halinde 'dostane çözümle' neyin kastedildiği, neden rakip projelere izin verilmemesi konusunda anlaşma yapıldığı gibi çeşitli sorular yöneltti.

Bayraktar önergeye verdiği yanıtta, “BAE ile imzalanan anlaşma çerçevesinde yapılması öngörülen projelerin hangi şehirlere yapılacağına yönelik çalışmalar devam etmektedir” diyerek hangi projenin nereye yapılacağı konusunun belli olmadığını açıkladı. Kurulacak tesislerin yatırımcılar tarafından işletileceğini, projelere yönelik işletme sürelerinin ise her proje için ayrıca değerlendirileceğini belirten Bayraktar, “Tesisin yapım aşamasında ve işletmesinde çalışacak personel ile yabancı uyruklu personel çalıştırılması hususunda anlaşmada herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır” dedi.

Bayraktar, şöyle devam etti:

“Anlaşmanın yorumlanması veya uygulanmasına yönelik olası bir anlaşmazlık olması durumunda ise uyuşmazlığın karşılıklı istişareler ve müzakereler yoluyla çözülmesi hususu anlaşma içeriğinde hükme bağlanmıştır. BAE tarafının görevlendirdiği şirket, proje sahasında fizibilite ve mühendislik çalışmaları yürütecek olup mezkur çalışmaların sağlıklı yürütülebilmesi adına kısıtlı bir süre için sahaya geçici süreli erişim yetkisi verilmektedir” denildi.

'BELLİ OLAN TEK ŞEY BAE’YE UCU AÇIK SAĞLANAN İMTİYAZLAR'

Yanıtı değerlendiren İYİ Partili Karakaş, şunları söyledi:

“BAE ile bir anlaşma imzalamışlar; ne anlaşmayı kapsayan şehirler belli, ne kurulacak tesislerin işletme süreleri belli, ne de projeler belli. Belli olan tek şey BAE’ye ucu açık sağlanan imtiyazlar. Bu resmen boş kağıda imza atmak. Bir işbirliği anlaşması yapıyoruz; yatırım yapılacak şehri BAE belirliyor, yatırımcıyı BAE belirliyor, projenin fizibilite çalışmasını BAE’nin görevlendirdiği şirket yapıyor; o zaman biz bu anlaşmanın neresindeyiz? Bu nasıl işbirliği?”

Karakaş, ayrıca bu işletmelerde kimlerin çalışacağına dair de bir tanımlama yapılmadığını belirterek, “Hindistan’dan bile işçi ithal ettiğimiz şu günlerde bu işletmelerde kimlerin çalışacağının belirtilmemesi, en azından belli oranda Türk vatandaşının çalışma zorunluluğu olmaması da ayrı bir soru işareti” değerlendirmesini yaptı.