İYİ Partili Özer: İYİ Parti bir kadın hareketidir
Halk ozanı Aşık Veysel'in torunu Çiğdem Özer, İYİ Parti'nin İzmir'den milletvekili adayı. Gelecekteki hayalinin Türkiye'yi bir kadının yönetmesi olduğunu söyleyen Özer, Gazeteduvar'ın "Milletvekili Adaylarıyla 5 Soru- 5 Cevap" köşesine konuk oldu.
ANKARA - Halk ozanı Aşık Veysel’in torunu Çiğdem Özer İYİ Parti’nin İzmir 1’inci bölge 4’üncü sıradan milletvekili adayı. İlk, orta ve lise eğitimini İstanbul’da tamamlayan Özer, Anadolu Üniversitesi Halkla İlişkiler Bölümü’nden mezun oldu. Londra’da The London School of English’de genç yöneticiler ve liderler için eğitim aldı ve Sabancı Bank Londra’da staj yaptı. Özer, Sivas Platformu, Sivas Hizmet Vakfı, Sivaslı Girişimci ve İşadamları Derneği, Çağdaş Sanayici İşadamları ve Esnaflar Derneği ve Cem Vakfı'nda Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı. Özer, halen Aşık Veysel Kültür Derneği'ne üye.
İYİ Parti Kurucular Kurulu Üyesi, Genel İdare Kurulu Üyesi ve Genel Başkan Danışmanı olarak görevini sürdüren Çiğdem Özer, GazeteduvaR'ın "Milletvekili Adaylarıyla 5 Soru- 5 Cevap" köşesine konuk oldu.
Neden adaysınız?
Sayın Genel Başkanımız Meral Akşener'in davetiyle İYİ Parti'ye katıldım. "Vatan bizim, ülke bizim, el bizim. Emin ol ki her çalışan kol bizim. Ay yıldızlı bayrak bizim, mal bizim. Söyle Veysel öğünerek, överek" diyen dedemin torunuyum. Ülkesini çok seven, ülkesi için bir şeyler yapmak isteyen birisi olarak Genel Başkanımızın teklifini olumlu karşıladım. Geçmişte de diğer siyasi partilerden teklifler gelmişti ama bugüne kadar buna ihtiyaç olduğunu düşünmemiştim. Şu anda bizim gibi genç, kadın ve iş dünyasından gelen insanların siyaset alanında olması gerektiğini düşündüm. Bunu tartmamın ardından partinin ismi bile yokken parti kurucuları arasında olmaya karar verdim. Makam, mevki peşinde olmadan girdim İYİ Parti'ye ve gerçekten ülkesini seven biri olarak ülkem için bir şeyler yapmak için yola çıktım. Sayın Genel Başkanımızın teveccühüyle İzmir'den aday oldum.
'İYİ PARTİ'NİN HALKTA KARŞILIĞI YÜKSEK'
Neden İYİ Parti'yi tercih ettiniz?
İYİ Parti bir kadın hareketidir. Meral Akşener Hanımefendinin liderliğinde bir parti olduğu, onun cesaret ve kararlılığına inandığım için bu parti çatısı altında yürümek istedim. Daha önce teklifler aldığımda bize bu kadar ihtiyaç oluğunu düşünmüyordum. Şu an ülkenin bizlere daha çok ihtiyacının olduğunu düşünüyorum. Ancak ve ancak dünya kadınlarla değişir. Ben buna çok inanıyorum. Kadın siyasetçilerin daha fazla aktif siyaset içerisinde olması gerektiğini düşünüyorum. İş hayatında, yaşamın her alanında olması gerektiği gibi. Kadınların geri planda olmasına değil daima ön planda olması gerektiğine inanıyorum. Onun için de Sayın Genel Başkanımıza inanıp bu yola çıktım. İYİ Parti kadın hareketi olmasından dolayı büyük bir motivasyon sağladı bu süreçte bana. Bize hiçbir medya yer vermiyor ve kimse bizi görmüyor ve şu anki cumhurbaşkanlığı yarışı da eşit şartlarda yapılmıyor ama biz Sayın Genel Başkanımızla birlikte partiyi kurduktan sonra 7 ay gibi kısa sürede Hanımefendi 60'dan fazla il gezdi. Ben de ona eşlik ederek 40'a yakınına katıldım. O süreç içerisinde yaptığımız görüşmelerde insanların teveccühünü fazlasıyla gördük, hissettik. Seçim bölgesinde herkesin sorunlarını dinleyip oralarda her bölgenin kendi dinamiklerini öğrenip insanların kalbine, gönlüne ve eline dokunma fırsatımız oldu. Meral Akşener isminin ve İYİ Parti'nin halkta karşılığının çok yüksek olduğuna şahit olduğum için de doğru yolda olduğuma inanıyorum.
'TÜRKİYE DEĞERLERİ YAŞAMAYI HAK EDİYOR'
Türkiye'nin en büyük sorunları nelerdir?
Şu an en büyük sorun olarak ekonomi gözüküyor. Aynı zamanda terör, eğitim sorunu, kutuplaşma sorunumuz var. Barışçıl bir şekilde yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor tekrar. Kimseyi ötekileştirmeden değerlerine, inançlarına, kimliklerine saygı duyarak Atatürk ilke ve inkılaplarına saygı duyarak yaşamamız gerekiyor. Güçlü bir Türkiye'de güçlü bir ekonominin olması gerekiyor. Dünya ile olan ilişkilerimizin tekrar eski haline dönmesi gerekiyor. Yeniden üreten bir Türkiye olması gerekiyor. Türkiye değerleri yaşamayı hak ediyor. Kendi kendine yetebilecekken bağımlı bir ülke haline geldi. Önümüzdeki dönemde iktidara geldiğimizde ne gerekiyorsa sorunlarla ilgili çözmeye çalışacağız.
'ÇOK GÜZEL ŞEYLER BAŞARABİLİRİZ'
Milletvekili olduğunuz takdirde ilk icraatlarınız ne olacak?
Bir şey olana kadar genelde sözler verilir ve olduktan sonra o sözler genelde unutulur. Bir kere vereceğim sözlerin hepsinin arkasında olacağım. Ben bunu yapacağım demek yerine İzmir'de gezebildiğim kadar gezip en önemli sorunları dinlemeyi planlıyorum. İnsanların sorunlarını bire bir öğrendikten sonra iktidara geldiğimizde bu sorunları çözmeye çalışacağım. Diğer taraftan İzmir vekili olduğumda burada bir evim olsun istiyorum. Ankara'dan değil seçildiğim yerde insanlarla birlikte olarak onlara hizmet edeceğim. Aynı zamanda çok sevdiğim bir söz var kadınlara dair, "Bir elimizde beşik sallarız, bir elimizle dünyayı sallarız". Kadınların ön planda olacağı bir süreçte ne yapılması gerekiyorsa onu yapacağım. Milletvekili değil milletin vekili olmaya aday olduğumuzu unutmamak gerekiyor. Koltuk peşinde olmadığımız için çok üretip çok güzel şeyler başarabiliriz.
'GENEL BAŞKANIMIZI CUMHURBAŞKANI OLARAK GÖRMEK İSTİYORUM'
Nasıl bir Türkiye hayal ediyorsunuz?
Gelecekteki Türkiye'yi bir kadın yönetsin istiyorum. Kadınların aktif bir şekilde rol aldığı bir Türkiye'ye uyanmak istiyorum. 25 Haziran'da Genel Başkanımızı cumhurbaşkanı olarak görmek istiyorum. Aynı zamanda hak, hukuk ve adaletin de olması gerekiyor. Liyakat esasına dayalı, yüksek ahlaklı insanların olmasını istiyorum. Hayalimdeki Türkiye'de adaletin olmasını ve yeniden parlamenter sisteme geçmeyi istiyorum. Yargının düzgün bir şekilde işlemediği bir düzen olmazsa bizim muasır medeniyetler seviyesine çıkmamız o kadar zor ki. Geriye giden değil ileriye giden bir toplum olmamız gerekiyor. İnsanlar kadının gücüne inansınlar. Eski özlediğimiz, kutuplaşmadığımız, barışçıl, çocukların hayal kurabildiği, gençlerin iş bulabildiği ve ülkenin sorunlarıyla ilgili kalıcı çözümlerin üretildiği bir Türkiye'de yaşayacağız. Bunların yapılması için umut olduğunu ama bunun son umut olduğunu insanların bilmesi gerekiyor. Oy verirken insanlar çocuklarının geleceği için iki kere düşünsünler.