İYİ Partili Ulusoy’dan hububat fiyatı tepkisi: 'Zarar ettirir'

Toprak Mahsulleri Ofisi'nin açıkladığı hububat alım fiyatlarına tepki gösteren İYİ Partili Kadir Ulusoy, "Hükümetin açıkladığı rakamlar zarar ettirir" dedi.

Abone ol

DUVAR - İYİ Parti Tarım Politikaları Başkanı Kadir Ulusoy, Toprak Mahsulleri Ofisi'nin açıkladığı hububat alım fiyatlarına tepki gösterdi. Söz konusu rakamların çiftçilere zarar ettireceğine işaret eden Ulusoy, “İktidarımızda taban fiyatı ekimden önce belirleyeceğiz. Buğdayın taban fiyatını vereceğiz ve ‘artı enflasyon' diyeceğiz. Çiftçiyi koruyacağız" dedi.

Toprak Mahsulleri Ofisi'nin açıklaması için “sessiz, sedasız ve utana, sıkıla yapıldı” diyen Ulusoy, “Bugün mübarek cuma günü. Çiftçimize cumayı kara cuma yaptılar. Geçen seneki maliyetler hesaplandığı zaman en az 18-19 lira bandından verilmesi gereken buğday taban fiyatı maalesef, makarnalık buğdayda 10 buçuk lira en üst bandıyla ilan edildi. Teşvik primi de 1 lira 75 kuruş. Sanki lütfettiler” dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’nun grup toplantısı sırasında partisinin önerdiği taban fiyatları açıkladığını hatırlatan Ulusoy, “Makarnalık buğdayda 16 TL taban fiyatı artı 3 TL prim. Ekmeklik buğdayda 15 TL taban fiyatı artı 3 TL prim. Arpada da 13 TL taban fiyatı artı 1,5 TL prim olmak üzere toplamda 14,5 TL önerdik” ifadesini kullandı.

'HÜKÜMETİN AÇIKLADIĞI RAKAMLAR ZARAR ETTİRİR'

Hükümetin açıkladığı rakamları paylaşan Ulusoy, "Dünden bu yana bazı maliyet hesapları yapıyoruz. Çiftçiler üretirken birtakım maliyetlere giriyor. Tohum alıyor, arpa alıyor. İşçilik, mazot, sulama, nakliye. Bunların hepsine para harcıyor. Buradan hesapladığımız zaman hem buğdayda hem de arpada bu fiyatların zarar olduğunu görüyoruz" dedi.

Enflasyonun yüzde 70'lerde olduğuna işaret eden Ulusoy, "Verilen fiyatlar ise yüzde 20'lerde. Hiçbir şeyi hesaplamadan sadece enflasyona baksak bile çiftçimiz yüzde 50 zararda." ifadesini kullandı. Merkez Bankası'nın belirlediği yüzde 50 oranındaki politika faizine göre de çiftçilere "zarar et" mesajı verildiğini aktaran Ulusoy, "Bunu niye yapıyorlar? Çünkü hükümetimiz ithal buğdaya çok fazla alıştı. Uzun yıllar kendi çiftçisinden ürün almak yerine, yurt dışındaki çiftçiden ürün almayı adet haline getirdiler" değerlendirmesini yaptı.

İthal buğday girişimlerine karşı "Yurt dışında daha ucuz" savunması yapıldığına dikkat çeken Ulusoy, "Hayır efendim. Yurt dışından getirilen hububat, sosyal maliyet açısından daha zararlı. Dünya piyasalarında buğday 250 dolar civarında. Millileştirme ile birlikte bu Türkiye'ye 10 liraya mal olacaktır. Ama kendi çiftçine verdiğin 10 bin 500. Sizin 'daha ucuz' dediğiniz fiyat farkı bu mudur?" diye konuştu.

'YURT İÇİNDEN ALMAK DAHA UCUZ'

Çiftçilerin buğday ve arpa üretirken mazot, gübre ve tohum aldığını; işçiliğe, sulamaya para verdiğini anlatan Ulusoy, "Bu giderleri yaparken harcadığı her paranın vergisi yurt içinde kalıyor. Hatta mazotta 2 kere vergi veriyor. Hem KDV hem de ÖTV veriyor. Bu kapsamda sosyal maliyet hesaplandığı zaman yurt içinden almak daha ucuz oluyor. İçtimai iktisat ve sosyal ekonomi böyle işler. Biz buna milli tarım diyoruz" dedi.

Çiftçilerin ürettiği buğday ve arpanın Türkiye'de kaldığına da dikkat çeken Ulusoy, "Bu hayvancılığa kaba yem olarak katma değer sağlıyor. Tüm bunlar hesaplandığı zaman, bu ithalat çılgınlığı durdurulmalı. Depolarımız hasat başlamadan önce dolduruldu. Kendi çiftçimizden almak yerine yabancı çiftçi yine zengin ediliyor" şeklinde konuştu.

Girdi maliyetleri artan süt üreticilerinin de zor durumda olduğunu kaydeden Ulusoy, "Böyle giderse süt hayvancılığı yavaş yavaş bitecek. Üreticimiz sütten çekilirse bu durum gıda sektörüne olumsuz yansıyacak. Özellikle şehirlerimizdeki dar gelirlilerin ulaşabileceği en ucuz gıda maddesi süttür. Bu bakımdan iktidar süte acil çözüm bulmalıdır. Eğer süt üreticileri de üretimden çekilirse yabancı ete mecbur kalırız. Çünkü dişi hayvan sayımız azalır." ifadelerini kullandı.

Ulusoy şöyle devam etti:

"Bunlar sadece çiftçilerimizin, süt üreticilerin sorunları değil. Bu sorun şehirlere hapsolmuş insanlarımızın gıda sorunu. Bu bakımdan gıda ve tarım, milli güvenlik sorunları içinde ele alınmalıdır. Bu bir beka meselesidir. Şehirlerimizin gıda arzını en ulaşılabilir şekilde halletmek için taban fiyat verdiğimiz ürünlerde çiftçiyi, sütte de üreticiyi desteklemeliyiz. Peki bizim taban fiyat uygulamamız nasıl olacak? Biz iktidarımızda taban fiyatı ekimden önce belirleyeceğiz. Buğdayın taban fiyatını vereceğiz ve ‘artı enflasyon' diyeceğiz. Çünkü hasat dönemine kadar enflasyon artabilir. Taban fiyatı ekimden önce belirleyeceğiz ki çiftçimiz planlama yapabilsin. Çiftçiyi koruyacağız."