İzmir'de 'Duvar' kitabı için söyleşi düzenlendi
'Duvar' kitabına ilişkin İzmir'de düzenlenen söyleşide konuşan TİP Milletvekili Ahmet Şık, "Yurttaşın çıkarını savunan, memleket menfaatini düşünecek milletvekillerini meclise sokmak zorundayız" dedi.
İZMİR - Türkiye İşçi Partisi (TİP), Sedat Peker’in itiraf, ifşaat ve iddiaları sonrası hazırlanan 'Duvar' kitabına ilişkin İzmir'de söyleşi düzenledi. Söyleşide kitabın yazarlarından Türkiye İşçi Partisi Milletvekili Ahmet Şık ve Hakkı Özdal konuşmacı olarak yer aldı.
Kitabın hazırlanmasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan gazeteci Hakkı Özdal, Türkiye’nin daha önce de devlet, siyaset ve yeraltı dünyası ilişkilerini ortaya seren benzer durumlarla karşılaştığını ifade ederek, 1980’lerde Birinci MİT Raporu, 1996’da İkinci MİT Raporu olarak anılan raporların hazırlandığını belirtti.
Her iki raporda da isimleri geçen Mehmet Ağar ve Şükrü Balcı'nın adlarını görmeye aşina olduklarını söyleyen Özdal, bu raporların gereğinin yerine getirilmediğini belirtti. Sedat Peker’in bizzat kontrgerilla örgütü içinde yer almış, onun tarafından eğitilmiş biri olduğuna da değinen Özdal, “Onun anlatmadığı, üstünü örttüğü, çarpıttığı şeyler var. Biz, hem bir ilişkiler ağı içinde anlattıklarını yerine oturtmak hem de Peker’in kendi ömrünü aşan bir tarihi olan devlet içindeki bu yapının sadece elemanlarından biri olduğunu geniş bir bakış açısıyla anlatmak istedik. Bunun bir başlangıç olduğunu düşünüyoruz. Umuyoruz ki başka gazeteciler, tarihçiler, aydınlar Türkiye’nin yarını için bu işin peşine düşmeye devam edecekler” diye konuştu.
'AĞAR TÜRKİYE'NİN SON YARIM ASRINDA HEP KARANLIK İLİŞKİLERLE VAR OLDU'
Türkiye İşçi Partisi milletvekili Ahmet Şık ise Ağar’ın Türkiye’nin son yarım asrında hep karanlık ilişkilerle var olduğunu söyledi. Şık, “Bu ifşaat ve itiraf süreci bence henüz bir fırsat doğurmuş değil. Fırsat doğurmasının yolu var mı? Evet, var. Hep birlikte bir sözün hegemonyasını kurabildiğimizde, iktidar değişiminin Türkiye’de bir dönüşüm yaratıp yaratmayacağı ve bu ifşaat sürecinin gerçekten bir fırsat doğurup doğurmayacağını da görmüş olacağız” dedi. Sedat Peker’in bir kesim tarafından kahraman gibi görülmesini de eleştiren Şık, “Sedat Peker’e haydut romantizmi ile kahraman muamelesi yapan bir kitle de ortaya çıktı. Onun kim olduğu akıllardan çıkarılmamalı. Sedat Peker, yarın miadı dolduğunda yerine başkasının konabileceği bir prototip” ifadelerini kullandı.
'DÖRDÜ MAĞDUR, GERİYE KALANLARIN HEPSİ BİR SUÇUN ŞÜPHELİSİ'
Peker’in kitap yayımlanana kadar anlattıklarında yüz ismin geçtiğini ifade eden Şık, bunların dördünün mağdur, geriye kalanların hepsinin ise bir suçun şüphelisi olduğunu dile getirdi. Şık “Türk Ceza Kanunu’nun 51 ayrı maddesinin 360 ayrı kez ihlal edildiğini anlatıyor bize bu itiraflar zinciri. Açılan soruşturma sayısı ise sadece bir. O da Ak Parti dönemine ait bir suç değil” diye belirtti.
Muhalefetin çıkaracağı cumhurbaşkanı adayının ilkelerde anlaşıldığı takdirde desteklenebileceğini ifade eden Şık, “Ama parlamentodaki gücü dağıtmak lazım. Tek elde toplanan bu gücün kontrole ihtiyacı var. Burada akıl ve vicdanı devreye sokmalıyız. Eğer çocuklarınızın, torunlarınızın geleceğini önemsiyorsanız, parlamento dağılımında oy vereceğiniz yer, şu an tartışması süren üçüncü ittifaktan başkası olamaz. Aksi takdirde iktidarın değişimi bu ülkede bir dönüşüm yaratmayacak. Bu nedenle kontrol mekanizmasını kuracak, yurttaşın çıkarını savunan, sözünü taşıyacak, memleket menfaatini düşünecek milletvekillerini meclise sokmak zorundayız” dedi.