İzmir‘de film günleri bitirildi

Ege Üniversitesi İletişim Çalışmaları Topluluğu, 2002 yılında İletişim Fakültesi’ndeki farklı bölümlerden öğrencilerin katkısıyla kuruldu. Topluluk, bugüne kadar 16 film festivalinde 750 filmi izleyici ile buluşturdu. 8 atölye çalışması ve 80'e yakın konuk ağırladı. Etkinlik şimdi dekanlık kararı ile yapılamıyor.

Abone ol

Pınar İpek

Ege Üniversitesi İletişim Çalışmaları Topluluğu 10 Haziran 2016 tarihinde yeni bir festival için yasal izinleri aldı. Yaklaşık bir ay sonra, 15 Temmuz darbe girişimi gerçekleşti. Ardından Olağanüstü Hal (OHAL) ilan edildi. Türkiye’de ve elbette üniversitelerde artık hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Dekanlık, 10 Haziran’da festival için verdiği izni, 27 Ekim’de iptal etti.

Topluluk içinde yer alan öğrenciler, haklarında soruşturmalar bulunduğu için isimlerinin yazılmasını istemiyorlar. Ülkenin içinde bulunduğu durum ile öğrencilerin Ege Üniversitesi’nde yaşananlar hakkında verdikleri bilgi, kaygılanmakta haksız olmadıklarını gösterir nitelikte.

Topluluğun içinde yer alan öğrenciler, etkinliğiniz neden yasaklandı sorusuna şu cevabı verdiler: “Bize gelip, 'Siz aslında öğrenci topluluklarının tüzüğünün gereklerini yerine getirmemişsiniz ve bu nedenle siz zaten yoksunuz' dendi. Biz de Ege Üniversitesi İletişim Çalışmaları Topluluğu'nun aslında var olduğunu ve bugüne kadar yaptığımız bütün iş ve etkinlikleri raporlayarak dokümanını çıkardık. Ancak bu da işe yaramadı.”

2002 yılından bu yana etkinlikler düzenleyen topluluk, öğrencilerin deyimiyle “bir anda gayri meşru” ilan edilmiş. Buna rağmen daha önce defalarca yaptıkları etkinlikleri yapabilmek için dekanlığın eksik bulduklarını tamamlamaya çalışmışlar. “Bugüne kadar yaptığımız çalışmaları rapor halinde sunduk” diyor öğrenciler. “Bu kadar etkinlik yapmışız ve birden gayri meşru ilan edilmişiz. Şimdi yaptığımız bütün işlerin yasal olduğunu ve öğrenci tüzüğüne uygun olduğunu kanıtlamaya çalışıyoruz. Ancak şunun da farkındayız, Türkiye’de hukuk ortadan kalkmışsa, üniversitelerde de hukuk ortadan kalkıyor.”

Öğrenciler, dekanlıkla aralarında geçen şu ilginç duruma da dikkat çekiyorlar: “Dekanlık yasal olarak faal değilsiniz diyor. Yasal olarak faal olmadığımıza kanıt olarak şöyle bir gerekçe sunuyorlar: Üniversitedeki topluluklar ayda en az iki defa toplantı alıp toplantının raporunu Dekanlığa ya da Rektörlüğe göndermek zorundadır. Özetle hem etkinlik yapmamız için izin vermiyorlar, hem de etkinlik yapmazsanız kapatırız diyorlar. Dekanlık, bu tutumuyla, aslında önceki yönetimi de hukuk dışı ilan ediyor.”

EGE ÜNİVERSİTESİ'NİN SANATA İLGİSİ

Öğrenci topluluğu yaptıkları işlerin bir aydınlanmaya neden olduğunu düşünüyor. Kültür sanat etkinliklerinin bir şekilde iktidara sorular sorduğunu dile getiren öğrenci topluluğu, karşılaştıkları yasağın da bundan kaynaklandığına inanıyor. “Soru sormanın felsefi ve politik bir tarafı vardır” diyen öğrenciler, iktidarların soru sorulmasından hoşlanmadığını vurguluyor.

“Her ne kadar politik bir yapı değilsek de sanatın politik olduğunun farkındayız ve gösterdiğimiz birçok filmde politik göndermeler oluyor. Bunun için özel bir çaba sarf etmiyoruz, ama bir toplumda bu kadar çok sorun yaşanırken biz de duyarsız kalamıyoruz. Sanat ve kültür de toplumsal sorunlardan kaçamıyor zaten.”

Üniversite yönetiminin kültür sanata ilgisini ise örneklerle anlatıyor öğrenci topluluğu: “En çok bizim toplanmamızdan korkuyorlar. Elli veya yüz öğrencinin bir araya gelip film izlemesi korkulası bir şey onlar için. Özellikle okulun öğrencilerinin kampusta bir araya gelmesinden rahatsız oluyorlar. 2014 yılında bir çok öğrenci hakkında, kampus çimlerinde oturup kitap okuduğu için soruşturma açıldı. Konservatuar öğrencileri konservatuarın önünde saz çaldıkları, flüt çaldıkları için gözaltına alındılar. Ege Üniversitesi böyle bir okul haline geldi çok kısa bir süre içinde.”

İKİ ÖNEMLİ ETKİNLİK 

Ege Üniversitesi İletişim Çalışmaları Topluluğu’nun çok önemsediği iki çalışması var. Bunlardan biri Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ile birlikte hazırladıkları “İnsan Hakları Belgesel Film Günleri.” Diğer etkinlikleri ise Belgesel Film Günleri.

TİHV ile dayanışma amacıyla gerçekleştirdikleri İnsan Hakları Belgesel Film Günleri’ni anlatan öğrenciler, seyirci ile buluşturdukları filmler ile hak ihlallerine dikkat çekmeyi amaçladıklarını söylüyorlar. Öğrenciler, bu etkinlik için seçtikleri filmlerde estetik kaygı ile beraber bir dertlerinin olması şartını aradıklarını dile getiriyorlar.”

İzmir’deki tek belgesel film festivalini de öğrenci topluluğu düzenliyordu. Son dönemlerde İzmir’de kısa film gösterimlerinin yapıldığı etkinliklerin düzenlendiğini belirten öğrenciler, buna rağmen İzmir’in film ve belgesel film festivalleri açısından oldukça fakir olduğunu savunuyorlar.

SALON ÖĞRENCİLERE KAPALI 

Ege Üniversitesi İletişim Çalışmaları Topluluğu etkinliklerini sürdürmek konusunda kararlı, ancak okul yönetimi bürokratik engellerle önlerini kesmeye devam ediyor. Daha önce her hafta Perşembe günleri film gösterdiklerini aktaran öğrenci topluluğu, OHAL’den sonra film göstermek için okul idaresinin kendilerine salon verilmediğine dikkat çekiyorlar.

Etkinliklerin düzenlendiği, filmlerin gösterildiği salonun kendi talepleri üzerine yapıldığını belirten topluluk içinde yer alan öğrenciler, “Ama şu süreçte salona adım dahi atamıyoruz, dahası salon altı aydır bomboş. Altı ay içinde iki, üç etkinlik dışında salon hiç kullanılmadı” diyerek tepkilerini dile getirdiler.

Ege Üniversitesi İletişim Çalışmaları Topluluğu üniversite yönetimine ve OHAL koşullarına rağmen yeni projeler hazırlıyor. Yeni dönem çalışmaları hakkında şu bilgiyi paylaştılar: “Film gösterimlerini yapabilmek için bir televizyon aldık, her perşembe film gösterimlerini bu televizyonla yapmaya çalışıyoruz. Salon ya da perde gibi değil, ama yine de hem sembolik olarak, hem de birlikte bir şeyler yapmak adına her perşembe oda film gösterimi yapıyoruz. Bütün bu sürecin içinde Mayıs ayında Ege Belgesel Günleri’nin 10’uncusunu yapacağız ve onun çalışmalarıyla ilgileniyoruz.”