İzmir’de ulaşım zammı protestosu: Belediye bir şirket değildir

Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) üyeleri, İzmir Büyükşehir Belediyesi (İBB) önünde ulaşım zamlarını protesto etti. Basın açıklamasında, “Belediye bir şirket değildir. Yerel yönetimler kâr etmeyi esas alamaz. Yerel yönetimler kamusal hizmet üretmek, halka hizmet sunmak için vardır” ifadeleri yer aldı.

Abone ol

İZMİR - İzmir Belediye Başkanı Tunç Soyer, geçtiğimiz perşembe günü ulaşım zammının nasıl uygulanacağını açıkladı. Normalde 90 dakika içinde yapılan ücretsiz aktarmalar, yeni dönemde artık 1. ve 2. aktarmada 50’şer kuruş farkla uygulanacak. Konak’ta basın açıklaması düzenleyen TÖP üyeleri zamların geri alınmasını talep etti: “2008 yılının Ağustos ayından bu yana 12 senedir toplu ulaşım sisteminin temel bir öğesi haline gelen 90 dakika aktarma sisteminin yıldırım hızıyla kaldırılması kabul edilemez. İzmir halkına sormadan böylesine önemli bir konuda ‘şipşak’ karar alınmasını protesto ediyoruz.”

Mevcut 90 dakika uygulamasını kaldırılmasıyla ücreti ödenen ve süreli bir zamanda, serbestçe ulaşım imkânı sağlayan bir ayrıcalığın kaldırıldığı söylenen basın metninde bunun ‘önemli bir kayıp olduğu’ ve ‘halk için sonuçları olacağı’ vurgulandı: “İzmir’in aktarmaya dayalı olarak kurulan ulaşım sisteminde, aktarmaları ücretli hale getirmek ulaşımı pahalılaştırır ve yurttaşların hizmete erişimini zorlaştırır.”

‘SOYER’İN AÇIKLAMASINDAKİ ANLAYIŞ NEOLİBERALİZMDİR’

TÖP üyelerinin eyleminde, yeni uygulamanın neoliberal bir anlayış sonucu olduğunun altı çizildi. Bu anlamda Soyer’in ulaşım zammı sonrası yaptığı açıklama eleştirildi. İBB Başkanı şöyle demişti: “Biz kamu yararına hizmet veren bir dernek veya vakıf değil, belediyeyiz. Geliri ve gideri dengelemek zorunda olan bir kamu kuruluşuyuz. Çarkın bir şekilde dönmesi lazım.”

Basın açıklamasındaysa Soyer’in sözlerine şu ifadelerle yanıt verildi: “Belediye bir şirket değildir. Yerel yönetimler kâr etmeyi esas alamaz. Yerel yönetimler kamusal hizmet üretmek, halka hizmet sunmak için vardır. Fakat neo-liberal anlayışla birlikte yerel yönetim anlayışı da kâr zarar hesabı yapmaya, hizmetleri bir meta gibi yurttaşlara satmaya başlamıştır. Biz buradan İzmir Büyükşehir Belediyesini uyarıyoruz ve İzmir halkına sesleniyoruz Ulaşım Zammı ile yapılan şey Sosyal Belediyecilik değildir bunun adı Neo-liberal belediyeciliktir. Bu açıklamanın ruhunda olan şey de neo-liberalizmdir, ‘çarklar halkın zararına da olsa dönmeli’ anlayışıdır. Demek ki ‘kamu yararına hizmet vermek’, ‘Belediye başkanımız’ için ikincildir; ‘hizmet alım-satımı ve gelir gider dengesi’ esastır. Hükümetin işçi düşmanı politikalarından iyi tanıdığımız ‘krizde ve salgında yükü emekçinin sırtına yıkma’ uygulamasının bir benzerini Sosyal Belediyecilik iddiasında olan İzmir Büyükşehir Belediyesinde görmekteyiz. ”

Belediye önünde gerçekleştirilen eylem, asıl faturanın toplu ulaşımı kullanmayan zenginlere kesilmesi gerektiği vurgusuyla sona erdi. (DUVAR)