Jin jîyan azadî

Rosa’nın kadına yönelik şiddetle mücadele, danışma ve dayanışma çabası, ülkenin her yerinde sergilenen kadın çalışmalarıyla benzer özelliklere sahip. Ancak örgütlü mücadele yürütmenin demokratik haklardan olduğu gerçeği, kadınlar Kürt olunca, şehir Diyarbakır olunca ve tabii ki kayyım atanınca kolaylıkla suça dönüşebilir, hukuksuz günlerde.

Berrin Sönmez bsonmez@gazeteduvar.com.tr

Kadın siyasetçilerin, aktivist ve sivil toplum gönüllülerinin gözaltına alındığı baskınlar, kadın karşıtı söylemin yükselmesiyle, bayram sonrası çocuk istismarına af ve istismarı meşrulaştıracak kalıcı düzenleme yapılacağı yönündeki kulis bilgileriyle birlikte değerlendirilmeli. Kadına yönelik şiddetle ve çocuk istismarı olan erken evliliklerle mücadele eden kadınlardı gözaltına alınanlar. Kadınlarla dayanışma kurup, şiddetle mücadele ve çocuk istismarına karşı yerelde kadınların birlikte güçlenmesi için çalışan Rosa Kadın Derneği temsilcileri şimdi gözaltında. Halen (Cumartesi) sorguların sürdüğü, belki akşam saatlerinde savcılığa sevk edilecekleri bilgisi geliyor.

Cuma günü sabaha karşı baskınla kapısı kırılan Rosa Kadın Derneği'nin dokümanlarına el konulması çok can yakıcı. Kadınların ancak kadınlara açılabildiği yaşanmışlıklar var o dokümanlarda. Gizli kalması gereken şiddet mağduru kadınların bilgileri… Kadınların sırları, özel hayatları, herkesten gizleyip Rosa gönüllülerine açılan yürekleri, şimdi polisin, jandarmanın elinde fakat emniyette olduğu söylenemez. Şiddetle mücadeleye darbe diyebiliriz buna. Kadınların, kadın örgütlerine güvenini kırmak, kadın dayanışmasını önlemek istediklerine şüphe yok. Nasıl olsun ki? Gözaltında ifadeleri alınırken kadınlara yöneltilen sorulardan birisi “Neden 8 Mart eylemi tertipledikleri” olmuş. Bir diğer soru “Gülistan Doku nerede” pankartıyla ilgili. 140 gündür kayıp olan Gülistan Doku’yu bulmak yerine onun bulunmasını istemek suç sayılmış. Kadın dayanışması, kadın özgürlük ve eşitlik mücadelesi, örgütlenme hakkı, kadınların adalet arayışı suçlanıyor.

Şimdi gözaltında olan kadınlarla buluşmuştum bu yıl katıldığım 8 Mart etkinliklerinin birisinde. Rosa’nın kadına yönelik şiddetle mücadele, danışma ve dayanışma çabası, ülkenin her yerinde sergilenen kadın çalışmalarıyla benzer özelliklere sahip. Ancak örgütlü mücadele yürütmenin demokratik haklardan olduğu gerçeği, kadınlar Kürt olunca, şehir Diyarbakır olunca ve tabii ki kayyım atanınca kolaylıkla suça dönüşebilir, hukuksuz günlerde. Herkes için hak olan, Kürt yapınca suç bu ülkede. Yerel seçim sürecinde, seçilme hakkı için “bir de bana sorun” sözüyle kendisini ve idari görevini YSK’nin, Seçim Kanunu'nun, hukukun üstünde konumlandıran İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, kadın örgütlerini de kriminalize eden açıklamalar yapmıştı defalarca.

Şimdi aylardır süren bu beyanatların sonuçlarıyla yüzleştiğimize şüphe yok. Rosa Kadın Derneği hedef alınmış olsa da yapılan kadın mücadelesine yönelik bir saldırıdır. Örgütlü ya da bağımsız olsun, hiç tanımadığı kadınlar ya da kendisi için olsun bütün kadınların şiddetle mücadele hakkı, devlet şiddetiyle ve hukuksuz biçimde engellenmek isteniyor bu baskınla. Baskın, gözaltı ve evraklara el konuluşuyla pek çok kadın endişeye sürüklendi. Siyasetçi ve aktivist kadınlara yaşatılan gözaltı süreci ve örgütlü mücadele hakkı için olduğu kadar danışan ve dayanışma yürütülen kadınların gizli bilgilerine el konuluşu nedeniyle yükselen bir endişe bu. Ülkenin her yanından kadınların sesi, yereldeki kadınların hayatı ve güvenliği üzerine endişe yüklü. Haklar ve hayatlar tehlikede.

Kadın örgütleri ve hak savunucularında çok sayıda basın açıklaması yapıldı, yapılıyor, Rosa, HDP ve TJA gözaltıları için. Ortak kaygıları, ortak talepleri seslendiren, ‘Rosa Kadın Derneği'ne ihtiyacımız var’ diyen basın açıklamalarından bir tanesini örnek olarak sunmak isterim yazımı sonlandırırken:

.

Rosa Kadın Derneği ile birlikteyiz

“22 Mayıs 2020 Cuma sabahı 04.00’da Diyarbakır’da Rosa Kadın Derneği üyesi- TJA’lı kadınlar evlerinde arama yapılarak gözaltına alındı. Derneğin kapısı kırılarak içeri girildi, evraklarına el konuldu.

Rosa Kadın Derneği; kadınlara yönelik her türlü şiddetle mücadele etmek, kadına yönelik her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılmasını sağlayacak çalışmalar yürütmek için 29 Aralık 2018’de kuruldu. Rosa Kadın Derneği kuruluş amaçları doğrultusunda şiddete maruz kalan kadınlara sürekli danışmanlık-destek sağlıyor, kampanyalar, etkinlikler yürütüyor.

Biz aşağıda imzası olan kadın örgütleri; Rosa Kadın Derneği birlikte kadınlara yönelik şiddete karşı mücadele ediyoruz. Kadınların Rosa Kadın Derneği’ne ihtiyacı var.

Rosa Kadın Derneği’ne yönelik hukuki olmayan tüm uygulamalara son verilsin, birlikte mücadele ettiğimiz arkadaşlarımız derhal serbest bırakılsın!”

Karantina günlerinde bayrama giriyor olmanın burukluğu yetmemiş olacak ki bir de gözaltı ve baskın haberleri eklendi üstüne. Yine de sağlıklı günlerle nice bayramlar dilerim. Yaşam özgürlük ne de olsa ve hayat devam ettiği sürece umuda yer var.

*Bu yazının yazıldığı sırada Ayla Akat Ata, Nevriye Çur ve Zelal Bilgin'in adli kontrol şartıyla mahkemeye sevk edildiği bilgisi geldi. Diğerleri tutuklama talebi ile mahkemeye sevk edildiler.

Tüm yazılarını göster