Jude Bellingham: Şimdi de gelecek de ona ait

Paul McCartney’in yıllar önce yazdığı gibi, “Hey Jude, korkma. Senin kaderinde gitmek ve o kızı almak var.” Dün gece Bellingham, The Beatles’ın meşhur klasiğini en güncel teknolojiyle yeniden düzenledi.

Onur Özgen onurozgen13@gmail.com

Gareth Southgate, İngiltere’nin başındaki üçüncü büyük turnuvasını yaşarken, aynı zamanda üçüncü farklı orta saha düzenini de deneyimliyor.

2018 Dünya Kupası’nda Jordan Henderson’ın önünde Dele Alli ve Jesse Lingard’ın iki 8 numara olarak oynadıkları 3-1-4-2 vardı. Euro 2020’de çoğunlukla Kalvin Philips-Declan Rice çift pivotunun önünde Mason Mount’un olduğu bir 4-2-3-1 görmüştük. 

Bu Dünya Kupası’nda ise iki farklı orta saha düzeni kullanıldı. Başlangıç olarak Philips’in yerini Jude Bellingham almış gibi görünüyordu, ama Galler maçıyla birlikte 4-3-3’e dönüldü ve Rice’ın iki yanında Bellingham ve Henderson oynamaya başladı.

Herhâlde bu üç farklı orta saha düzeni arasında en yaratıcı ve maceracı olanı 2018’dekiydi; aslen bir 10 numara gibi görülebilecek Alli ve Lingard’ın 8 numaraya çekilmesi dolayısıyla.

Son versiyon ise orta sahanın en hücumcu ve yaratıcı ismi Mount’un kızağa çekilip Rice ve Henderson gibi defansif özellikleriyle öne çıkan iki oyuncu denkleme girdiği için “tutucuların kralı” Southgate’in en tutucu orta sahası gibi görünebilir. Açıkçası dünkü Senegal maçının ilk 38 dakikasındaki temkinli ve muhafazakâr İngiltere oyunu da orta sahası hakkında böyle düşünülmesini kolaylaştırıyordu.

O dakikaya kadar işler Senegal’in istediği gibi gidiyordu. İngiltere beklenildiği gibi topa sahip olan taraftı, ama çok yavaşlardı. Geriden oyun kurarlarken Senegal’in baskısı karşısında çok çaresiz görünüyorlardı. Bu bölümde gole daha yakın olan taraf da kazandığı topların ardından geliştirdiği hızlı hücumlarla Afrika temsilcisiydi. 

FUTBOL ANLAR OYUNU

Ama 38. dakikada işler bir anda değişti. Bellingham, Pathé Ciss’in arkasında bir boşluk gördü ve oraya doğru hareketlenmekte hiç gecikmedi. Ciss ile birlikte diğer orta saha oyuncusu Nampalys Mendy’yi de kendi üstüne çekmeyi başarınca, bu defa ters tarafta da bir boşluk oluştu ve orayı da Henderson fark etti. 

Ve o âna dek gayet tutucu bir görüntü veren İngiltere orta sahasının iki oyuncusunun hücum farkındalığı ve ortaklığıyla maçın bütün kilidi bir anda çözülüverdi. Senegal bir anda dağıldı ve Bellingham bu dağınıklıktan çok iyi yararlandı.

İlk yarıda uzatmanın üçüncü dakikasındaysa yalnızca 19 yaşındaki bir oyuncunun şimdiden dünya futbolunun en acayip orta sahalarından biri hâlini aldığını idrak ettik. Kendi yarı sahasının önünde başına alabileceği bir krampon darbesinden çekinmeden topu kafasıyla Ciss’ten kurtardığında Phil Foden ve Harry Kane rakip ceza sahasında Senegal stoperleriyle ikiye iki pozisyondaydı. Aslında hemen onlardan birine pasını verebilirdi. Ama bunu yapmadı.

Kendine güveniyordu, topu biraz daha sürdü ve sağ bek Youssouf Sabaly’yi üzerine çekti. Onu da geçti. Önündeki fotoğrafa baktı, ileride hâlâ ikiye ikilerdi ve Senegal orta sahası tamamen düşmüştü. Biraz daha sürdü. Böylece çaresiz kalan sol stoper Abdou Diallo’yu da üzerine çekti, artık pasını verebilirdi. Ne erken ne de geç; tam zamanında. Asist Foden’ın, gol Kane’indi. Ama golün nasıl olması gerektiğini düşünen ve tasarlayan Bellingham’dı.

Birkaç saniye içinde modern bir orta sahanın ihtiyacını duyduğu her şeye sahip olduğunu gösterdi: Güç, dayanıklılık, çeviklik, cesaret, teknik, hız, karar alma ve özgüven. Bellingham her şeye sahipti. 

1966’DAN BU YANA İNGİLTERE’NİN BAŞINA GELEN EN GÜZEL ŞEY

İngiltere ise normal şartlar altında kapanan bir takım karşısında boşluk bulamayacak kadar yavaş ve temkinli bir oyuna sahip. Ama aynı zamanda Bellingham’a da sahip. Sınırsız yetenekleriyle rakip oyuncuları bir meydan okumaya davet edip kendi üzerine çeken ve bu sayede sahada bir anda boşluklar oluşmasını sağlayan bir çilingire sahip.

Futbol yazarı Jonathan Wilson, 2013’teki bir yazısında, o dönemin en iyi orta saha oyuncuları üzerinden bir benzetmede bulunmuştu. Wesley Sneijder’ın zamanının artık geçtiğini, şu an Mesut Özil’in çağında bulunduğumuzu ve geleceğin Toni Kroos’a ait olduğunu belirtmişti.

Aradan geçen dokuz yıldaysa ne Sneijder ne de Özil kaldı. Kroos’un bile zamanının geçtiği söylenebilir. Artık Bellingham’ın çağındayız. Ama tuhaf olan şu ki, gelecek de ona ait. Hem şimdi hem gelecek. Zaman, Bellingham tarafından esir alındı.

Tüm yazılarını göster