Kaboğlu yargılanıyor: Benim için eziyet karşınızda olmam, yoksa saatlerce konuşabilirim

Barış İçin Akademisyenler bildirisine imza attığı hakkında dava açılan Prof. İbrahim Kaboğlu hakkında milletvekili olmasına rağmen zorla getirme kararı verildiği ortaya çıktı. Duruşmaya katılan Kaboğlu, davanın anayasaya aykırı olduğunu belirterek, “Milletvekili olarak hukuka olan inancımı dile getirmek için burada bulunuyorum” dedi.

Abone ol

ANKARA - CHP Milletvekili Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu'nun, 'Bu Suça Ortak Olmayacağız' başlıklı Barış İçin Akademisyenler bildirisine imza attığı için 'terör örgütü propagandası yapmak' suçlamasıyla yargılanmasına, Ankara 18'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Duruşmaya katılarak savunma yapan Kaboğlu, milletvekili olması nedeniyle mahkemenin vereceği yetkisizlik kararının, hukukun normalleşmesine katkı sunacağını söyledi.

Barış bildirisi nedeniyle KHK'yle Marmara Üniversitesi'nden ihraç edilen Kaboğlu hakkında, İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 1 yıl 6 aydan 7 yıl 6 aya kadar hapis talebiyle dava açılmıştı. Kaboğlu'nun 24 Haziran'da milletvekili seçilerek yasama dokunulmazlığı kazanması üzerine mahkeme yetkisizlik gerekçesiyle dosyayı Ankara Ağır Ceza Mahkemesi'ne göndermişti.

Davanın Ankara 18'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilmesi üzerine davanın Ankara'daki ilk duruşması bugün görüldü. Duruşmaya TTB Merkez Konsey Başkanı Sinan Adıyaman, KESK Eş Genel Mehmet Bozgeyik ve CHP'li bazı milletvekilleri ile Lüksemburg Türkiye Büyükelçisi Georges Faber ve AB delegasyonundan üyeler katıldı.

Kaboğlu savunmasında davanın anayasa aykırı olduğunu vurgulayarak, “Milletvekili olarak hukuka olan inancımı dile getirmek için burada bulunuyorum” dedi. İstanbul'daki mahkemenin yetkisizlik kararını da değerlendiren Kaboğlu, ‘durdurma’ kararı gerekirken ‘devam’ kararı verildiğine dikkat çekerek, “Gelmediğim taktirde zorla getirileceğim bana tebliğ edildi” diye ekledi.

BİNALİ YILDIRIM HATIRLATMASI

Kaboğlu, İstanbul’da iki yıl önce başlayan savcılık soruşturmasından bugüne kadar davanın siyasi olduğunu ifade ederek, yargılamayla ilgili gazetecilerin “Kaboğlu neden yargılanıyor?” sorusuna dönemin Başbakanı Binali Yıldırım’ın “Kurunun yanında yaşta yanıyor” dediğini hatırlattı. Kaboğlu, davanın açılış ve yürütülmesinde hedef gösterildiklerini ve bunun anayasanın 17’nci maddesindeki yaşam hakkına yapılan kötü muamele olduğunu ifade etti.

DOSYA NEDEN İSTENMEDİ? 

Kaboğlu, İstanbul’daki mahkemenin yargılama konusu olan dosyasını Marmara Üniversitesi'nden istemediğine de dikkat çekerek, “Yargılamanızın ana konusu olan dosyayı üniversiteden istemiyor, istenmesi talebini reddetti” diyerek, yargılamanın önceki aşamalarını anlattı.

ANAYASA VURGUSU

Yargılamaya ilişkin durdurma kararı verilmesi gerektiğinin altını çizen Kaboğlu, anayasanın 83'üncü maddesindeki "Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi hakkında, seçiminden önce veya sonra verilmiş bir ceza hükmünün yerine getirilmesi, üyelik sıfatının sona ermesine bırakılır, üyelik süresince zamanaşımı işlemez" ifadesini hatırlattı.

'YARGIYA SAYGIM GEREĞİ BURADAYIM'

Kaboğlu sözlerini şöyle bitirdi: “Hukuka inancımı hiç bir zaman yitirmedim. Davanın anayasaya aykırı olduğunu biliyorum ancak yargıya olan saygım gereği buradayım. Türkiye şu anda yargı bunalımı yaşamaktadır. Sizlerin burada vereceği ‘yetkisizlik’ kararı hukukun normalleşmesine katkı sağlayacaktır.”

Ayrıca Kaboğlu'nun yargılanmasının anayasanın 11 ve 138'üncü maddelerinin ihlali olduğu ifade edildi. Duruşma savcısı ise yetkiyle ilgili talebin reddedilmesini istedi.

‘EN BÜYÜK EZİYET SANIK OLARAK BURADA OLMAMAM’

Verilen aranın ardından duruşma devam etti. Mahkeme başkanının “Oturarak savunma yapabilirsiniz” sözüne Kaboğlu, “Benim için en büyük eziyet sanık olarak karşınızda olmam, yoksa saatlerce ayakta konuşabilirim” diye yanıt verdi. Yargılama sırasındaki özensizliği mahkeme heyetine anlatan Kaboğlu, “Bu hususta bazı meslektaşlarınız ‘Hocam bize verilen görevi yerine getiriyoruz’ diye itiraflarda bulunuyorlar” dedi.

'HUKUKA OLAN İNANCINIZI DİKKATE ALIN'

Kaboğlu, barış hakkının ve hukukun beka sorunu olduğunu belirterek, “Şiddet kullanmamak kaydıyla rahatsız edici de olsa farklı fikirlerin korunması gerekir. Çevre hakkından özgürlükler hükümlere kadar yazmış kişi olarak hiç bir zaman şiddet çağrısı olmadı. Böyle biri hakkında şablon iddianameme düzenlemek, Anayasamızın ‘kimse işkenceye tabi tutulamaz’ hükmünün ihlali. Sizden talebim bu davanın durdurulmasıdır. Lütfen hukuka olan inancımızı dikkate alalım” diye konuştu.

Kaboğlu yargılamasına konu olan "694 sayılı KHK’nın CMK’yı düzenleyen 161-9 Maddesi ile geçici “iptali” istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne gönderilmesini" istedi. Kaboğlu’nun avukatları ise maddenin, yasamayla ilgili yargı dokunulmazlığının ihlali anlamana geldiğinin altını çizdi, Meclis kararıyla dokunulmazlığı kaldırılmayan milletvekilleri hakkında soruşturma yürütülemeyeceği ve kovuşturma yapılamayacağına dikkat çekti.

18 TEMMUZ’A ERTELENDİ

Kaboğlu ve avukatları yargılamayla ilgili olarak mahkemenin yetkili olmadığını ifade ederek 'yetkisizlik verilmesini, milletvekilliği dokunulmazlığı nedeniyle yargılamasının durmasını ve 694 sayılı KHK’nın CMK’yı düzenleyin 161-9 Maddesi’nin Anayasa Mahkemesi’ne gönderilmesi' istedi. Savcı, ise 'yetki durma kararı ve Anayasa’ya aykırılık taleplerinin' reddini istedi.  Mahkeme bir sonraki duruşmanın 18 Temmuz’ da görülmesine karar verdi.