"6284’ün uygulanması sağlanırsa, bu ülkenin resmi otoritesi çıkıp ‘kadın-erkek eşittir, erkeğin kadına şiddet uygulaması suçtur’ derse inanın çok şey değişir bu ülkede. O zaman bu kadar sığınağa bile ihtiyaç kalmayabilir.”
“Ülkenin en iyi muhalefetini kadınlar yapıyor. Kadınlar bugün
sesini çıkarmaya bile korkan kalabalıklara inat direniyor,
toplanıyor, seslerini yükseltiyor, sosyal medyanın gücünü
kullanıyor, dayanışıyor. Biliyorum ki bu ülkede çok şey değişecek
ve bunun en büyük mimarı kadınlar olacak.”
Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı, Türkiye’de ilk
olma özelliğine sahip Kadın Yaşam Evi’nin açılışında yaptı bu
konuşmayı.
Türkiye’de mevzuata göre kadınlar sığınma evlerine 12 yaşından
büyük erkek çocuklarını götüremiyor. Çocuğunu ya şiddet ortamında
bırakmak ya da devlet korumasına vermek zorunda kalan kadınlar
şiddete maruz bırakıldığı ortamları terk edemiyor. Oysa aynı
yönetmelikte, 12 yaşından büyük erkek çocuğu ya da engelli çocuğu
olan kadınlar için ŞÖNİM(Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığı-Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi) tarafından uygun
görülmesi halinde kira ve iaşesi karşılamak üzere bağımsız bir ev
kiralamaktan da söz ediliyor. İşte Kadıköy Belediyesi, “Kadın
Konukevlerinin Açılması ve İşletilmesi Hakkında Yönetmelik”in
ilgili maddesine dayanarak bu uygulamayı hayata geçiren ilk
belediye oldu ve kendisine ait 6 daireyi 12 yaşından büyük erkek
çocuğu olan veya engelli çocuğu bulanan kadınlar için düzenledi.
Kadın Yaşam Evi, eylül ayında misafirleri kabul etmeye
başlayacak.
Şerdil Dara Odabaşı ve belediye
yetkilileri konukları, Kadıköy Belediyesi’nin kadın kooperatifi
Potlaç tarafından üretilen “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” sloganlı
mor maskelerle karşıladı.
Toplantıya bir grup kadın gazeteci olarak davetliydik. Diğer
belediyelere örnek olması için ne yapacaksınız diye sorduk. Kadıköy
Belediye Başkanı Odabaşı şu yanıtı verdi: Genel Başkan’a projemizi
anlattım. Sosyal Demokrat Belediyeler Derneği’nin yönetim kurulu
üyesiyim. Hem orada hem de CHP’li belediye başkanları toplantısında
tüm mevkidaşlarıma da anlatacağım.
BELEDİYELER SIĞINAK AÇMAK ZORUNDA AMA
AÇMIYORLAR
Belediye Kanunu’nun 14’üncü maddesine göre, “Büyükşehir
belediyeleri ile nüfusu 100 binin üzerindeki belediyeler, kadınlar
ve çocuklar için konukevleri açmak zorundadır. Diğer belediyeler de
mali durumları ve hizmet önceliklerini değerlendirerek kadınlar ve
çocuklar için konukevleri açabilirler”. Yasa böyle ama belediyeler
bu zorunluluğu yerine getirmiyor.
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, ocak
ayında yaptığı açıklamada, sığınma evi açma zorunluluğunu yerine
getirmeyen belediyeler hakkında yasal işlem başlatılması için
yargıya gideceklerini açıklamıştı. “Belediyelere neden sığınma evi
açmıyorsunuz?” sorusunu sormak üzere mektuplar hazırlandı ama araya
Covid-19 salgını girdi. Canan Güllü’ye mektupları ne zaman
göndereceklerini sordum. Adli tatilin açılmasının ardından konunun
takipçisi olacaklarını söyledi.
NİKÂH KIYILAN ÇİFTLERE İSTANBUL SÖZLEŞMESİ
VERİLİYOR
Kadıköy Belediyesi’nin ise 2002 yılından bu yana kadın sığınağı
var. Kadıköy Belediyesi Sosyal Hizmetler Müdürü Duygu Adıgüzel,
belediyenin toplumsal cinsiyet eşitliği çalışmalarını detaylarıyla
anlattığı konuşmasını, “İstanbul Sözleşmesi’ne sadık kalacağız ve
yükümlülüklerimizi yerine getireceğiz” diyerek bitirdi.
İstanbul Sözleşmesi tartışmaları alevlenince bazı belediyeler
nikâh törenlerinde çiftlere, evlilik cüzdanının yanı sıra İstanbul
Sözleşmesi de vermeye başladı. Bu anlamlı uygulamanın Kadıköy
Belediyesi’nde de sürdüğünü öğrendik.
TÜRKİYE’DE 145 KADIN SIĞINAĞI VAR
Biliyorsunuz Aile Bakanlığı başta olmak üzere devlet kurumları
sığınak yerine “konukevi” diyor ama feministler haklı gerekçelerle
“sığınak” sözcüğünü kullanıyor.
Aile Bakanlığı’nın sitesindeki bilgi şöyle: Bakanlığımıza bağlı
110 kadın konukevi; yerel yönetimlere bağlı 32, İçişleri Bakanlığı
Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’ne bağlı 2 kadın konukevi; sivil toplum
kuruluşlarına bağlı 1 olmak üzere ülke genelinde toplam 145
konukevi toplam 3.482 kapasite ile hizmet vermektedir.
Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, 1998 yılından bu yana Kadın
Sığınakları ve Da(ya)nışma Merkezleri Kurultayı yapıyor. Türkiye’de
faaliyet gösteren tek bağımsız kadın sığınağı da onlarınki.
MOR ÇATI’DAN İBB’YE ÖNERİ
Mor Çatı gönüllüsü sosyal çalışmacı Gülsun Kanat’a göre
anneleriyle birlikte sığınaklara kabul edilmeyen 12 yaşın üstündeki
tüm erkek çocuklar potansiyel fail olarak görülürken asıl failler
serbest bırakılıyor. Mor Çatı’nın 12 yaş üstü erkek çocuklarla
ilgili düzenlemeye karşı olduğunu belirten Kanat, belediyelere bir
öneride bulundu:
“Belediyeler sadece yol kaldırım yapmaz; sosyal politikaların
oluşturulmasından da sorumludurlar. Belediyeler kadınların eşit
birer vatandaş olması bakımından ne yapmalıyım diye düşünmeli,
dönüştürücü, kadınları özgürleştirici adımlar atmalı. İstanbul
Büyükşehir Belediyesi’nin açtığı Kadın Dayanışma Merkezi veya
Kadıköy Belediyesi’nin attığı bu adım çok önemli. Beşiktaş, Şişli
ve başka CHP’li belediyelerin de bu yönde önemli çalışmaları var.
Ancak sığınak açmak kolay bir iş değil. Finansını bulmaktan orada
çalışacak elemanları yaratmaya kadar zor bir iş. Bu nedenle İBB
koordinasyonunda tüm belediyeler bir araya gelip bir kumbara
oluşturabilirler ve birkaç belediye ortak sığınak açabilir. Yok
etmek istedikleri İstanbul Sözleşmesi tam da bunu söylüyor; sosyal
politikalarınızı değiştirmek, toplumsal cinsiyet eşitliği birimleri
kurmak, mevzuatınızı değiştirmek zorundasınız ve şiddete son vermek
için eş güdümlü çalışmak zorundasınız diyor.
6284’ün uygulanması sağlanırsa, bu ülkenin resmi otoritesi çıkıp
‘kadın-erkek eşittir, erkeğin kadına şiddet uygulaması suçtur’
derse inanın çok şey değişir bu ülkede. O zaman bu kadar sığınağa
bile ihtiyaç kalmayabilir.”