Kadıköy Sineması küllerinden yeniden doğdu

50 yıl önce mülkiyeti babası tarafından alınan Kadıköy Sineması, Ocak 2018 itibariyle Funda Kocadağ ve oğlu Erol Kocadağ tarafından işletilecek. Orijinalliği korunan 319 kişilik salon, 6 Nisan'da başlayacak İstanbul Film Festivali'ne de ev sahipliği yapacak.

Abone ol

DUVAR - Beyoğlu'nun simgelerinden Emek Sineması'nın yok oluşu, kent tarihi ve kültürünü dert edinen herkesi üzmüştü. Bahariye Caddesi üzerinde bulunan Kadıköy Sineması'nın yeniden doğuşu aynı insanlar için belki bir teselli niteliğinde olacak. Çünkü salonun mülkiyetini 50 yıldır elinde bulunduran aile, Ocak 2018 itibariyle orijinal yapıyı koruyarak Kadıköy Sineması'nı yeniden işletmeye başladı.

2 Nisan 1964'te tiyatro salonu olarak inşa edilen yapı, aynı yıl İtalya'da bir tasarım ödülüne de layık görüldü. Mimari projesi Melih Koray'a ait olan bina, Arslan Ekşioğlu tarafından yaptırıldı. Maddi sorunlar nedeniyle el değiştiren mülkiyet, 1968 yılında Erol Kocadağ'a geçti. Kocadağ, salonun işletmesini 1988'e kadar bizzat sürdürdü. O tarihten itibaren çeşitli kiracıların devraldığı salon, bu yıl itibariyle yeniden aile tarafından işletilmeye başlandı.

'BABAM BİRÇOK ŞEYE DİRENDİ'

“Babam sinema ve tiyatroya gönül vermişti,” diye anlatmaya başlayan Funda Kocadağ “Ofisi hep buradaydı, sinemaya her gün gelen birisiydi. O da birçok şeye direndi; seks filmleri furyasına, 80'li yıllarda bir çılgınlık gibi yayılan videolara, AVM içerisinde açılan salonlara, krizlere... Burası her zaman çizgisi olan bir sinemaydı. Son zamanlarda pasajı bir mağazaya çevirmek için kapısını çalanlar çok oldu. Son yıllarında da 'Ben buranın kültür sanata hizmet edecek şekilde kalmasını istiyorum. Ben olmadığım zaman siz istediğiniz gibi değerlendirirsiniz' dedi. Babamı geçen yıl kaybettik. Ve oğlumla onun anısını yaşatmayı bir borç bildik,” diyerek nasıl bir mirası devraldıklarını anlatıyor.

Funda Kocadağ, oğlu Erol Kocadağ ile birlikte...

'KEMAL SUNAL, KİMSE TANIMAZKEN İLK KEZ BURADA SAHNEYE ÇIKTI'

Devekuşu Kabare, Dostlar Tiyatrosu, Nisa Serezli-Tolga Aşkıner Tiyatrosu gibi grupların ve Nejat Uygur, Zeki Alasya, Metin Akpınar, Kemal Sunal, Genco Erkal gibi birçok ismin sahne aldığı Kadıköy Sineması'nda, bütün çocukluğunun burada geçtiği söyleyen Funda Hanım “Kemal Sunal'ı kimse tanımazken Devekuşu Kabare'nin bir oyununda ilk kez burada sahneye çıktı. Çok küçük bir çöpçü rolü vardı. Devekuşu Kabare çok büyük bir ekipti ve kulisler yetmezdi. Ofislerde giyinip soyunurlardı. Oyunların sonrasında ekip bizim evde toplanır ve saatlerce devam eden sohbetler olurdu,” diyor ve ekliyor: “Buranın özel bir akustiği var. Mikrofonsuz salonun en arka sırasına bile ses rahatlıkla ulaşabiliyor.”

Orijinalliği korunan kabuk şeklindeki yapı...

İSTANBUL FİLM FESTİVALİ VE FİLM EKİMİ'NE DE EV SAHİPLİĞİ YAPACAK

Sinemayı sadece ticari olarak kullanmayan, sanat değerine sahip ve bir niteliği olan filmleri göstermeyi amaçladıklarını söyleyen Funda Kocadağ, “Sinema olarak İKSV ile anlaştık. Başka Sinema'nın Kadıköy merkeziyiz. 6 Nisan'da da İstanbul Film Festivali'ne ev sahipliği yapacak burası. Ayrıca, Film Ekimi de yine burada düzenlenecek. Gişe filmi oynamayacak,” dedikten sonra şöyle devam ediyor:

“Yani Kadıköy'ün dokusuna da uygun filmler olacak. Burada bizi mutlu eden bir talep var. Buranın ilk halini hatırlayanlar inanılmaz mutlu oluyorlar. 'Bu salonda ne filmler izledik, ne oyunlar gördük' diyorlar. Onlar buranın yeniden dönüşüne çok mutlular. Gençler geliyor ve hayret ediyorlar, 'biz burayı nasıl ıskalamışız' diye. Çünkü İstanbul'da orijinalliği hiç bozulmadan kalan son iki salondan bir tanesi (Diğeri 1946'da hizmete giren Atlas Sineması). Bir tarihi ve hikâyesi var.

Tam 15, öğrenci 13 lira...

“AVM içindeki sinema salonları bize dayatılan büyük bir paketin parçası gibi. Hayatın başka alanlarında da hep bu dayatılan paketlere direndim. Katkı maddeli hiçbir gıda ürünü tüketmedim örneğin, hep doğal beslendim. Bizim salonumuz da öyle, doğal. Diğer sinemalar gibi 12 salonda 5'er hafta gösterilecek filmler gibi bir dayatma içerisinde olmayacak hiçbir zaman.”

'35MM ESKİ FİLMLER DE GÖSTERİLECEK'

Salonun tarihi değeri ve etkileyiciliği kadar ışıklar kapanıp da perde aydınlanınca sunduğu görüntü ve ses kalitesi de önemli. “Sinema demek, ışık ve ses demek,” diyen Kocaoğlu “Bu konuya çok titizlik gösteriyoruz. Dijital projeksiyon makinesine son bir aydır her yönüyle bakımını yaptık. Ömrünü dolduran ampulleri en kalitelileri ile değiştirdik. Bu sayede filmler karanlık oynamayacak. Ayrıca dört adet 35mm projeksiyon makinemiz var ki, bir tanesi pırıl pırıl. Buna İKSV ve Başka Sinema da çok mutlu oldu. Çünkü eski filmler de gösterim şansı bulacak bu sayede,” diyerek, ilerleyen tarihlerde sinema tarihine geçmiş eski filmlerin 35mm kopyaları ile gösterileceğinin müjdesini veriyor.

Sinemayı sadece eğlenceli vakit geçirilecek bir aktivite olarak görmeyenler, iyi filmleri izleme şansını çok az buluyorlar, bulduklarında ise fiziki şartları yeterli olan salonlarda bu filmleri izleyemiyorlardı. Kadıköy Sineması, 319 kişi kapasiteli ve bir istiridye kabuğu şeklindeki ana salonuyla iyi filmlere yakışan ortamı, sinema izleyicisine sunmuş oluyor.

Kadıköy Sineması

Osmanağa Mahallesi, Bahariye Cad. Kadıköy Pasajı No:25, Kadıköy

İstanbul

0 216 337 74 00

info@kadikoysinemasi.com

Perdeyi Cennet Sineması'yla açan kadın makinist