Ülkede lisanslı sporcu sayısının durumu belli. Nüfusa oranla
oldukça az. Bu sayıyı arttırabilmek için erkek kadın ve spor ayrımı
yapmadan küçük yaşlardan itibaren sistemli şekilde uygulanabilecek
bir spor politikasına ihtiyaç var. Milli Eğitim Bakanlığı ve
Gençlik ve Spor Bakanlığı bir araya gelip geçtiğimiz günlerde bu
konuda bir protokol imzalayarak önemli bir adım attı. Cinsiyet
ayrımı yapmadan herkesin spora eşit derecede ulaşabilmesini
sağlayarak küçük yaşta başlayan cinsiyet ayrımcılığını ortadan
kaldırma çalışmalarını da zemine oturtmalı.
'KADIN YARADILIŞI GEREĞİ KİBAR BİR VÜCUDA
SAHİPTİR'
Bingöllü Ömer Aşkın'ın öğle namazı çıkışında dağın eteklerinde
kalan futbol sahasında maç yapan kadınlarından rahatsız olduğunu
dile getirdiği bir video haber yayınlandı geçen günlerde İlkhan-İlke
haber ajansı tarafından. Görüntünün nahoşluğundan bahsediyor Aşkın.
Bunun ümmetin hayasına neşter vuran bir durum olduğunu ekliyor.
Etkili ve yetkili mercileri, başta futbol federasyonu olmak üzere
kınıyor. Bingöl'de böyle bir organizasyon yapılmasının sebeplerini
öğrenmek de istiyorlarmış. Şimdi dediklerine ise dikkat: ''Kadın
yaratılışı ve fıtratı gereği nazik ve kibar bir vücuda ve yapıya
sahiptir. Böylesi birebir ikili mücadelelerin olduğu sporların
kadınlardan uzak tutulması gereken sporlar olduğunu düşünüyoruz.
Bir omuz omuza mücadele, bir ayak kırıklığı vesaire bu işin sadece
sağlık boyutu. Öte yandan kadın ve kızların futbol sahalarına
baldırı çıplak bir şekilde sahada ümmetin kızlarının oynatılması
fuhşiyata bir destek olmakla beraber bir fahiş durumdur.
Dolayısıyla bu mevcut Müslüman toplumunun haya damarlarının
çatladığının bir göstergesidir. '' Vaaay beee!! Ne tirad!!!!
Dikkatlice izleyip analizinin yapılması ve sosyoloji tezleri
yazılarak bu düşünce yapısının nasıl ortadan kaldırabileceği
üzerine konuşulmasına yol açacak derecede önemli değerde Ömer Aşkın
ve uzun versiyonda röportaj verenlerin söyledikleri. Toplumun her
yaştan insanında kodlanmış bu düşünce yapısıyla korakor bir
mücadeleye girmek, sporu yöneten herkesin öncelikli görevi olmalı.
Şu anda sporda cinsiyet eşitliğini sağlama konusunda bireysel ve
kurumsal olarak çalışan çok önemli girişimler var Türkiye'de.
Yaptıkları, küçük adımlar gibi görünse de meyvelerini ileride
topladığımızı göreceğiz.
AYRIMCILIKLA MÜCADELE EDEN SÜPER
KAHRAMANLAR
Bu yıl, yaz yaklaşırken liglerin bitmesi yüzünden futbol
takviminde boşluğa düşeceklerini sananları yanıltacak derecede
yoğun bir yaz geçireceğiz. Copa America ve Afrika Uluslar
Kupası'yla birlikte Kadınlar Dünya Kupası oynanacak Fransa'da. FIFA
organizasyonu olan kupanın ana kampanyasında ayrımcılıkla,
ötekileştirmeyle ve karşılaştıkları tüm zorluklarla mücadele ederek
zirveye ulaşan başarılı sporcular ana karakterler. Sporcuların her
şeye karşın dik durarak, inat ederek, çalışarak sergiledikleri
güçlü duruşları, hepsinin süper güçleri olarak temele alınıyor ve
tabii ki biraz da karikatürize edilerek sporcular süper
kahramanlara dönüştürülüyor.
Süper kahraman yaratan şirketlerin sinemalarda yer alan
yapımlarının revaçta olduğu şu dönemde bunu araç olarak kullanarak
ayrımcılıkla mücadele eden süper kahramanlar yaratmak kampanyanın
hızlıca yayılması açısından başarılı bir tercih. Diğer yandan da
insan düşünüyor tabii ki, güçlerini intikam almak için kullanan
süper kahramanlar yerine toplumdaki ayrımcılıkla mücadele eden
süper kahramanların olması ve bunların birer çizgi film serilerinin
olması kulağa pek de fena bir fikir olarak gelmiyor. Sayıca kadın
futbolcuların fazla olduğu süper kahramanların spora başlama
hikayelerinin anlatıldığı videolar FIFA'nın sitesinde tek tek
yer alıyor.
SPORLA CİNSİYET AYRIMCILIĞINI BİTİRME
PROJESİ
7 Haziran'da başlayacak Kadınlar Dünya Kupası için bugüne kadar
720 bin bilet satıldığı açıklandı. Turnuvanın
başlamasına 50 günden az kaldı. Birçok maçın biletlerinin şimdiden
tükendiği de açıklandı. Açılış maçı biletlerinin tamamı satıldı.
Tayland ve Jamaika'nın bile katılma başarısının gösterdiği Dünya
Kupası'nda Türkiye yok. Bu, sadece yetenekle açıklanacak bir şey
değil. Çocuk yaştan başlayarak işlenen toplumsal kodlar dinle
harmanlanınca sonuç olarak Ömer Aşkın ve Bingöl Camii Cemaati
ortaya çıkıyor. Benzer düşüncenin yayılmaması için Milli Eğitim
Bakanlığı ve Gençlik ve Spor Müdürlüğü'nün sadece çocuklarla değil,
çocukların aileleriyle toplantılar yapması gerekiyor. Bu
birliktelik sadece başarılı sporcular yetiştirmeye odaklanmamalı.
Cinsiyet ayrımcılığı hakkında yapılacak projelerle toplumsal yaşam
adına da daha olumlu adımlar atılmasını sağlamak öncelikli
olmalı.