Kadın örgütlerinden 5 acil talep

Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’nin (CİMER), İstanbul Sözleşmesi’nin ayrımsız ve etkin uygulanması talebini içeren beş yüzden fazla kadının başvurusuna henüz cevap vermediğini belirten Eşitlik için Kadın Platformu, eşit yurttaşlık haklarının aşındırılmasından ve kazanılmış hakları tehdit eden girişimlere son verilmesini istedi.

Abone ol

DUVAR - Eşitlik için Kadın Platformu (EŞİK), İstanbul Sözleşmesi'ne ilişkin yapılan açıklamalara, hazırlanan 'yol haritalarına', sürdürülen tartışmalara ilişkin ortak sözünü ve hükümetten ivedilikle yerine getirilmesini talep ettiği 5 acil talebini yazılı bir açıklamayla duyurdu.

"İstanbul Sözleşmesi’nin tek bir maddesinden bile vazgeçmiyoruz" denilen açıklama şöyle:

"İstanbul Sözleşmesi’nin iptaline, Sözleşmenin içeriğinin değiştirilmesine, uygulanmasının önüne geçilmesine yönelik süren tartışmalara en baştan beri çok çeşitli yöntemlerle, defaatle yanıt verdik. Taleplerimizi tüm başvuru yollarını kullanarak ilettik. Basın açıklamalarından, sosyal medya kampanyalarına; tüm siyasi partilere ve tüm karar mercilerine taleplerimizi sunmaktan, sözleşmenin içeriğini kamuoyuyla paylaşan bilgilendirme dosyaları, görseller hazırlamaya; kent kent, ilçe ilçe, mahalle mahalle sokak eylemlerinden kadın buluşmaları yapmaya kadar pek çok yöntemle İstanbul Sözleşmesi’nin kadınlar için hayati önemine dikkat çektik ve uygulanmasını talep ettik.

HÜKÜMET, KADIN ÖRGÜTLERİYLE GÖRÜŞMEYE AÇIK DEĞİL

İktidar partisine mensup parlamento üyeleri ve ilgili bakanlıklardan hiçbir kişi ve kurumun kadın hareketi temsilcileriyle görüşmeye açık olmadığını, hatta tüm başvuruları teker teker yanıtladığı iddia edilen Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’nin (CİMER), İstanbul Sözleşmesi’nin ayrımsız ve etkin uygulanması talebini içeren beş yüzden fazla kadının başvurusuna henüz cevap vermediğini; iktidar partisi adına “her görüşe açık olunduğu” beyanlarının bu çerçevede gerçeği yansıtmadığını, kamuoyuna duyuruyoruz.

Süregiden tartışmalara ilişkin sözümüzü açıklıkla yeniden ifade ediyoruz:

Talebimiz; yalnızca İstanbul Sözleşmesi’ne dokunulmaması değil, Sözleşmenin tüm gereklerinin acilen yerine getirilmesi için eylem planı açıklanmasıdır.

Hükümetten ivedilikle yerine getirilmesini istediğimiz 5 acil talebimizi tüm kamuoyunun, siyasi partilerin, karar mercilerinin, demokratik bir hukuk devletinde yaşamak isteyen herkesin bilgisine sunuyoruz.

1. Eşit yurttaşlık hakkımızı aşındırmaktan vazgeçin

Demokrasinin öncelikli kriterlerinden biri eşit yurttaşlık hakkıdır. Eşit yurttaşlık hakkının reddedildiği veya aşındırıldığı; kadınların erkeklerin baskı ve şiddeti altında yaşamaya mahkum edildiği, farklılıkların ayrımcılığa gerekçe yapıldığı toplumların bugününde huzur; geleceğine dair herhangi bir umut yoktur. Kadınlarla erkeklerin eşit olduğu, kimseye ayrımcılık yapılamayacağı fikrini kabul edin. Kadınların hayatın her alanında eşit temsilini sağlamak, eşitliği hayata geçirmek için somut adımlar atın.

2. Kazanılmış haklarımızı tehdit eden söylem ve girişimlere son verin

İstanbul Sözleşmesi’nden imzanın çekilmesi, 6284 sayılı Şiddet Yasası’nın değiştirilmesi, çocuk istismarcılarına af getirilmesi, boşanan kadının nafaka hakkının 2-3 yıl gibi sürelerle kısıtlanması, kadının ev içi emeğinden kaynaklanan miras hakkına el konulması, farklı cinsel yönelimlere ayrımcılık yapılması gibi tartışmalara derhal son verin. Kadın Bakanlığını tekrar kurun, bakanlıklar ve tüm devlet mekanizmalarında eşitlikle ilgili birimler oluşturun. Alanda çalışan bağımsız kadın örgütlerine ve kadınlara yapılan saldırıları önleyin. Hak örgütlerini engellemek yerine destekleyin.

3. Evde, işte, sokakta, tüm toplumsal yaşamda şiddetsiz bir yaşam sürme hakkımız için acil eylem planı uygulayın

Fiziksel, psikolojik, cinsel ve ekonomik şiddetle ilgili acil bir eylem planı oluşturun. Şiddeti önlemeye yönelik İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Yasayı tartışmaya açmaktan vazgeçin.  7/24 çalışacak etkin bir Alo Şiddet Hattı, her 100 bin nüfusa en az bir sığınak, her 200 bin nüfusa en az bir cinsel şiddet kriz merkezi açarak şiddetle ilgili ulusal mücadele ağını bir an önce kurun. Şiddete uğrayan kadınların bağımsız bir yaşam kurmak için ihtiyaç duyduğu barınma, eğitim, sağlık, istihdam olanaklarını sağlayın. Göçmen kadın ve çocuklara yönelik şiddeti önleme ve şiddete karşı korumada ayrımcılık yapmayın. İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Yasayı eksiksiz uygulayın.

4. Eğitimi eşitlikçi, ayrımcılıktan uzak, bilimsel, parasız hale getirin

Özellikle kız çocuklarını örgün eğitimin dışına iten, çocuk yaşta evlendirmelerin ve çocuk işçiliğinin önünü açan 4+4+4 parçalı eğitim sistemine son verin. 12 yıl kesintisiz ve parasız eğitime geçin. Eğitim müfredatını eşitlikçi, insan haklarına saygılı, ayrımcılıktan arındırılmış bir içerikte, toplumsal cinsiyet eşitliğini gözeten, bilimsel yaklaşımlarla hazırlayın.

5. Eşit istihdam, kreş ve işyerinde şiddeti önleme mekanizmaları için etkin politikalar uygulayın

Kamu ve özel sektör istihdam oranlarında ve yönetim kademelerinde cinsiyet eşitliğini sağlayacak önlemleri derhal devreye sokun. Babaların da çocuk bakım yükümlülüğü olduğunu unutmadan; cinsiyet ayrımcılığı yapılmadan her işyerine ve her mahalleye ücretsiz kreşler açılmasını sağlayın. İşyerinde şiddeti ve ayrımcılığı önlemek için etkin politikalar uygulayın.

Biz eşit ve özgür olduğumuz, baskı, şiddet ve ayrımcılığa uğramadığımız, huzurla ve umutla dolu bir hayat yaşamak istiyoruz. Böyle bir hayatı hak ediyoruz!

Tüm kadınları ve LGBTİ+’ları İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkmaya, 5 acil talebimizin gereği yerine getirilene, bu taleplerimiz hayatlarımızın olağan gerçekleri haline gelinceye kadar bir an bile durmadan, bir tek geri adım atmadan hep birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.

Temel hak ve özgürlüklerini kullanmak, demokratik bir hukuk devletinde eşit, özgür ve şiddetten uzak bir yaşam sürmek isteyen herkes, kadınların hak mücadelesine eşlik etmelidir. 5 acil talebimizin gereğinin yerine getirilmesi için tüm kamuoyunu, tüm siyasi partileri, meslek odalarını, sendikaları, dernekleri, kitle örgütlerini taleplerimizin arkasında durmaya, kendi kurumsal program ve tüzüklerinin bir parçası haline getirmeye davet ediyoruz.

İktidarı hayatlarımızı ve geleceğimizi siyasi pazarlıkların konusu haline getirmekten vazgeçmeye, kadına yönelik şiddetle ve kadın cinayetleri ile mücadele için taleplerimiz çerçevesinde bir acil eylem planı hazırlayıp uygulamaya çağırıyoruz.

(HABER MERKEZİ)