Onlar “evlilik” diye dursunlar özellikle genç kadınlar “özgürlük” demeye devam ediyor. Mirabel kardeşler, mücadele eden kadınlarla hala yaşıyor. Ekim ayı acılı sur ayı olduğu gibi tüm meydanlardan, yurtlardan, üniversitelerden genç kadınların kalkışmasının olduğu da bir aydı. Genç feministler yeri yerinden oynattı.
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve
Dayanışma Günü haftasına girmişken kadına yönelik şiddetle ilgili
durumumuzu ele alalım. Ekonomik, psikolojik, dijital, cinsel ve
fiziksel şiddetin tüm boyutlarını iç içe geçmiş şekilde
yaşıyoruz.
Kadınların en can yakıcı olduğu iki temel meselesi var: Kadın
Cinayetleri ve Yoksulluk.
Kadın cinayetleri ile başlıyorum. Kadınlar ve ekonomi konusu ile
önümüzdeki hafta devam edeceğiz.
Ulaşabildiğimiz verilere göre 2024 yılının 10 ayı içerisinde 333
kadın cinayeti, 207 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti. 2023 yılında
ise Kasım ayına kadar 253 kadın cinayeti, 194 şüpheli kadın ölümü
gerçekleşmişti. Kadın cinayetleri geçtiğimiz yıla göre artmış.
Bakanlıkların sitelerine baktığınızda kadın cinayeti verilerine
dair son resmi bilgiyi 26 Nisan 2023 yılında İçişleri Bakanlığı’nın bir
açıklamasında görebilirsiniz: “Kadın cinayetleri konusuna da
değinen Bakanımız Sn. Süleyman Soylu, 2020'de hayatını kaybeden
toplam kadın sayısının 309 olduğunu, İstanbul Sözleşmesi
kaldırıldıktan sonrasında ise bu sayının 2022 sonunda 279'a
gerilediğini söyledi.” Ve bir daha kadın cinayeti resmi
verisi bulamıyorsunuz.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı hiç veri açıklamamış. Kadın
cinayetleri ile ilgili ulaşabildiğim son konuşması 6 Kasım’da ve
“Şiddetin karanlık gölgesini, kadınların üzerinden kaldıracağız”
diyor. Yine ne kadar geriden geliyorlar, aklıma “Hiç bir şiddet
karanlıkta kalmayacak.”, “Şiddetin gölgesinde, yoksulluğun
pençesinde yaşamayacağız.” diyerek yaptığımız çalışmalar geliyor.
Konuşmasının devamında “6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına
Yönelik Şiddetle Mücadele Kanunu ile bu konuda dünyada eşi benzeri
az bulunan hukuki bir düzenlemeye sahibiz.” diyor ama
çalışmalarında hala 6284 gerektiği kadar önde değil, sadece arada
bir söylemde. Sitesinde ilk baktığınızda ne KADES’i ne de 6284’ü
görüyorsunuz. Hızlı erişim bölümünde ilk sizi “Evlenecek Gençlerin
Desteklenmesi Projesi” karşılıyor. Lütfen giriniz, bakınız,
sorunuz. Sebep ne?
İşte bu yüzden kadınlar hayattayken gerçekten korunmalarını
sağlamak için bizler 6284’ü uygulatmak üzere seferberlikteyiz.
Biliyoruz ki biz 6284’ü uygulatırsak yaşarız ve yaşatırız.
Ekim ayı, 2010 yılından beri veriler raporlayan Kadın
Cinayetlerini Durduracağız Platformu'muzun mücadele tarihinde en
çok kadın cinayeti işlenen ay oldu. Genci, yaşlısı, isimleri yazıya
sığmayacak kadar çoktular. Her ay tüm gündemlere bakıp bu şiddetin
etkilerini analiz etmeye çalışıyoruz ki sebepleri azaltabilelim.
Ekim ayı sur ayıydı, İkbal ve Ayşenur’un canıyla akıllara kazındı.
Hastalık dendi, cinnet dendi, psikolojik sorun dendi; genel şiddet,
genel çürümüşlük dendi de sanki görünmeyen bir şey aranıyordu.
Aranan şey, kabul edilmek istenmeyen erkek şiddetiydi. Erkek
şiddetinin o cüreti kamusal alanda şova dönmüştür. 6284
uygulanmamış, İkbal ve Ayşenur korunmamış. Erkeğin bu cesareti,
kamu kurumlarının yetersizliği, politik irade yoksunluğu Ekim
ayında 48 kadın cinayeti yaşanmasına, 23 kadının ölümünün şüpheli
bırakılmış olmasını konuşuyor olmamıza yol açtı.
Fotoğraf: Dilara Açıkgöz /
csgorselarsiv.org
Bakanlığın esas derdi aile odaklı politika, evlilik, çocuk. 6284
değil malesef.
Yeni tanıştığım genç feminist bir arkadaşımla 6284’ün önemi
üzerine konuşurken KYK yurdunda, Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanlığı İl Müdürlüğü’nün, afişinde 2 koca alyans olan “Evlilik
Öncesi Eğitim Programı” yaptıklarını anlattı. Ayşenur ve İkbal için
başsağlığı dileniyordu, gölgeler kaldırılacak deniyordu da neden
KYK’larda 6284 eğitimleri verilmiyordu ki? O yüzden ben özel bir
şey demiyorum. Bakanlıklar ilk sıraya evliliği koyuyor. Hiç merak
etmeyin kendimiz anlatırız da, uygulatırız da.
Onlar “evlilik” diye dursunlar özellikle genç kadınlar
“özgürlük” demeye devam ediyor. Mirabel kardeşler, mücadele eden
kadınlarla hala yaşıyor. Ekim ayı acılı sur ayı olduğu gibi tüm
meydanlardan, yurtlardan, üniversitelerden genç kadınların
kalkışmasının olduğu da bir aydı. Genç feministler yeri yerinden
oynattı, şimdi de tüm kadınlar beraber 24 Kasım saat 15:00’de
Kadıköy Süreyya Operası’nda buluşalım. 6284 sloganlarımız ile göğü
beraber titretelim. İllerinde bizleri yaşatacak olan 6284’ü
akıllara kazımak isteyen kadınlarla meydanlarda buluşmak
üzere…