Kadınlar 'erkekleri yok etme aracı' olmamalı
Kadınların önündeki yol, bugün, onlarca yıl öncesine göre çok daha açık: Erkeklerin gerçekleştirdiği eylemlerden ötürü utanmayı veya sorumlu tutulmayı reddetmeliler. Utanç, gücünü yitiren ataerkilliğin en son silahlarından biri. Ancak kadınları denetim altında tutmak amacıyla kullanılan başka araçların tersine, bunu yenme imkânı tam olarak bizim elimizde.
Jennifer Palmieri*
Henüz tam olarak anlayamadığım nedenlerden ötürü, son 20 yıl içinde kendimi politika, cinsiyet ve iktidar arasındaki en fırtınalı çatışmaların ortasında buldum. Kariyerimin henüz başlarındaki Clinton yönetimi sırasında, Monica Lewinsky Beyaz Saray’daki stajyerimdi. Bağımsız hukuk danışmanı Ken Starr’ın büyük jürisinin önünde ifade verdim ve Beyaz Saray basın danışmanı olarak, Bill Clinton’a yöneltilen suçlamalara karşı mücadele ettim. Eski başkan adayı John Edwards ve eşi Elizabeth için de çalışmıştım ve dahası, evlilik dışı ilişkilerine dair basın işlerini yönetmelerine yardımcı oldum. Son dönemdeyse, Hillary Clinton’ın 2016 başkanlık kampanyasında iletişim direktörü olarak çalıştım. Donald Trump, Access Hollywood adlı 2005’ten kalan kasetinde kadınlara saldırmakla övünürken, Trump’ın kendilerine cinsel tacizde bulunduğunu ya da saldırıya uğradığını açıklayan bir düzineden fazla kadına yönelik suçlamaları ve yine Trump’ın Hillary Clinton’a yönelik, kocasının görevini kötüye kullanmasında “ortam sağlayıcısı” olduğu yolundaki uydurma saldırılarıyla yürüttüğü seçim kampanyası, politik bir yarışmadan ziyade, cinsiyetler arası ilkel bir savaşı andırıyordu. Ve kaybeden kadın tarafı oldu.
Kadınlar, Trump yönetiminin ve Kongre’deki Cumhuriyetçilerin Yüksek Mahkeme adayı Brett Kavanaugh’u cinsel tacizle suçlayan kadınları sindirme çabalarından yola çıkarak, yine kaybettikleri hissini yaşıyorlar. Cumhuriyetçiler, FBI’ın Kavanaugh’un o zamanlar henüz lisede olan Dr. Christine Blasey Ford’a saldırdığı yolundaki iddialarını reddederken (Kavanaugh da bunu inkâr ediyor), Dr. Ford’a da 27 yıl önce Anita Hill göstermiş olduklarından çok daha az saygıyla yaklaşıyorlar. Julie Swetnick’in en son yeminli beyanına verdikleri tepkileri ve bir FBI soruşturması açılması için Swetnick’in avukatından gelen talep karşısındaki tepkileri de kendini aynı şekilde ele verecektir.
ERKEK EGEMEN AKLIN ÇIRPINIŞLARI
Biz dahil, Kavanaugh hakkındaki kararın Roe v. Wade’in oyuyla iptal edilebileceğinden endişe edenler açısından, Cumhuriyetçilerin eylemleri özellikle inciticidir: Bir kadına fiziksel tacizde bulunan birisi Yüksek Mahkeme’ye atanacak. Kadınların, resmin oldukça kasvetli göründüğünü düşünmesi gayet kolay; çünkü ataerkillik oldukça güçlü.
Yine de bugünkü karmaşayı şahsi ve karmaşık deneyimlerimin objektifinden incelerken, biraz daha aydınlık bir resim görüyorum.
O zamanlar bunu açık biçimde dile getirebildiğimi sanmıyorum ama 20 yıldır süren bir yansıma sayesinde, erkekler arası iktidarlar mücadelesinde bir hasar verme aracı olarak kullanılan Monica Lewinsky’nin bir teminat olarak görüldüğünü düşünüyorum. Onu stajyerim olarak kabul edişimden üç yıl sonra, Amerika’daki en tanınmış ve aşağılanmış kadın olduğuna tanık oldum. Kendisi ve ailesi, Starr için çalışan (bir avukatı bile olmaksızın Lewinsky’i saatlerce sorguya çeken ve annesini de benzer bir muameleye maruz bırakan) bir federal müfettiş ve savcının korkunç muamelelerine katlandı; bunların tümü de Başkan Clinton’a zarar verme çabasının bir ürünüydü.
Ona ne olduğunu anlamak için çok uğraştım. Başkan Clinton’ın onunla sürdürdüğü ilişkinin yalnızca evli olmasından ötürü değil, aynı zamanda güç dinamiğinin kötüye kullanımını temsil etmesi nedeniyle de uygunsuz olduğunu biliyordum. Clinton, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı’ydı ve Monica genç bir stajyerdi. Ama o zamanlar böyle olmasa bile Başkan Clinton’ın soruşturulması gerektiğini düşünürken, görevden alma sürecini işleten Cumhuriyetçi erkekler, Monica’yı hiç önemsemediler. Lewinsky, söz konusu olan hayatların ödeyeceği bedel ne olursa olsun, rakiplerini yerinden etmek isteyenler için yalnızca bir araçtı. Hayatı hiçbir zaman tam anlamıyla düzelemedi.
KADINLAR PİYON OLARAK KULLANILDI
Politik rakiplerine zarar vermek için cinsel skandalları kullanma üzerine kurulu bu dinamik, tekrar tekrar uygulanmaya başlandı: Tartışmalı olan tek nokta, erkeğin davranışının kendisini nasıl yansıttığıyla ilgili, kadının herhangi bir zarar görüp görmemesi önemli değil.
Yine de #MeToo (ABD’den dünyaya yayılan taciz karşıtı bir kampanya) döneminde bu değişti. Cumhuriyetçi Senato adayı Roy Moore, eski Trump çalışanı Rob Porter, eski Demokrat Senatör Al Franken ve Kongre’de geçen sene istifaya zorlanan diğer senatörlerin davalarında, suçlamaları erkek siyasetçiler değil, zarar gören kadınlar yöneltti. Bu, gerçekten önemli bir farktı. Dr. Ford, Deborah Ramirez ve Swetnick gözü pek biçimde kendi etkilerini savunuyorlar ve seslerinin işitilmesini talep ediyorlar.
Bill Clinton’ın görevden alındığı günden bu yana yaşanan ilerlemeyi görüyorum. 1990’lu yıllarda Cumhuriyetçi erkekler, diğer erkeklerle iktidar için giriştikleri politik mücadelelerde kadınları birer piyon gibi kullandılar. Günümüzde bu erkekler, kadınlara karşı iktidarlarını korumak amacıyla, son bir gayretle sindirme ve utanç yöntemlerini kullanmaya başladılar; denetim altına almak istedikleri kadına utanç duygusu yaşatıyor ve kadın kolayca çekip gidecek diye düşünüyorlar.
Bu bir işe yaramayacak.
Kimileri, Cumhuriyetçilerin Dr. Ford’a gösterdikleri (aşağılayıcı) tavrın, Anita Hill’in maruz kaldığı kötü muameleden hiçbir şey öğrenmediklerini ortaya koyduğunu iddia ediyor. Ben, bunun aksine, Cumhuriyetçilerin davranışlarının önemli bir ders çıkardıklarını gösterdiğini düşünüyorum: Bir kadın, kendisini sindirmeye çalışan bir erkeğin karşısına çıktığında kendinden çalınmış olan gücü geri kazanmış demektir.
Cumhuriyetçiler 1991 yılında ihtiyaç duydukları onayı almış olabilirler. (Suçlamaların odağındaki yargıç) Clarence Thomas Yüksek Mahkeme’ye atanmıştı. Ancak, Hill’in kendisini aşağılamak maksadıyla yöneltilen sorular karşısında Senato Yargı Komitesi önündeki mağrur görüntüsü, bugüne dek onu sorgulayan senatörleri rahatsız etmeyi sürdürdü ve kongreye yeni bir kadın senatörler kuşağı taşıyan coşku dalgasını ateşlemeye yardım etti. Neticede, bu, tekrarlanmasından keyif alacakları bir sonuç değil.
TEHDİTLER ONLARI SUSTURAMAYACAK
Yine de, Cumhuriyetçilerin, FBI’ın iddia edilen saldırıyı soruşturması talebini reddetmesine karşın, Başkan’ın onlara ve ailelerine yönelik endişe verici tweet’leri ve aldıkları ölüm tehditlerine rağmen, Dr. Ford ve belki de Ramirez ve Swetnick tanıklık edecek gibi görünüyorlar. İyi biliyorum ki bu kadınlar için bunlar zor zamanlar; (Senato Komitesinde) Kavanaugh’un itiraf edip etmediğine bakmaksızın, umarım bütün kadınlar için bir zafer kazandıklarını görerek ve onları kabadayılıkla susturmak isteyenlerin üstesinden geldiklerini bilerek ayrılırlar.
Şahsi kariyerimde utanç ve kafa karışıklıkları yaşadığımı itiraf ediyorum: Kendisi için çalıştığım erkeklerin davranışları nedeniyle yanıt vermesi beklenirken, Başkan Clinton’a ve ailesine ihanet etmeden her şeye katlanan, aynı zamanda haksız bir muameleye ve büyük bir acıya katlandığını düşündüğüm Monica’ya sempati hissetmenin mümkün olup olmadığını düşünüp duruyordum.
Yirmi yıl önce, yaşadığım kafa karışıklığı ve utanç bir rüyada kendini göstermişti. Monica’ya rastladığım ve ona ne söyleyeceğimi bilemediğim bir yerdeydim. Konuşmaya çalışsam da ağzımdan tek bir kelime çıkmamıştı.
Geçen yıl, bu rüya ona tesadüfen rastladığım bir davette gerçeğe dönüştü. 20 yılın ardından bunu çözmüştüm, ona ne söyleyeceğimi biliyordum. Ona üzgün olduğumu söyledim. Zira çok fazla travmaya maruz kalmıştı. Üzgündüm; çünkü, onu Başkan’la ilişkilendiren politik düşmanları, Clinton’a karşı verdikleri savaşta onu kullanarak hayatının mahvolmasına neden olmuşlardı.
Kadınların önündeki yol, bugün, onlarca yıl öncesine göre çok daha açık: Erkeklerin gerçekleştirdiği eylemlerden ötürü utanmayı veya sorumlu tutulmayı reddetmeliler. Utanç, gücünü yitiren ataerkilliğin en son silahlarından biri. Ancak kadınları denetim altında tutmak amacıyla kullanılan başka araçların tersine, bunu yenme imkânı tam olarak bizim elimizde.
*Jennifer Palmieri, Hillary Clinton’ın 2016 başkanlık kampanyasının eski İletişim Direktörü ve “Sayın Kadın Başkan: Dünyayı Yönetecek Kadınlara Açık Mektup” kitabının yazarıdır.
Yazının aslı Time dergisinde yayınlanmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)