Kadınlar geleceğin mesleklerinde cam tavanları kırıyor

Hayata Karışan Kadınlar Platformu, geleceğin mesleklerinde emek piyasasında kadınların önünü açmayı hedefliyor. Başvurular 8 Nisan Cuma günü sona eriyor.

Abone ol

ANKARA - Kadın istihdamının desteklenmesine yönelik yürütülen projelere bir yenisi daha ekleniyor. Ancak bu sefer kadınlar, geleceğin mesleklerinde beceri ve yetkinliklerini geliştirerek emek piyasasındaki cam tavanları kırıyorlar.

Pernod Ricard Türkiye ana sponsorluğunda, yaşamın her alanında öğrenerek, yeni insanlarla, yeni dünyalarla tanışarak hayata karışan herkesin buluşma noktası olan bir platform olan Brothers tarafından oluşturulan ve IDEMA iş birliğiyle kurgulanan Hayata Karışan Kadınlar Platformu, 8 nisan tarihine kadar başvuru süreci devam eden eğitim projesinde kadınlara ücretsiz olarak eğitim modülleri sunarak onları dört spesifik alan üzerinden iş dünyasına kazandırmayı hedefliyor.

Ortak şiarları ise, "hayat hep beraber hayata karışınca güzel..."

Zira Dünya Ekonomik Forumu Cinsiyet Eşitliği Raporu 2021’e göre; dünyada kadınların ekonomik özgürlüğe erişim oranı erkeklere oranla yüzde 58 oranında daha az iken, dünya çapında cinsiyet farkı ancak 135,6 yıl içerisinde kapatılabilecek. Ekonomik katılım ve fırsat eşitliğindeki farkın kapanması için ise 276 yıl gerekecek.

Platform, 18 yaş üzeri her eğitim seviyesinden kadınların başvurusuna açık ve çevrimiçi yürütülecek olan eğitimler ücretsiz olacak.

DÖRT ANA MODÜL

Modüllerin çerçevesi, Dünya Ekonomik Forumu’nun 2020 yılında yayımladığı Geleceğin Meslekleri Raporu’nu temel alıyor ve Kültür, Sanat ve Eğlence; Sürdürülebilirlik ve İklim Değişikliği; Yeni İş Yaşamı ve Dijitalleşme; Yeni Medya olmak üzere 4 modülde kadınların geleceğin mesleklerine hazırlanmasını öngörüyor.

Örneğin, yeni medya seçeneğinde ilerlemek isteyen bir kadın katılımcı, yeni teknolojilerden faydalanarak haber medyasının özgürleşme adımlarını öğrendikten ve medya girişimciliği için sürdürülebilir iş modellerini uzmanından dinledikten sonra sosyal medya araçlarına yönelik kurgu teknikleri ve kısa film yapımı konusunda bilgilendirilecek, influencer (etkileyici) pazarlama stratejilerini öğrenecek.

Eğitim modüllerinde alanının önde gelen kişileri mentor ve eğitmen olarak görev alıyor.

Eğitim ve proje süreçlerinde katılımcıların gelişimlerine katkıda bulunacak olan mentorlar, Kültür, Sanat ve Eğlence modülünde ha:ar sanatçı ikilisi Hande Şekerciler ve Arda Yalkın ile Mert Fırat; Sürdürülebilirlik ve İklim Değişikliği modülünde Dilara Koçak ve Prof. Dr. Itır Erhart; Yeni İş Yaşamı ve Dijitalleşme modülünde Serdar Kuzuloğlu ve Pernod Ricard Ortadoğu Kuzey Afrika ve Türkiye Genel Müdürü Selçuk Tümay; Yeni Medya modülünde ise TBWA Group Istanbul CEO’su Burcu Özdemir’den oluşuyor.

Alanında uzman 21 eğitmen arasında ise Itır Erhart, Sarphan Uzunoğlu, Dilara Koçak, Bahar Bayhan, Mehmet Tığlı ve Bego Demir gibi isimler yer alacak.

Ayrıca fütürist Ufuk Tarhan, oyun üreticisi Simay Dinç ve Istanbul Blockchain Women kurucularından Başak Burcu Yiğit, platformun kampanya filmlerine kendi “cam tavan kırma”, yani kariyerlerinde karşılaştıkları görünmez yapay engelleri, kısıtlamaları aşma hikayelerini anlatarak katılımcı kadınlara ilham kaynağı olacaklar.

EĞİTİMLER SONUNDA İŞ HAYATINA KATILIM

Söz konusu eğitimler sayesinde, çalışan kadınlar işlerini bir üst seviyeye çıkarma, henüz iş hayatına atılmayanlar ise hangi alanda uzmanlaşmayı tercih ettiğini fark etme ve yeni iş fikri geliştirme ile iş olanaklarını elde etme şansı buluyor.

Peki eğitimler sonunda katılımcı kadınlar iş hayatına nasıl atılacaklar?

Somut girişim de tam bu noktada şekilleniyor. Kadınlar, kazandıkları yetkinlikleri ürün veya hizmete dönüştürmek üzere Haziran ayında başlayacak olan “bootcamp” kurguları aracılığıyla çeşitli sorunlara çözüm üreterek “hayata karışmaya”, yetkinliklerini ürün veya hizmete dönüştürmeye teşvik edilecek.

Kelime kökeni olarak “acemi birliği”nden gelen “bootcamp”, sisteme yeni katılanların şartlara hızlıca adaptasyonu ve bireysel performanslarını en yüksek noktada tutmaları için yürütülen yüksek disiplinli bir eğitim programı olup günümüzde yazılımdan havacılığa dek birçok alanda gerçekleştiriliyor; eğitim ile profesyonel yaşam arasındaki boşluğu doldurmayı hedefliyor.

Bu proje çerçevesinde ise, üç gün sürecek olan Bootcamp Haftasonu Kampı ile proje grupları fiziksel olarak bir araya geliyorlar, profesyonel hayattan çevre edinme fırsatı yakalıyorlar.

Sürecin son aşaması olan Final Pitch ile finale kalan projeler sunumlarını gerçekleştiriyor ve projelerin hayata geçmesi için verilecek olan fondan yararlanıyor.

DİLARA KOÇAK: “SAĞLIK BİLİMİ ERKEK-EGEMEN”

Eğitmenler arasında yer alan beslenme uzmanı ve sürdürülebilir yaşam savunucusu Dilara Koçak, Gazete Duvar’a yaptığı açıklamada, “Beslenme bilimi daha kadın yoğun bir sektör ancak parçası bulunduğumuz sağlık sektöründe maalesef cam tavan kendini çok sert hissettiriyor. Bilim insanı kelimesini bile kabul ettirmekte zorlandığımız bir ortamda sağlık bilimi daha çok erkeğin domine ettiği bir durumda” diyor ve ekliyor:

Türkiye’deki akademisyenlerin yüzde 45’i kadın ama hiçbir üniversite bir kadının adını alamamış henüz. Ya da çok yakında yaşadığımız Covid-19 aşı konusu aslında bu durumun en üzücü örneklerinden. ‘Uğur Şahin ve eşinin geliştirdiği aşı’ değil, Dr. Özlem Türeci ve Uğur Şahin’in geliştirdiği aşı dediğimizde işte bu cam tavanları aşmış olacağız. Bu noktada Hayata Karışan Kadınlar projesini çok kıymetli buluyorum, kadın olarak bu görünmeyen ama varlığı bilinen engellerle karşılaşıldığı fakat artık bu engelleri yıkmanın zamanının geldiği savunuluyor. Beslenmenin iyileştirilmesinin, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için kritik öneme sahip olduğunu, aynı şekilde toplumsal cinsiyet eşitliğinin iyileştirilmesinin de beslenmenin iyileşmesine yol açacağını unutmamak gerekiyor.

Dilara Koçak

Öte yandan, “iklim dostu mutfak”, görece yeni bir uzmanlık alanı iken bu konuda kadınların ne tür sürdürülebilir iş modelleri geliştirebilecekleri merak konusu.

Koçak’a göre, sürdürülebilir bir iş geliştirme modeli için Birleşmiş Milletler’in tüm dünyaya çağrıda bulunduğu 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarının 12’sinin beslenme ile doğrudan ilişkili olduğu göz önünde bulundurulmalı.

Çözümlerin geleceği ve gezegene odaklanması lazım, bu noktada tarım hayvancılık ve su ürünleri, çevre dostu çözümleri ve artan nüfusun ihtiyacını karşılayacak üretim modellerine ihtiyaç duyuluyor. Kadınların doğaya dost ve kadın istihdamını arttıracak çözümler yaratacağına yürekten inanıyorum” diyor Koçak.

HA:AR İLE SANAT VE TEKNOLOJİ HARMANLANIYOR

Eğitimlerde Kültür, Sanat ve Eğlence modülünde, ilk sergisini 2018 yılında New York’ta açan ha:ar sanatçı ikilisi; heykeltıraş Hande Şekerciler ve yeni medya sanatçısı Arda Yalkın da eğitmenler arasında yer alıyor. Şekerciler ve Yalkın bir süredir resim, heykel gibi konvansiyonel yöntemleri video, animasyon, müzik ve hatta yapay zeka gibi alanlarla birleştirip özgün bir ifade biçimi sunuyorlar.

Gazete Duvar’a konuşan Şekerciler, “kültür-sanat sektörü kadınların çok daha fazla yer bulabildiği bir alan. Ne var ki heykeltıraşlık özelinde durum biraz değişiyor. Bedensel güce de oldukça ihtiyaç duyulan bir üretim biçimi olduğu için genellikle daha erkek egemen” diyor ve açıklıyor:

Dökümcülük, hırdavatçılık, kaynakçılık gibi üretimde işleri üçüncü kişilere delege etmeniz gereken alanların sadece erkeklerin elinde olması ise değil cam tavan doğrudan beton duvara çarpmanıza sebep oluyor. En basit örnek; bir kaynak makinası almaya gittiğimizde özelliklerini bile bana değil doğrudan Arda’ya anlatmaya başlıyorlar. Bir iş yaptırırken benim ne dediğimi çoğu zaman dinlemeyip, Arda bir şey dediğinde dikkate alıyorlar.”

Ha:ar (Hande Şekerciler-Arda Yalkın)
KADIN ELİYLE İLK BRONZ DÖKÜMHANESİ

Şekerciler, bu girişimiyle birlikte, bir yandan teknolojiyi çalışma akışına dahil ederken, hızlı fikirlerini hayata geçirmesini sağladı ve ustaları aradan çıkardı.

Hatta iş öyle bir hale geldi ki sanırım Türkiye’de bir kadın tarafından kurulan ve işletilen ilk bronz dökümhanesi benim. Bu bana inanılmaz bir özgürlük sağladı, Çünkü ne yaparsanız yapın, işinizi istediğiniz kadar iyi bilin ustalar, sadece kadın olduğunuz için, sizi asla dinlemiyor. Şu anda bir heykel tasarlarken, modellerken atölyeye dahi ihtiyacım olmuyor. MacBook, iPad ve hatta iPhone’la yapabiliyorum” diyor.

Üç boyutlu yazıcılar sayesinde heykelinin farklı versiyonlarının modellerini çok kısa zamanda, bir asistana ihtiyaç duymadan üretebilen, böylelikle tasarrufta da bulunan Şekerciler’e göre, bu tür işleri bir mobil cihazda dahi yapabiliyor olmak, üretim yapmak isteyen fakat kaynaklara erişimi daha kısıtlı olan kadınlar için çok önemli:

Aileler, tıpkı benim ailem gibi istediği kadar iyi niyetli olsun çocuklarına teknolojiyi ulaştırma konusunda halen ayrımcılar. En basitinden çocukluğum boyunca bana ait bir bilgisayarım olmadı. Bilgisayar abimindi ve ben o müsaade ettiği sürece küçük kardeşimle paylaşarak kullanabiliyordum. İlk kişisel bilgisayarımı kendim çalışmaya başlayınca alabildim. Fakat bugün kız ya da erkek her çocuğa bir telefon mutlaka alınıyor. Ve bu telefonlarda yaratıcı gücünüzü kullanabileceğiniz programları çalıştırabiliyor olmak, internete girip bilgiye ulaşabiliyor olmak bir şeyler üretmek isteyen kadınların elindeki çok büyük bir olanak diye düşünüyorum.”

Şekerciler gibi diğer eğitmenler de Hayata Karışan Kadınlar Platformu sayesinde bu şekilde kısıtlı imkanlara rağmen üretmek ve toplumsal yaşantıya katılmak isteyen kadınlara kendi hikayeleriyle ilham kaynağı olmak istiyor.