Seçimler yaklaşıyor malum. O sebeple şehirlerin muhtelif
yerlerinde afişler, bayraklar, el ilanları, binbir aday suratları,
binbir vaat ve tabii ki kaldırım taşları görüyorsunuzdur. Saydığın
maddelerin birçoğunun seçimle bağlantısını kurduk da kaldırım taşı
nedir demeyin. Kaldırım taşı, ülke siyasetinin en önemli
simgesidir. Nedir kaldırım taşı? Sakın ha yanılıp da üstüne basıp
geçtiğimiz şey demeyin. Kaldırım taşı ülkenin zihniyet
göstergesidir. Her seçim öncesi yenilenmesi de bundandır. Çünkü
yapanına çok para kazandırır. Kırılsa da kırılmasa da belli
aralıklarla değiştirirsiniz ki hem dostlar alışverişte görüp
belediye çalışıyor der hem de yandaşın kolay yoldan parasını
kazanır.
O yüzden sürekli kaldırım taşı değişir bu ülkede. Kaldırım taşı
gibi sistem de değişir tabii. O yüzden ne eğitimde tutunabiliriz ne
sağlıkta ne de sporda. Zira değişmeyen tek şey değişimin kendisidir
lafı bu topraklarda çok yanlış anlaşılmıştır.
Hem basketboldaki hem de futboldaki yabancı sayısı tartışması
kaldırım taşı etkisidir. Her gelen en az iki defa değiştirmeden
rahat edemez. O sebeple hiç aklınızı karıştırmayın. Bu
tartışmaların ne bir felsefi altyapısı ne bir düşünsel altyapısı
vardır. Tartışmaların hepsi de bu sebeple boştur. Zaman kaybı.
Efendim milli takıma oyuncu yetişmiyormuş da efendim kulüplerin
mali yapısı düzelsinmiş de... Geçiniz efendim bunları. Amacınız var
olan ve kırılmamış kaldırım taşını değiştirip iş yapmış gibi
gözükmekten başka bir şey değil.
Bir spor bakanı gelir, bir federasyon başkanı yerini devreder,
bir kulüp başkanı değişir, tüm sistem temelinden sarsılır. Sanki
kurumlarda devamlılık esas değilmişcesine yaşanır bunlar. Gözümüzün
içine baka baka yaparlar bunu. Sorgulatmazlar. Biz de
sorguladığımızı sanırız.
Ahkamlar ülkelere sığmaz. Büyük büyük kelimeler seçeriz,
sorsanız meramımızı en iyi biz anlatırız. Ama asıl söylenmesi
gerekeni söyleyemeyiz. Bu saçmalıkların, bu temelsizliğin tek
nedeninin ne olduğunu ifade edemeyiz.
Çünkü söylediğimiz sözlerin hepsi yeni sistemin gerekliliği ve
gereksizliği üzerine olur. Ama birimiz de çıkıp "Önce işin
felsefesi üzerine anlaşalım. Sonra gereksiz rakamları da
belirleriz" demiyor. Çünkü o zaman da derler ki felsefe yapma.
Gelin biz kaldırım taşlarıyla uğraşmayalım. Kaldırım neden
yapılmalı onun mantığına inelim. Bakın görün o zaman tablo nasıl
değişecek.