Kanal İstanbul bilirkişi incelemesi ikinci gününde: İlk durak Sazlıdere

Kanal İstanbul bilirkişi incelemesi ikinci gününde devam ediyor. Heyet bugün Kanal İstanbul projesi güzergahındaki 4 farklı bölgede inceleme gerçekleştirecek. İlk durak Sazlıdere.

Abone ol

İSTANBUL – Danıştay 4’üncü Dairesi’nin Kanal İstanbul projesinde yeniden bilirkişi incelemesi istemesinin ardından dün başlayan keşif, ikinci gününde devam ediyor.

21 kişiden oluşan bilirkişi heyeti, Kanal İstanbul güzergahında belirlenen toplam 8 noktada inceleme yapacak. Dün 4 etabı inceleyen heyet, bugün 4 etabı inceledikten İstanbul Bölge İdare Mahkemesi’nde incelemenin yapıldığına ilişkin tutanak tutacak. Heyet, daha sonra Kanal İstanbul keşfi için raporu hazırlamaya başlayacak. Davacı avukatların verdiği bilgiye göre ek süre istenmesi durumunda raporun hazırlanması aylarca sürebilecek.

SAZLIBOSNA'DA İNCELEME YAPILIYOR

Kanal İstanbul keşfinin ikinci gününde, heyet İstanbul’un su kaynakları ve su toplama havzaları olan Sazlıbosna’da inceleme yapıyor.

'İSTANBUL'UN 20-25 GÜNLÜK SU SEVİYESİ'

Bakanlık yetkilisi: "Sazlıdere Barajı'ndaki yeraltı akiferleri için çalışmalarımızı yaptık. Buranın yüzde 50'sinin korunmasını DSİ ile çalıştık. Detayları yürütüyoruz. Sazlıdere'nin en derin yeri 9 metre. Biz deniz seviyesinin altına ineceğiz. Baraj deniz seviyesinin üstünde, burada İstanbul'un 20-25 günlük su tutma seviyesi var. Buradaki su, toplam ihtiyacın yüzde 3'ünü kapsıyor."

'İÇME SUYU KAYNAKLARINI DEVRE DIŞI BIRAKIRSINIZ'

Çevre Mühendisleri Odası: "DSİ'nin görüşü var. Kanalın buradan değil batıdan geçmesi gerekiyor. Yani siz burada kanal yaparsanız içme suyu kaynaklarını devre dışı bırakırsınız ve sadece burası değil diğer su kaynakları da etkilenir."

'TARIMSAL AÇIDAN ÇOK DEĞERLİ'

Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Murat Kapıkıran, "Dava ettiğimiz konu çevresel ve sosyal etki değerlendirmesi. Sazlıdere büyük bir kamu maliyetiyle oluşturuldu. Burası Kanuni döneminden beri tarımsal açıdan çok değerli. Burada yaşayan halk tarım ve hayvancılıkla geçiniyor. Barajın her iki tarafı da verimli arazilerden oluşur. Sadece su htiyacı değl, toprağın yapısı, su canlıları açısından da önemlidir. Aynı zamanda burası kuş göç yolu."

Davacıların iddiasına göre, Kanal İstanbul yapılmayacak olsa, köprü ayakları bu kadar yüksek olmazdı. Böylelikle maliyeti 10 katına çıkararak kamu zararına neden olunduğu belirtildi: "100 yıllık br projeden bahsediyoruz, burayı kaldırıp Kırklareli'den su getirecekler. Metreküpü ne kadardan getirecekler? Bu kadar kamu kaynağının üç tane gemi geçsin diye harcanması doğru mu?"

İTİRAZA 'GEREKLİ ÇALIŞMAYI YAPTIK' YANITI

Proje aynı anda üç bölgeden kazılmaya başlanacak. Güney yani Marmara Denizi, kanalın ortası ve Karadeniz kıyısı. Kanalın akıntısının Marmara Denizi'ne jet hızı şeklinde akacağı ve denizde kirlilik yaratacağı, tuz seviyesinde değişiklik yaşanacağı itirazı yapıldı. Ancak Bakanlık yetkilileri, "Gerekli çalışmayı yaptık" yanıtı verdi.

'İLİÇ'TE OLANLARI GÖRDÜK'

TMMOB avukatı Ekin Öztürk Yılmaz, bilirkişi incelemesinin son etabında Bakanlık yetkililerine ÇED ile ilgili itirazlarını şu ifadelerle yöneltti: "Dünden beri söylenen, 'Şu önlemi alacağız, bunu yapacağız' denildi. Mühendislik faaliyetlerini yapabilirsiniz ama ne uğruna? Yolu kısaltmayacak, doğanın yüz binlerce yılda yarattığı dengeye yapay müdahale edeceksiniz. Uluslararası standartlarda hangi bölgeden hangi numune alındı, kim aldı, ne zaman aldı? Bilimsel ve teknik anlamda da güncel olup olmadığı değerlendirilmeli. ÇED raporlarında her şeyin mükemmel olduğu söyleniyor ama İliç'te olanları gördük. 9 canın hesabını kim verecek? Alınacak önlemlerin uygulanabilir olduğunu bilmemiz gerekiyor."

Saha incelemesinin sona ermesinin ardından heyet bölgeden ayrıldı. İstanbul Bölge İdare Mahkemesi'nde tutanak tutulduktan sonra incelemenin raporu beklenecek.