Kapalıçarşı ve Mahmutpaşa esnafı: Siftah yapana çeyrek altın veriyorlar

Kapalıçarşı ve Mahmutpaşa'da esnafın Haziran başındaki umutları AB'nin Türkiye'ye sınırları açmamasıyla hayal kırıklığına dönüştü. Çarşı çalışanlarına göre Türkiye’nin acilen vaka sayısını düşürecek önlemleri hayata geçirmesi ve hükümetin sınırların açılması konusunda diplomatik kanallara başvurması gerekiyor.

Abone ol

DUVAR - AB’nin Türkiye’ye sınırlarını açmayacağını duyurması İstanbul’un en turistik noktalarından Kapalıçarşı ve Mahmutpaşa’da endişeyle karşılandı. Satışların yok denecek kadar az olduğunu belirten esnafa göre sınırlar yakında açılmazsa daha kötü günler kapıda.

Avrupa Birliği (AB), korona virüsü önlemleri kapsamında kapattığı dış sınırlarını öncelikli olarak hangi ülkelere açacağını duyurdu. Seyahat kısıtlamasının kaldırıldığı 14 ülke arasında Türkiye bulunmuyor. Ülkelerin, AB Konseyi tarafından belirlenen “güvenli ülkeler” listesine girebilmesi için son 14 günde her 100 bin kişide tespit edilen vaka sayısının AB ortalamasına yakın ya da bu ortalamanın altında olması gerekiyor. AB’nin kriterleri arasında yer alan bir başka ölçüt ise vaka sayılarının son 14 gün içinde istikrarlı bir şekilde azalması.

Korona virüsü vaka sayılarında istikrarlı bir azalma kaydedemeyen Türkiye, Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) 2019 verilerine göre dünyanın en çok turist çeken altıncı ülkesi. Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre ise Türkiye’nin en çok turist çektiği 5 ülkeden 3’ü AB üyesi: Almanya, Bulgaristan ve İngiltere.

Kapalıçarşı ve Mahmutpaşa esnafı AB’den gelecek turistlerin pandemi nedeniyle ortaya çıkan ekonomik kayıpların telafi edilmesi için hayati önemde olduğunu belirtiyor. Gazete Duvar’a konuşan sektör çalışanlarına göre Türkiye’nin acilen vaka sayısını düşürecek önlemleri hayata geçirmesi ve hükümetin sınırların açılması konusunda diplomatik kanallara başvurması gerekiyor.

Beyazıt’ta bulunan tarihi Kapalıçarşı, İstanbul’un en önemli turistik merkezlerinden. 2019 yılında her gün 250 bin kişinin ziyaret ettiği tahmin edilen Kapalıçarşı, eski kalabalık günlerinden çok uzak.

“Mahmutpaşa’da siftah yapana çeyrek altın veriyorlar...”

‘1 HAZİRAN’DAN BERİ SİFTAHIMIZ BİLE YOK’

7 yıldır Kapalıçarşı’da geleneksel Osmanlı kostümleri satan bir dükkanda çalışan Hasan Türkmen, “Bizim ürünlerimizi en çok Türk dizilerinin hayranı olan Güney Amerikalılar alıyordu” diyor. Normalleşme sürecinin başladığı 1 Haziran’da dükkanı açtıklarını ifade eden Türkmen, “O günden bu yana tek bir siftahımız bile yok” diye konuşuyor.

“En az eylüle kadar satışlar bu şekilde devam edecek gibi görünüyor maalesef. Şu anda çarşıda gördüğünüz kişiler esnafların kendisi. Yani misafirler ya da turistler yok. Onlar olsa burada yürüyümezdiniz zaten.”

‘VAKA SAYISI ARTINCA İNSANLAR TEKRAR EVDE KALMAYA BAŞLADI’

Bir kuyumcu dükkanında çalışan Mehmet Fatih Özdemir’in sektörde 18, Kapalıçarşı’da 15. yılı. Haziran ayının ilk iki haftasının yeniden açılma heyecanıyla hareketli geçtiğini ancak 15 Haziran sonrasında işlerin durma noktasına geldiğini anlatıyor.

“Bunun birinci sebebi vaka sayılarının biraz daha yükselmesiyle pandeminin etkisini artırması. Bu düşmezse turist çekinir, gelmez. Bu yüzden insanlar tekrar evde kalmaya başladı. Bu yüzden satışlarımız ilk iki haftaya oranla yüzde 60-70 azaldı. İkinci sebebi ise yurt dışı müşteri beklentimizin gerçekleşmemesi. Uçuşlar yapılmadı ve beklediğimiz turist gelmedi. Kuyumcular yine iyi diyebiliriz. Çarşımızda kuyumcular dışında faaliyet gösteren yerlerin yarısı kapandı, açık olanlar da iş yapamıyor.”

 Mehmet Fatih Özdemir

‘HÜKÜMETTEN ÇOK ACİL ÇÖZÜM BEKLİYORUZ’

20 yıldır gümüş ve tekstil üzerine çalışan Halim Bey, yaklaşık bir aydır en fazla üç ya da dört kez satış yapabildiklerini ifade ediyor. AB’nin Türkiye’ye sınırlarını açmama kararıyla esnafın umutsuzluğa kapıldığını belirtiyor ve sınırların bir an önce açılması için diplomatik kanalların denenmesi gerektiğini vurguluyor:

“Görüyoruz ki Avrupa Birliği, Fas, Cezayir gibi ülkelere karşı sınırını açmışlar ama bize karşı açmamışlar. Bizim onlardan daha iyi olduğumuzu düşünüyorum. Ama biraz hükümetin de adım atması gerekiyor. Sınırlar açılmadan esnafı iyi günler beklemiyor. Müşterilerimizin yüzde 98’i yabancı, hükümetin bu konuda alacağı kararlarla ilgili beklenti içindeyiz. Bu işe acil bir çözüm bulurlarsa çok değerli olur. Çünkü haziran, temmuz, ağustos bizim en güzel iş yaptığımız ve bütün yılı bizim için kurtaracak aylardır.”

‘DEVLET KİRAYA DESTEK VERSİN’

Emirhan Tatar, 2016 yılından beri Kapalıçarşı’da turistlerin saray kostümleriyle poz verdiği bir fotoğraf dükkanı işletiyor. Müşterileri, özellikle Arap ve Güney Amerikalı turistler. “İşler nasıl gidiyor” sorusuna şöyle yanıt veriyor: “Pandemiden sonra hiçbir iş yolunda gitmiyor. Uçuşlar başlamadı, turist gelmiyor, devlet kiraya destek çıkmıyor. Peki biz nasıl ödeyeceğiz? Birinci ağızdan duyduğum bildiğim kadarıyla temmuz da böyle geçerse ağustosta bırakacak insanlar var. Başka çaresi kalmadı çünkü. Bu durumu çözmek istiyorsak ülkelerle anlaşmamız gerekiyor. Devlet ülkelerle anlaşıp uçuşları başlatmalı. Haftada bir tane Somali’den bir tane Filistin’den uçak kaldırsan ne olur? Gelen 200-300 kişi ekonomiyi nasıl canlandırsın?”

‘BUNLAR İYİ GÜNLERİMİZ’

Peki, Kapalıçarşı’da bulunan yeme içme mekanlarında durum nasıl? Sorumuzun cevabını almak için pastahane ve lokantaların olduğu bölüme gidiyoruz. Ünlü bir lokanta zincirinin Kapalıçarşı’daki şubesinde çalışan Ramazan Kavak, “Bunlar iyi günlerimiz, çok daha beter olacağız” diyor. Restoranlardaki boş masaları gösteren Kavak, işyerleri açılsa da arz talep dengesi sağlanmadan normalleşme sürecinin başarılı olamayacağını savunuyor.

"Pandemiden sonra hiçbir iş yolunda gitmiyor. Uçuşlar başlamadı, turist gelmiyor, devlet kiraya destek çıkmıyor. Peki biz nasıl ödeyeceğiz?"

“1 Haziran’dan önce evde yatıyorduk, şu anda da dükkanda yatıyoruz. Şimdi insan kendi kendine soruyor, ‘Uçuşlar açılırsa bu sorun çözülecek mi?’ İşleri pandemiden etkilendiği için borçlanan, ödemelerini erteleyen birçok insan var. Bu kişiler borçlarına rağmen ‘Hadi ben Türkiye gidip bir tatil yapayım’ diyecekler mi bunu da düşünmek lazım. Herkes önce borçlarını öder ihtiyaçlarını karşılar. O yüzden ben bu sürecin daha da uzayacağını düşünüyorum, bir yıldan önce eski haline dönmez.”

‘DÜŞÜNÜN ÜÇ KATLI MAĞAZADA BİR KAT ABİYE SATILMIŞ’

Kapalıçarşı’dan sonraki durağımız Mahmutpaşa Yokuşu, kalabalık olmasa da hareketli. En çok nişan, düğün, kına, çeyiz alışverişi için tercih edilen Mahmutpaşa, asıl olarak turizmle ayakta duran semtlerden. İlk olarak abiye ve gelinlik satan bir mağazada çalışan Tolga ve Nazan’la konuşuyoruz. Şu anda 31 yaşında olan Tolga, 16 yaşından beri bu işi yapıyor. Nazan ise sektörde 25. yılını tamamlamak üzere.

Mahmutpaşa’yı en çok Arap turistlerin ve Almanya, Hollanda, Belçika gibi ülkelerden gelen gurbetçilerin tercih ettiğini söyleyen Tolga, “Düşünün üç katlı mağazada sadece bir kat abiye satılmış. Bizim burası, Kapalıçarşı, Mısır Çarşısı hep turiste bağlı, turist olmadan bir şey yapamazsınız. Turist asgari ücret kazansa bile burada o para 4-5 kat değerleniyor. Haliyle turist de bu parayı harcıyor. Asgari ücret alan yerli bizden pek bir şey alamaz” diyor.

Nazan ise durumun vehametini anlatmak için “Mahmutpaşa’da siftah yapana çeyrek altın veriyorlar” diye konuşuyor.

“Hiçbir şey olmadı, söylenenlerin hepsi kuşlar gibi havada uçuştu. Ne müşteri var ne yabancı geldi. Devletin bize sağladığı olanaklara bakıyorsun hiçbir şey yok. 25 yıllık çalışanım aldığım kısa çalışma ödeneği asgari ücret kadar. Ben zaten asgari ücret kadar kira ödüyorum, üç tane de çocuğum var. Aldığımı kiraya verirsem nasıl geçineceğim?”

‘DÜĞÜNLER BAŞLIYOR, UMUTLUYUZ’

31 yıldır tesettür abiyeler satan bir mağazada çalışan Zeliha Yıldız, “Almasa da gelip soran insanlar son birkaç günde arttı, bu da bir şeydir” diyor. Zeli Hanım, düğünlerin başlamasıyla en azından iç talepte bir artış olacağını umuyor. “Normalde günde 20 parça satıyorsan şu anda 5-6 parça ile kapatıyoruz. İnşallah önümüzdeki günlerde satışlar olacak diye umutluyuz.”

Abdul Rezzaki

Abdul Rezzaki ise yaklaşık 10 yıldır Mahmutpaşa’da çeyiz ürünleri satıyor. “Esnafın hepsi ağlıyor, sattığımız bir parça mal” diye başladığı sözünü şöyle tamamlıyor: “İnsanlar haklı, bu hastalıktır. Ama ne yerli geliyor ne yabancı. Mahmutpaşa’yı ayakta tutan Araplar, bir an önce Araplara kapılar açılırsa biz bu sıkıntıyı yeneriz.”