Karakolda ‘bulunan’ Yılmaz’ın eşi: Susturuluyorum

Ankara'da yaklaşık 8 aydır kayıp olan ve karakolda bulunan Mustafa Yılmaz’ın eşi Sümeyye Yılmaz eşiyle görüştü. Eşinin 20-25 kilo kaybettiğini, ‘saklandım’ dediğini ve ısrarla avukat istemediğini belirten Sümeyye Yılmaz, “Ben ‘Eşin istemiyor’ denilerek susturuluyorum. Eşimin, avukatımı sadece birkaç dakika dahi görmesine fırsat verilmiyor” dedi.

Abone ol

ANKARA - Ankara'da şubat ayında evinin önünden kafasına çuval geçirilerek kaçırılan Mustafa Yılmaz’ın ailesine Karapürçek Karakolu'nda 'bulunduğu' bildirildi. Eşiyle görüşen Sümeyye Yılmaz İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi’nde eşinin durumuna ilişkin açıklama yaptı.

Eşinin 20-25 kilo zayıfladığını ve ısrarla avukat istemediğini kendisine söylediğini belirten Yılmaz, "Eşim de, daha önceden bırakılan 4 aileye yapılan taleplerle aynı taleplerinin olduğunu ve yerine getirmemi istedi. Diğerlerinde olduğu gibi 8 ay boyunca kendisinin bir yerde saklandığını söyledi. Avukat istemediğini, kendisiyle ilgilenecek bir avukatın beni arayacağını söyledi. Bu benzerlikler kaçırılma olaylarının tek elden birileri tarafından yürütüldüğünü göstermektedir" dedi.

'BEN SAKLANDIM DEMESİ İNANDIRICI DEĞİL'

Eşiyle ilgili birçok çelişkinin ve cevaplayamadığı sorunun ortaya çıktığını belirten Yılmaz şunları anlattı: "Eşim madem iletişim araçları olmaksızın saklandı o zaman onun için yaptığım bu girişimleri nasıl öğrendi? Diyelim ki bir şekilde öğrendi ve öğrenebilme fırsatı vardı o zaman biz böylesine derbeder olurken neden haber göndermedi? Benim tüm iletişim bağlarım açıktı ve eşim numaramı ezbere bildiği için bana ulaşabilirdi. Biz 245 gün boyunca karanlıkta yaşadık, ki ona da yaşamak denirse. Şimdi de eşimin çıkıp da ‘Ben saklandım’ demesi inanın hiç inandırıcı değil ve buna inanmıyorum. Eğer iddia edildiği gibi eşim saklandıysa o zaman benim adli ve idari kurumlardan istediğim taleplerim neden etkili şekilde karşılanmadı? Saklanmaya karar verdiyse bize neden haber vermedi? Eşim kaçırılmadan 42 gün önce yargılanmış ve dosyası şu an istinafta. Buna rağmen bir arama kararı olup olmadığını öğrenebilmesi mümkün müdür? Böyle onlarca çelişkili durum varken ben, eşimin ‘saklanıyorum’ dediği ifadeye nasıl inanayım?"

‘TEHDİT ALTINDA YAPILDIĞINI DÜŞÜNÜYORUM’

Eşinin bu süreçte yaşadıklarını anlatmaması için tutuklanabileceğini söyleyen Yılmaz, görüşmesi sırasında da ısrarla 'Avukat istemiyorum. Seni bir avukat arayacak' dediğini aktardı. Yılmaz sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ben, eşin istemiyor denilerek susturuluyorum. Eşimin, avukatımı sadece birkaç dakika dahi görmesine fırsat verilmiyor. Nedeni ise 'eşim istemiyormuş!' Bunlar topu eşime atma politikaları ve yine bir şekilde her şey kılıfına uyduruluyor. Bakın, karşımda mücadele ettiğim kişiler çok güçlü. Ellerinde bütün imkânları var. Eşimin kendi saklandığı iddiasını kanıtlamak için her şeyi yapabilme fırsatları var. Ben normal bir vatandaşım. Her şey ayan beyan ortadayken eşimin ‘saklanıyorum’ demesi ve hatta çektiyse de bununla ilgili video çekmesi eşimin gerçekten saklandığının delili değildir. Bunların tehdit altında yapıldığını düşünüyorum. Eşimle ilgili hukuki sürecin kaçırıldığı günden itibaren başlatılması gerekiyor, sadece gözaltına alındığı süreç itibariyle değil. Bu bağlamda adli ve idari kurumlara büyük sorumluluk düşmektedir. En büyük insan hakkı ihlallerinden olan zorla kaybedilme vakasında mağdur edilen eşimin dosyasını kaçırıldığı günden itibaren başlayarak etkin ve etkili şekilde yürütmelisiniz. Zorla kaybedilme insanlığa karşı işlenen suçlar olup zaman aşımı yoktur. Bu suçlara ortak olamamalısınız.”

'BU ADALET ADALET DEĞİL'

Karakolda 'bulunan' Yılmaz’ın annesi Nevim Yılmaz ise "Bulunduğu haberini aldığımız için birazcık mutluyuz. 8 aydır perişan olmuştuk. Bu dönemde aldığımız haberle mutluyuz ama bu olayların ardından sadece adalet istiyoruz. Bu adalet, adalet değil. Önceden benim çocuğum suçluydu ise neden bırakıldı? Neden bu süreç yaşandı? Bizi neden bilgilendirmediler? İnanın şuraya gelirken gözaltına alacaklar diye korkarak geldim. Naci Bostancı’dan bir ay boyunca randevu istedim ama Meclis’e gittiğimde beni Meclis’e koymadılar. Kalk git Meclis’in önünden dediler. Burası milletin Meclis’i değil mi?" diye sordu. (DUVAR)

Sezgin Tanrıkulu: Kaçırılanların davası da kaçırılıyor

Ankara'da MİT'e özel mahkeme kuruldu