Karamollaoğlu: Arkadaşlar hep görüntüye oynadı, binayla ülke güçlenmez

SAADET lideri Temel Karamollaoğlu, 2022 bütçesine dair görüşlerini açıkladı. Karamollaoğlu, "Saadet Partisi olarak 20 haftada her alanda gözle görülür bir iyileşmeyi gerçekleştiririz" dedi.

Abone ol

DUVAR - Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında iktidarın ekonomi politikalarını eleştirdi. "Dövizle baş edemeyen iktidar, Türkiye’yi güya 'Çin modeli' ile kalkındıracakmış. Bu 'Çin sevdası' bugün değil, çok daha önceden başlamıştı bu arkadaşlarda. 19 yılı geride bırakan bir iktidarın, 20. yılında Türkiye'ye önerdiği model bu mu olmalıydı?" diyen Karamollaoğlu'nun açıklamalarından başlıklar şöyle:

'FAKİRLEŞTİREN BÜYÜME' TARİHE GEÇECEK: Ekonomiye gelirsek, anlaşılan bugünkü iktidar, "fakirleştiren büyüme tezi"ni hayata geçiren ilk iktidar olarak tarihe geçecektir! Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı'nın verilerine bakıldığında; GSYH büyüme rakamlarına göre, dikkatinizi çekerim "rakamlara göre" diyorum, 2013 yılından bu yana, 2019 yılı hariç, her yıl büyümüşüz. Peki, bu büyüme rakamı refahımızı artırdı mı? Yoksa insanımızı daha da fakirleştirdi mi sorusunun cevabı mühimdir aslında? Ya da toplumun seçilmiş, imtiyazlı, iktidarla bağı güçlü küçük bir kesiminin zenginleşmesi pahasına, toplumun büyük bir kısmı fakirleşti mi? Bu sorunun cevabı net olmalıdır. Paramız pul, ülkemiz pazar oldu! Bulgarlar, Trakya illerimize, İranlılar Doğu illerimize artık günlük alışverişe geliyorlar. İstanbul, Antalya, Muğla yine aynı şekilde pek çok ülke vatandaşının akınına uğruyor. İnsanımızın fakirleştirilmesine, büyüme diyenler bu duruma da "turizm şahlanıyor" diyeceklerdir; ki diyorlar da zaten! Sadece bununla sınırlı kalmıyor bu durum. Türkiye, birilerinin iştahını kabartan bir ülke haline getirildi.

230 AYDA YAPAMADIKLARINI 6 AYDA NASIL YAPACAKLAR? Ne diyordu geçmişte Sayın Erdoğan; “Para, tıpkı bayrak gibi tıpkı milli marş gibi bir ülkenin gücünü, itibarını, bağımsızlığını simgeler. Paranın itibarı milletin itibarıdır” Gelin görün ki; itibarımız her geçen gün örseleniyor, hem de iktidar bunu bilerek ve isteyerek yaptığını ifade ediyor artık! Bu duruma da, yeni bir kılıf uydurma, telaşındalar şimdi! Dövizle baş edemeyen iktidar, Türkiye’yi güya "Çin modeli" ile kalkındıracakmış. Bu "Çin sevdası" bugün değil, çok daha önceden başlamıştı bu arkadaşlarda. 19 yılı geride bırakan bir iktidarın, 20. yılında Türkiye'ye önerdiği model bu mu olmalıydı? Bir türlü makûlu bulamıyor bu arkadaşlar, en büyük problemleri de bu; dünden bugüne değişimleri arasındaki açı farkı hep 180 derece! Bir tren bu hızla makas değiştirirse, sonu ne olur hepimiz tahmin edebiliyoruz. 6 ay önce bugünler için "uçacağız, herkes bizi kıskanacak" diyenler şimdi yine 6 ay sonrası için hayal satıyor! 230 aydır iktidarda bulunan bu arkadaşlar, bu süre boyunca yapamadıklarını nasıl olacak da bu 6 ayda yapacaklar? 20 yıllık bir iktidarın, "6 ay vaadi" sadece ama sadece komiktir.

20 AYDA ÜLKEMİZİ RAHATLATIRIZ: Biz Saadet Partisi olarak, değil 20 yılda, 20 günde ülkeye hâkim olan iklimi değiştirir, 20 haftada her alanda gözle görülür bir iyileşmeyi gerçekleştiririz. Geçmişte 11 aylık koalisyon dönemimizde çok şeyi başardık, şimdi de 20 ayda insanımızı, ülkemizi rahatlatacak adımları atarız Allah'ın izniyle… 20 yılda neler yapabileceğimizi ise bu iktidarın havsalası dahi almaz, alamaz! Bu arkadaşlar hep görünüşe görüntüye oynadılar, milletin gözünün göreceği yatırımlara kaynakları tahsis ettiler, ülkeyi zengin gösterecek politikalar yürüttüler; yollar, büyük binalar… Bunlar bir ülkeyi güçlendirmez, sadece güzel gösterir arkasında yatan borç o ülkeyi perişan eder bugün olduğu gibi. O binalarda oturanlar rahat edemezler, gelirleri yetmez.

HALK DEĞİL RANT BÜTÇESİ: Muhterem arkadaşlar; hepimiz takip ediyoruz, Meclis'te bütçe görüşmeleri devam ediyor. Bütçeler, iktidarların yol tutuş ve iş yapış tarzının en net göstergelerinden birisidir. Bu bütçeyi incelediğimizde gördüğümüz tablo ise üzücüdür. Bu bütçe halk bütçesi değil rant bütçesidir. Faiz giderleri yine büyük artış gösterecek. 2022 yılında 240 milyar lira faiz ödemelerine harcanacak. Bu harcama 2023 yılında 290 milyar liraya, 2024 yılında ise 320 milyar liraya yükselecek. Böylece 2024 yılında bütçe giderlerinin yüzde 14,8’ini faiz ödemeleri oluşturacak. Kazancın yüzde 15’i doğrudan faize gidecek demektir. Bu bütçede. Emekli yoktur. Asgari ücretli yoktur. Memur, işçi, emekçi yoktur. Kıt kanaat ayakta durmaya çalışan esnaf ve sanatkar yoktur. Çiftçi, üretici yoktur. Toplumun tamamı yok bu bütçede, küçük bir mutlu azınlık dışında. Alım gücü her geçen gün düşen insanımızın derdine derman olacak bir kalem yoktur! Aslan payı her yıl olduğu gibi bu yılda rantiyeye ve bir avuç mutlu azınlığa aktarılacaktır. Çiftçimizin, KYK borcundan dolayı haciz gönderilen üniversite mezunu gençlerimizin borçlarını, en azından faiz yükünü sırtlarından alacak bir irade yoktur bu bütçede! Yine en çok faiz lobisi ve bankalar kazanacaktır. Rakamlar bunun habercisidir. Özetle 2022 bütçesinde, bu iktidarın ülkeyi düze çıkarabileceğine dair hiçbir emare ve ümit ışığı görülmemektedir.

BU KRİZİ BİZ ÇÖZECEĞİZ: Artık çok net anlaşılmıştır; AK Parti iktidarda kaldığı sürece, emeğimiz her geçen gün ucuzlayacak, ekmeğimiz küçülecek, kemerlerimiz daha da sıkılacaktır. AK Parti hükümeti şimdi Katar’la ve diğer körfez ülkeleriyle görüşerek bu krizi hafifletecek bir pansuman aramanın telaşındadır. Hiçbir pansuman, elinizdeki kör bıçakla açtığınız bu büyük ekonomik yaraya fayda veremez. Hiçbir merhem, bu yaranın kanamasını durduramaz. Ama biz, sizin ortaya çıkardığınız bu krizi çözecek ve milletimize çok kısa bir zamanda rahat bir nefes aldıracak politikaları uygulamaya koyacağız. Yetkiyi devraldığımızda ilk işimiz, kapattığınız Devlet Planlama Teşkilatı’nı yeniden ve güçlü bir şekilde açmak olacak. Hemen sonra da devletin her kademesindeki israfı ortadan kaldıracağız. Döviz garantili projelerin hepsini gözden geçirip, suiistimallere son verecek ve kesinlikle geçiş garantilerini Türk lirasına çevireceğiz. Keyfi hiçbir ödemeye fırsat verilmeyecek. Aciliyeti olmayan tüm kamu ihalelerini durduracağız. Hukukun üstünlüğünü sağlayacak, güven ortamını yeniden inşa edecek adımları, hızlı bir şekilde atacağız. Çünkü ekonomi her şeyden önce güven ve istikrar ister… Çiftçiler başta olmak üzere üreten kesim için vergi ve borçları yeniden yapılandıracağız. Vergileri mümkün olan en asgari seviyeye indireceğiz. İstikrar odaklı makroekonomi ve finans politikalarını hızlı bir şekilde uygulayacağız. Borca, faize ve israfa dayalı ekonomi anlayışına son verecek, üretim ve istihdamı esas alan bir ekonomi modeliyle yolumuza devam edeceğiz. Bunlar yapılsın emin olun çok kısa zamanda Türkiye’de şartlar normale dönecektir. (HABER MERKEZİ)