Karamollaoğlu: Hamas'ı terör örgütü olarak mütalaa etmiyorum
Gazetecilerle bir araya gelen Saadet Partisi lideri Karamollaoğlu, AK Parti’nin İstanbul’da yapacağı Filistin mitingi için, “Tayyip Bey şov yapmak istiyor. İktidar partileri miting yapmaz" dedi
ANKARA - Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu partisinin genel merkezinde gazete, televizyon ve internet haber sitelerinin Ankara temsilcileri ile bir araya geldi.
İsrail-Gazze arasındaki çatışmaları değerlendiren Karamollaoğlu, AK Parti’nin İstanbul’da yapacağı Filistin mitingini, “Tayyip Bey şov yapmak istiyor. İktidar partileri miting yapmaz, politika oluştururlar. Miting yersizdir” sözleriyle eleştirdi, Kürecik’in kapatılması gerektiğini söyledi.
Altılı Masa’nın seçim yenilgisini, “Başarısızlık var ama bu hezimet değil” sözleriyle değerlendiren Karamollaoğlu, yerel seçimler içinse dirsek teması olabileceğini kaydetti. Muhalefetin dağınıklığına işaret eden Karamollaoğlu, “Bir dağınıklık var, aynı istikamete yürümüyor muhalefet. Bundan dolayı da vatandaşta bir hayal kırıklığı var diye düşünüyorum. Telafi edilir mi? Mahalli seçimler genel seçimler gibi değil. İktidar değişmeyecek, ama mahalli seçimlerde muhalefetin göstereceği başarı iktidarın kendisine çeki düzen vermesini sağlayacaktır diye ümit ediyorum” dedi.
Karamollaoğlu’nun başta Filistin olmak üzere gündemdeki gelişmelerle ilgili sorular üzerine değerlendirmeleri özetle şöyle oldu:
HAMAS’I TERÖR ÖRGÜTÜ OLARAK MÜTALAA ETMİYORUM: Meseleyi 1947-48 İsrail’in kuruluşundan itibaren değerlendirirsek İsrail fiilen şu an üzerinde yaşadığı toprakların tamamını işgal etti. BM kararlarına uymadı. Arkasında ABD gibi güçlü bir devlet olunca mücadele hakları gasp edilen insanların kendi haklarını savunabilmek için bir çaba içine sürüklenmelerine vesile oldu. Filistinliler kendi topraklarına sahip çıkıyorlar. Bunlar gayrimeşru ilan edilince kendilerini gizleme ihtiyacı duydular. Hamas dediğimiz, Filistin direniş örgütü. Bunun Abbas tarafından teslim edilen bir aleni tarafı var, bir de topraklarımız zorla işgal edilirse özellikle Gazze bölgesinde, direnecek bir grup var. Bunlara da Hamas tarifi kullanıldı ve İsrail tarafından gayrimeşru ilan edildi. İsrail kendi hareketlerinin gayrimeşruluğunu düşünmüyor, burası bizim diyor. Bunun da “vaadedilen topraklar” olduğunu ileri sürüyor. Hamas da “hayır” biz yüzlerce senedir buradayız, topraklarımızı müdafaa edeceğiz” diyor. Ben Hamas’ı böyle görüyorum. Bundan dolayı da terör örgütü olarak mütalaa etmiyorum. Sayın Erdoğan da bunu son konuşmasında açık olarak ifade etti.
İKTİDARLAR MİTİNG YAPMAZ, POLİTİKA OLUŞTURUR, MİTİNG YERSİZ: İstanbul’da bir miting tertip ediyorlar. Bu benim garibime gitti. Tayyip Bey orada bir şov yapmak istiyor. “Bakın biz milyonları topluyoruz. Vatandaşların haline tercüman oluyoruz. Bizi destekliyorlar” mesajını vermek istiyor. Tayyip Bey politikayı klasik anlayışımızdan farklı yürütüyor. Bu da onlardan biri. İktidar partileri miting yapmaz, halk miting yapar. Tayyip Bey bu mitingi kendisi değil de kendi organları tertip etmiş olsa bir derece anlayabilirdik. Hayır, Tayyip Bey bu mitingi biz tertip ediyoruz, diyor, burada bir güç gösterisi yapmak istiyor. Bundan dolayı da bizim tavrımız iktidarlar miting yapmazlar, iktidaralar politika oluştururlar. Bundan dolayı da bu miting yersizdir diye düşünüyoruz. Mitinge genel bir davet oldu, özel bir davet gelmedi. Davet açık olduğu de özel bir davet gönderileceğini zannetmiyorum.
KÜRECİK GİBİ BİR YERİN TÜRKİYE’DE OLMAMASI GEREKTİĞİ KANAATİNDEYİM: ABD Batı bloğunun en güçlü ülkesi. Son zamanlarda farklı politikaların gündeme geldiğini ve giderek radikalleştiğini, demokrasi meselesinde de farklı havaya büründüğü kanaatindeyim. Oradaki şartları dikkate alarak Filistin ve Gazze’yi ateşe atmak ABD’nin yapacağı en büyük hataydı. Dünya harbine vesile olacak adımları atıyor ABD. İnsan katliamınca cevaz veriyor. ABD bizim müttefikimiz idi, ama şu anda bizim müttefikimiz olduğu kanaatinde değilim. Karşı cephelerdeyiz. Küreciğin kapatılması lazım kanaatimce. Bizim memleketimiz içinde bize karşı tavır sergileyeceksiniz! ABD, kendi politikalarına yeniden çeki düzen vermek mecburiyetindedir. Ben Kürecik gibi bir yerin Türkiye’de olmaması gerektiği kanaatindeyim artık.
İSVEÇ’LE İLGİLİ MÜSPET TAVIR SERGİLEMEYİZ; OYLAMA SÜRECİNDE TEKRAR MÜTALAA EDERİZ: İsveç’in NATO üyeliği… Bugünkü şartlar altında, buna sıcak bakılmaması gerektiğine inanıyorum ama hükümet de hem nalına hem mıhına gider gibi, bir yerde böyle bir adım atılıyorsa destek verelim, siz de bize belli imkanlarınızı kullandırın manasında bir tavır sergileyecek gibi görünüyor. Biz bu noktada müspet bir tavır sergilemeyiz. (Oylamada tutum ne olacak) O günkü şartlara bir defa daha bakacağız. Geçen bir oylamada (tezkere) serbest bıraktık milletvekillerimizi. Burada benzer bir tavır olmaz ama bu meseleyi tekrar bir defa daha mütalaa ihtiyacını duyarız.
NATO haksızlık karşısında sustu, katliamlara onay verdi, destek verdi. Biden dahil herkes gitti, desteğini ilan etti. İyi ki biz gitmedik. Burada açıkça bir cinayet işleniyor, katliam yapılıyor. Eğer NATO bu hüviyeti kazanıyorsa, çıkalım NATO’dan çok daha iyi olur. Biz de NATO’ya hep soğuk baktık. Biz NATO’nun uşağı kölesi olamayız. NATO’ya destek vereceğiz ama NATO bizim başımız sıkıştığı zaman yanımızda olmayacak, buna rıza göstermek doğru değil. Bundan dolayı da biz NATO tek taraflı olarak eğer İsrail’in yanında olur, zulmüne İsrail’in onay veriyoruz derse, biz onların yanında olmayız.
İNCİRLİK’İN BİR HÜKMÜ KALMADI: Kanaatimize göre İncirlik’in bir hükmü kalmadı. Özellikle FETÖ kalkışmasından sonra İncirlik onların adeta üssü haline gelmişti. İncirlik’te şu an ne var bilmiyorum.
ABD’NİN 51. EYALETİYMİŞ GİBİ MUAMELE GÖRMEYE RAZI DEĞİLİZ: (ABD kongresinde Türkiye’ye yaptırım taslağı hazırlanıyor) ABD, Türkiye’yi sıkboğaz etmek için çok ciddi adımlar atıyor. Türkiye’de kendi tedbirlerini almak zorunda. Biz ABD’nin 51. eyaletiymiş gibi muamele görmeye razı değiliz. Kendi ayaklarımız üzerinde durmak mecburiyetindeyiz, kendi sanayi altyapımızı oluşturmak zorundayız.
MECLİS BAŞKANLIĞI CUMHURBAŞKANINA BAĞLI BİR MAKAM DEĞİL: Biz bir grup oluşturduk bize bir yer veremediler. Meclis Başkanı yer bulamadı. Bir parti genel başkanı biz yer verebiliriz dedi. Bunun için Bahçeli’ye müteşşekiriz, kendisine teşekkür ettik. Bunun Meclis Başkanının çözmesi icap ederdi. Meclis Başkanlığı Cumhurbaşkanına bağlı bir makam değil. Ama aynen öyle davrandı. Ver denilmediği için vermedi. Böyle şey olur mu? Bu yaklaşım doğru değil.
CHP İÇİNDEKİ KAVGANIN NEDENİ İÇ MUHALEFET: Muhalefet görevini yaptı mı? Sesimi yükseltmek istemedim. Lüzumsuz münakaşa olsun istemedim. Aslında daha önce yapılan anketlerde Altılı Masa’nın seçimlerde başarılı olacağı görünüyordu. Seçime birkaç hafta kala yüzde 51.6 rakamını arkadaşlarımız gördüler. Hem Cumhurbaşkanlığı seçimi kazanılacak, hem de Millet İttifakı Meclis’te çoğunluğu elde edebilecek gibi görünüyordu. Öyle çıkmadı. Neticede 48-49-51-52 arasında bir farklılık gündeme geldi. Bunu parti içinde birbiriyle kavgalı olanlar abartma yoluna gitti. CHP içinde meydana gelen kargaşayı böyle görüyorum. İç muhalefet var.
BAŞARISIZLIK VAR AMA BU HEZİMET DEĞİL: Ben aynı kanaatte değilim. Yüzde 48 bile olsa, bunun bir hezimet olduğunu düşünmüyorum. Son yıllara kadar böyle bir neticeyi muhalefet hiç alamadı. Ben her şeye rağmen kılpayı kaçırdı diye düşünüyorum. Eğer şartlar devam etmiş olsaydı, biz bu seçimde başarı göstermiş olabilirdik. Evet bir başarısızlık var ama bu anlaşılabilir bir başarısızlık, hezimet değil. Şahsi çekişmelerden dolayı bu hezimetmiş gibi karşılık gördü CHP içinde.
MAHALLİ SEÇİMLER BİZİM VATANDAŞ ÜZERİNDE NASIL BİR İNTİBA DOĞURDUĞUMUZUN İŞARETİNİ VERECEK: Altılı Masa’da da Meral Hanım da farklı bir politika izledi. Son zamanlardaki gelgitler ister istemez vatandaş üzerinde bir güvensizliğin doğmasına da vesile oldu. Bunu da görmek lazım. Ben o noktanın üzerine gitmeyi doğru bulmuyorum. Belli süre birlikte politika yürüttüğümüz arkadaşımız, bir siyasi parti. Ama bu kendilerine fayda sağladı mı, sağlamadı mı, onu şu anda takdir etmemiz mümkün değil. Bunlar seçimlerde görünür. Ama parti içinde birtakım çekişmelerin olduğuna şahit oluyoruz. 5 ay sonra mahalli seçimler var. Mahalli seçimler bizim vatandaş üzerinde nasıl bir intiba doğurduğumuzun işaretini verecek. Ondan sonra 4 seneden uzun seçim olmayacak. Onun için de bekleyip göreceğiz.
MUHALEFET DAĞINIK, AMA MAHALLİ SEÇİMLERDE MUHALEFETİN GÖSTERECEĞİ BAŞARI İKTİDARIN KENDİSİNE ÇEKİ DÜZEN VERMESİNİ SAĞLAYACAKTIR: Gereksiz ve lüzumsuz çekişmeler vatandaşta bir tedirginlik meydana getirdi. Vatandaş biraz daha farklı bir beklenti içinde olabilir. Ama muhalefetin yapabileceği iş sadece muhalefet yapmaktır. Muhalefet iktidarı ille de etkilemek gücüne sahip değildir. Evet Meclis’te farklı bir tablo var. Hiçbir siyasi parti tek başına Meclise hükmedemiyor. AK Parti yüzde 36 ile ancak temsil ediliyor, MHP yanında olduğu zaman 300’ü geçebilip karar alabiliyor. Bunlar dikkate alınacak mutlaka. Bunun yanında muhalefet aslında daha becerikli gözükebilecek iken o gücünü kaybetmiş görünüyor. Bir dağınıklık var, aynı istikamete yürümüyor muhalefet. Bundan dolayı da vatandaşta bir hayal kırıklığı vardır diye düşünüyorum. Telafi edilir mi? Mahalli seçimler genel seçimler gibi değil. İktidar değişmeyecek, ama mahalli seçimlerde muhalefetin göstereceği başarı iktidarın kendisine çeki düzen vermesini sağlayacaktır diye ümit ediyorum.
SEÇİMLER BİTTİ, ALTILI MASA BİTTİ; YEREL SEÇİMLERDE DİRSEK TEMASI OLABİLİR: Bütün seçim bölgelerinde kendi amblemimizle seçime gireceğiz, dirsek temasını da bırakmayacağız, dedik. Anlaşmalar yapıldığı takdirde bazı seçim bölgelerinde farklı tavır sergileme imkanı ortaya çıkabilir. Yalnız, kanaatime göre artık 6’lı masadan bahsetmek doğru bir ifade olmaz. Seçimler bitti, Altılı Masa bitti. Arkasından gelen kavgalar da bunun bittiğinin yüksek sesle terennüm edilmesi. Bizim tavrımız belli. Gelecek Partisi ile Mecliste gruba sahip olduğumuz için daha yakın irtibatımız var. Seçime giderken mutlaka birlikte bu konuları görüşeceğiz, birbirimize zarar vermeyecek tarzda aday belirleme gayreti içinde olacağız. İki ay zarfında da bunun şekli ve şemali biraz daha netleşir zannediyorum.
CHP KURULTAYI İLİŞKİLERİ NASIL ETKİLER? CHP, ana muhalefet partisi kongreye gidiyor. Bir değişiklik olabilir de olmayabilir de. Temasımız devam eder mi, elbette bütün siyasi partilerle temaslarımız devam eder. Kılıçdaroğlu ile farklı bir diyaloğumuz oluşmuştu. CHP’yi değiştirdi. Yeni gelecek ekip Kılıçdaroğlu’nun başlattığı değişikliği sürürdür mü sürdürmez mi bilemeyiz. Bir yönetim değişikliğinde bile Kılıçdaroğlu’nun başlattığı sürecin devam etme ihtimali de var. (HABER MERKEZİ)