Karamollaoğlu: İktidar, 15 yıl FETÖ'yle beraberdi
SAADET liderim Temel Karamollaoğlu, 15 Temmuz darbe girişimine karşı her partiden insanların birlikte direndiğini ancak bugün 'televizyonlarda kahramanlık yapan' bir kısım AK Partilinin o gün ortalıkta görünmediğini söyledi.
DUVAR - Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, partisinin genel merkezinde düzenlediği haftalık basın toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. AK Parti iktidarına eleştirilerde bulunan Karamollaoğlu, "FETÖ ile mücadele ediyoruz diyen iktidar, tam 15 yıl FETÖ'yle beraberdi" dedi.
Karamollaoğlu'nun açıklamalarından başlıklar şöyle:
DOĞAYI TAHRİP ETMEMELİYİZ: Bu hafta toplantımıza Rize Çayeli’nde ve Artvin Yusufeli’nde ve Erzincan’da ardı ardına yaşanan sel felaketleri ile başlamak istiyorum. Öncelikle bu felakette hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Ülkemizde özellikle bu yıl birçok doğal afete şahit olduk. Bu durum gösteriyor ki afetlere karşı her an hazırlıklı olmalı, doğayı tahrip etmemeliyiz. Temenni ediyorum ki; bu yaşanan son felaket olur.
ERMENİSTAN'IN ARKASINDA MÜSTEMLEKECİLER VAR: Azerbaycan ve Ermenistan arasında bir çatışma ortaya çıktı. Ermenistan’ın yaptığı bu hunharlığı lanetliyorum… Azerbaycan Savunma Bakanlığı, çatışmada 7 askerin yaşamını yitirdiğini duyurdu. Yaşamını yitirenler arasında bir tümgeneralin ve bir albayın da olduğu açıklandı. Ermenistan’ı saldırgan tavrı sebebiyle kınıyor, kardeş Azerbaycan’ın yanında olduğumuzu belirtmek istiyorum. Bu yaşananlar sıradan hadiseler değildir. Bu işin arkasında muhakkak müstemlekeci güçler vardır. O güçlerin desteği olmasa Ermenistan buna cüret edemez.
15 YIL BERABER OLDULAR: Bugün bildiğiniz üzere 15 Temmuz darbe girişiminin dördüncü yıldönümü. Öncelikle 15 Temmuz gecesi şehit olan kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyor, o gece gazi olan ve mücadele eden tüm vatandaşlarımıza minnetlerimi sunuyorum. Bizim 15 Temmuz’un anatomisini çıkarmaya ihtiyacımız var. Bu kalkışmanın arkasında kendilerinin 15 yıldır kucak kucağa oldukları FETÖ örgütü ile ABD’nin olduğunu deklare ettiler. İncirlik'te kimler vardı kendileri saydı döktü. Şimdi biz müstemlekeci bu zihniyetlerle ve onların maşaları ile ilgilenirken bundan sonra bunun tekerrür etmemesi için mutlaka gerekli tedbirleri almamız icap eder. Unutmayın bugün FETÖ ile mücadele ediyoruz diyen iktidar FETÖ ile 15 yıl beraber oldular. Bunun neticesinde; siyasi ikbal ve hedefler uğruna hukuku rafa kaldırmanın, devlette ehliyetsiz ve liyakatsiz kadroların iş başına getirmenin, adam kayırmacılığın ve iltimasın sonucu 15 Temmuz gibi bir kalkışma oldu.
BİR KISIM AK PARTİLİLER O GECE YOKTU: Aziz milletimin tankların önüne göğsünü siper etme pahasına darbenin karşısında durarak o gece tarihi bir rol üstlendi. Burada şu nokta çok büyük önem arz ediyor; bakınız o gece alanlarda her siyasi partiden, her ideolojiden insanı görmek mümkündü. AK Partili ile CHP’li, MHP’li ile Saadet Partili yan yana tankların önüne çıktılar ve bu girişime karşı göğüslerine gere gere mücadele ettiler. Nitekim o gece şehit olan ve yaralanan kardeşlerimiz arasında bizim kendi teşkilatlarımızdan birçok isim vardı. Şimdi bir kısım AK Partililer televizyonlarda kahramanlık yapıyorlar ama o gün ortalıkta görünmediler bunun da unutulmaması lazım. 15 Temmuz Gazileri için yardım kampanyaları düzenlendi o kampanyaların hesabını bu hükümet hâlâ vermedi. Buralarda milyarlarca para toplandı nerede bu paralar, nereye harcandı, mağdurlara neden bu paralar verilmedi? Bu, üzerinde durduğum konu gösteriyor ki; söz konusu vatan olunca milletimiz için siyaset teferruat oluyor, milletimiz bir bütün olarak ülkesinin geleceğini savunuyor. Bunun manası ise şudur; bu millet birlik ve beraberliğe sahip oldukça aşamayacağı hiçbir sorun yok.
ABD'NİN PARMAĞI VAR: 15 Temmuz bir felaket sinyali verdi, hamdolsun milletimiz ayağa kalktı ve buna dur dedi. Peki, 15 Temmuz bitti mi? Hayır! Ama arkadaşlar ne yapıyorlar? FETÖ’cüleri temizliyoruz adı altında siyasi rakiplerini elimine ediyorlar. FETÖ ile alakası olmayan kişileri devletten uzaklaştırıyorlar. Gazeteci ise gerektiğinde onları işlerinden ediyor hapse atabiliyorlar. Mahkemede beraat ettiği halde makamına iade edilmeyen on binlerce insan var bu memlekette. Hiç üzerinde durmuyoruz ama 15 Temmuz’un arkasında doğrudan doğruya ABD vardı. İncirlik üssünde bu işi idare edenler vardı. Brunson neden gözaltına alındı? Karşılığında birileri verilecekti güya! Hapisteki adamı allem edip kalem ettiler sonunda Brunson’u serbest bıraktırdılar. Sonra Beyaz Saray’da başkana dua etti… Biz ne yaptık peki? ABD bu kalkışmanın içine girenlere sahip çıkıyor, üstünü örtmeye çalışıyor. Ama herkes biliyor ki bu kalkışmanın arkasında ABD’nin parmağı var. Ama ABD bugün iktidarın hâlâ stratejik ortağı…
TEK ADAM REJİMİ BİTMELİ: 15 Temmuz sonrasındaki süreç ile nasıl mücadele edilmeli 7 maddede aktarmak istiyorum. Türkiye çoğulculuğu sağlamalı, tek adam rejimini ortadan kaldırmalıdır. Basın özgürlüğü tesis edilmeli, tutuklu gazeteciler serbest bırakılmalıdır. 15 Temmuz ile mücadele, kurunun yanında yakılan yaşlara hakları iade edilmeli mağduriyet giderilmeli. Adalet tesis edilmeli, gücün hukuku yerini hukukun gücü almalı. Atamalarda, adam kayırmacılığın önüne geçilmeli. Türkiye bir parti devleti haline getirilememeli. Ekonomide atılan yanlış adımlar düzeltilmeli. Eğer bunlar tam manası ile yerine getirilirse 15 Temmuz mücadelesi başarıya ulaşır.
AYASOFYA BİR SİMGEDİR: Bu hafta ülkemizin gündeminde olan meselelerden birisi de Ayasofya’nın eski hüviyetine kavuşturularak camii haline getirilmesidir. Biz bu adımdan dolayı Cumhurbaşkanı’na da hükümete de müteşekkiriz. Bu sebeple de merhum Erbakan Hocamız yarım asır evvel bu milletin gündemine Ayasofya konusunu sokmuştur. Bugün Ayasofya tekrar ibadete açıldıysa bunda şüphesiz en büyük pay merhum Erbakan Hocamıza ve bu konuda gayret gösteren Milli Görüş hareketi mensuplarına aittir. Erbakan Hocamızın ruhu inşallah şad olmuştur, kendisine Cenabı Haktan rahmet diliyoruz. Ayasofya taşıdığı mana itibariyle büyük bir öneme sahiptir. O mana ise; adalet, liyakat, şeffaflık, farklı inanç ve fikirlere müsamahadır. Bu bizim için Ayasofya’yı taş yapı olmaktan çıkarıp bir mefkure haline getirmiştir. Fatih Sultan Mehmet Han tarafından fethedilince aslında bir devir kapanmış yeni bir devir açılmıştır. Herkes bunu böyle kabul ediyor, Sultan Fatih zulmetmemiştir. Fatih Sultan Mehmet burayı kendi mülkiyetine almış ve vakfetmiştir. Arkasından gelenlerin bu vakfiyeye riayet etmesi lazım hiç kimse vakfiyeyi başka bir tarafa çekemez. Burada şu husus unutulmamalı Ayasofya bir simgedir. O manaya riayet edilirse ülke bundan faydalanır.
PAPA BİZİ GERÇEKTEN ŞAŞIRTTI: Ayasofya’nın taşıdığı mana anlaşılmadıkça Türkiye’de; ekonomiyi düzeltmez, dış politikamı düzeltmez, adaleti düzeltmez, liyakati sağlamaz, haksızlıkları önlemez, fakir vatandaşları zenginleştirmez. Bu sebeple iktidarın Ayasofya’nın taşıdığı manayı Türk siyasetine kazandırması gerek diye düşünüyorum. Ayasofya üzerinden kutuplaştırma meydana getirmek ise asla doğru değil. Ayasofya kararına karşı çıkanlara sesleniyorum; bu olmaz! Vakfiyeye karşı çıkılmaz, vakfiyenin şartlarının değiştirilmesi doğru olmaz. Bu konuda ben muhalefete de müteşekkirim, muhalefet olmalarına rağmen bu kararı tebrik ettiler. Ayasofya ile ilgili birçok yorum yapıldı lakin bunlardan bir tanesi bizi gerçekten şaşırttı. Papa diyor ki: “Ayasofya'yı düşünüyorum ve büyük acı duyuyorum.” Bu üzüntüyü duyanlar kendi yönetimleri altında camilere yaptıklarına bir baksınlar. Batı Trakya camilerle donanmış bir bölgeydi, nereye giderseniz gidin ne kaldı? Yüzde 99’unu yıktılar Müslümanların nefes almamaları için boğazlarını sıktılar her türlü zulmü işlediler. Şimdi kalkıp da bizi ders vermeye cüret etmelerini üzüntü ile karşılaşıyorum. En azından Kurtuba’ya bir baksınlar. Avrupa’nın en büyük camiini Kurtuba’da kiliseye çevirdiler.
TÜİK ÇIKSIN İŞSİZLİK BİTTİ DESİN: Erbakan Hocamızın bir sözü vardı; lahana gibi büyüyorsan biz buna büyüme demeyiz! Bununla bir ülke güçlenmez, bizim ne yazık ki ithalat ihracat dengemizde ciddi bir bozukluk var. Dış ticaret açığımız bu ay ocak-mayıs arasında 21 milyar dolar oldu. Rakamlar ortada, ama gel gelelim son haftalarda sürekli dile getirmek zorunda kaldığımız TÜİK rakamları ise ayrı bir dünyada. Hakikaten gülüyoruz ağlanacak halimize. TÜİK’in son açıkladığı rakamlara göre; korona virüsünün Türkiye’yi etkisi altına aldığı, işyerlerinin kapandığı, sokağa çıkma yasaklarının uygulandığı Nisan ayında işsiz sayısı geçen yıla göre 427 bin kişi azalarak 3 milyon 775 bin kişi olmuş. Böylece işsizlik oranı 0,2 puanlık azalış ile yüzde 12,8 olmuş. TÜİK’in bu açıkladığı rakamların garabeti artık bizi güldürmüyor bile. Bizim tavsiyemiz TÜİK çıksın desin ki; Türkiye’de işsizlik tamamen bitti, enflasyon bitti ülke güllük gülistanlık. Onlar da rahat etsin biz de!!!
BELEDİYE BAŞKANLARINI SIKBOĞAZ ETMİŞLER: İktidar ne kadar güzel çalıştığını göstermek için belde ve ilçe belediye başkanlarını zorla iktidara kaydettirmek için gayret sarf ediyor. Büyük merasimler tertip ediyor vay canına ya ne kadar da başarılılar. Belediye başkanlarını sıkboğaz etmiş, adam ad çaresiz kalmış zaten gücü yok, tamam arkadaş sana katılıyorum destek ver demiş. Bunu belediye başkanları artık bizimle beraber diye takdim ediyorlar. Bu yaptığınız zulmün altında kalırsınız bir gün. Dünyayı aptal mı sanıyorsunuz? Siz de hiç mi utanma yok? Utanma olsa böyle bir şeye teşebbüs etmezler zaten. Son olarak şu hususu vurgulamak istiyorum; İktidar, rasyonelleştikçe, gerçekleri gördükçe; Türkiye’nin meseleleri düzelir. (HABER MERKEZİ)