Karamollaoğlu: Kendinizi küçük düşürdüğünüzle kalacaksınız
SAADET lideri Karamollaoğlu'ndan seçim yasası tepkisi: "Ancak ve ancak hakka girdiğinizle ve bu tür hilelerle kendinizi küçük düşürdüğünüzle kalacaksınız!"
DUVAR - Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, haftalık basın toplantısında iktidarın seçim yasası teklifini eleştirdi. Karamollaoğlu, "İlk söylenmesi gereken zannederim şudur: Korku bacayı sarmış" dedi.
Karamollaoğlu'nun açıklamalarından başlıklar şöyle:
THY ZARARINI BAŞKA YERDEN TELAFİ ETSİN: Bir grup arkadaşımla gerçekleştirdiğimiz Avrupa ziyaretine de kısaca temas etmek istiyorum. Almanya'ya gittiğimizde, oradaki arkadaşlarımızın da çalışmalarıyla Türk asıllı 2 Alman Parlamenter ile görüşme imkanımız oldu. Onlar bizi tanımaktan, biz de onları tanımaktan memnun olduk. Şu anda Almanya Parlamentosu'nda 18 Türk asıllı parlamenter var. Bu da bizim Almanya'daki nüfuzumuzun geldiği noktayı ve etkinliği gösterme bakımından çok büyük önem taşıyor. Bunlardan önemli mevkilerde bulunan, bakanlar ve bakanlık yapanlar var, Meclis Başkan Yardımcılığında bulunanlar var... Aynı zamanda büyükelçiliğimizi ve vatandaşlarımızı da çeşitli vesilelerle ziyaret ettik; özellikle teşkilat mensuplarımızla bir araya geldik, dertlerini dinledik... Bazı sıkıntılarını bugün buradan dile getirmekte fayda görüyorum. Türkiye'nin, ne yazık ki Almanya'ya geçmişte göç eden vatandaşlarımızı sadece Türkiye'ye kazandırdıkları döviz vesilesiyle hatırlamaları üzüntü verici. Çünkü bu, aslında onlara hizmet yerine; onları sömürme mantığını yansıtıyor. Uçak biletlerinin maliyeti belli, fiyatları da bellidir. Ama ne hikmetse, her tatil mevsiminde, özellikle de yaz aylarında ve kışın kısa bir dönem uçak biletleri birdenbire 2-3 misline fırlıyor! Normal olarak 100-150 Euro civarında bulunan bir bilet, bu dönemlerde 400-500 Euroya kadar çıkıyor. 4 kişilik bir aileyi düşünün; gidiş-geliş akıl almaz bir fiyat! Onlar da orda eskisi kadar rahat değiller; bir de bu vesileyle kendi insanımızı sömürmek, bunu da alenen ilan etmek kabul edilebilir bir mantık değil. THY, eğer zarar ediyorsa bunu telafi etmenin yollarını başka yerlerde aramalı!
VATANDAŞ YOLA DEVAM EDEMİYOR: Son günlerde akaryakıt fiyatları ise ekonomi gündeminin en sıcak başlığı... Erdoğan’ın çok kullandığı ifade vardı: “Durmak Yok Yola Devam” diyordu. Şimdi vatandaş yola devam edemiyor! Çünkü ekonomik gücü buna yetmiyor. Akaryakıta peş peşe gelen zamlarla hem şehir içi hem de şehirlerarası ulaşım bir lüks haline geldi. Bugün akaryakıttaki fahiş artışlar sadece petrol fiyatlarındaki artışlardan kaynaklanmıyor. Akaryakıttaki zamların en önemli sebebi, iktidarın içine girdiği ve nasıl çıkacağını da bilmediği "kur krizi"dir. Brent petrol son 1 yılda yüzde 79 yükselirken, benzinin satış fiyatı yüzde 187 yükseldi. Aradaki fark; eşel mobil sisteminin sona ermesi ve dolar/TL'de son 1 yılda yaşanan yüzde 102'lik artış küresel gelişmelerden daha fazla rol oynadı. Brent petrol 2014 yılında 111 dolar seviyesindeyken kur 2.11 olduğu için benzinin litresi 5.05 liradan satılıyordu. Petrolün 141 dolarla rekor kırdığı 2008'de bile dolar/TL 1.25 seviyesinde olduğu için benzinin litre fiyatı 3.61 liraydı. Yani Brent petrol fiyatı 2008'de bugünkü fiyatın yüzde 27 üzerindeyken benzinin pompa fiyatı yüzde 82 daha ucuzdu. Başka bir deyişle; Brent Petrol’ün 2014 yılındaki fiyatı ile bugünkü fiyatı neredeyse aynı olmasına rağmen bugün akaryakıta 15 lira daha fazla ödüyoruz. Aradaki bu farkın, Erdoğan iktidarının yol açtığı kur krizinden kaynaklandığını özellikle belirtmek istiyorum.
'DIŞ GÜÇLER' DEMEYİ ALIŞKANLIK EDİNDİLER: Hal böyleyken aslında, tüm bu yaşananlar artan akaryakıt maliyetlerini değil, Erdoğan iktidarının maliyetlerini gösteriyor. Erdoğan ve iktidarı, milletimiz için gün geçtikçe daha maliyetli bir hale geliyor ve bu maliyet milletimizin sadece belini değil, kalbini de büküyor. İnsanların memleketlerine gidip gelmesi son derece olağan ve gerçekti, Erdoğan iktidarı sayesinde hayal oldu. Eskiden betona, asfalta gömdüğünüz kaynaklarımız karşısında şöyle bir eleştiri getiriyorduk; "Bunlar karın doyurmuyor." Şimdi hadi bunu geçtik; artık yaptığınız yatırımlar, insanımızı bir yere ulaştırmıyor bile! İşin içinden çıkamayınca da dış güçler engel oluyor demeyi huy edindiler. Her şeye karışan, engel olan fakat insanımızın kullanamadığı, devletin ise her gün tıkır tıkır para ödediği bu köprü ve otoyolları yapmanıza engel olmayan dış güçler karşısında; İsmet Özel'in şu cümleleri ile birlikte kendinizi sorgulayın o zaman; "belki de kendimizin sandığımız başarılar düşmanın bize yaptırdığı işlerdir."
EKONOMİDE 87 KIŞI YAŞANIYOR: Değerli arkadaşlar; bu sene de 1987 yılındaki meşhur kışın gelip gelmeyeceğini tartıştık. Mevsimsel olarak öyle bir kış yaşamadık ama 1987 kışı kendini ekonomide gösteriyor maalesef. Bakınız; geçtiğimiz hafta açıklanan ödemeler dengesi verilerinde cari açığın son 4 yılın zirvesinde olduğunu görüyoruz. 2022 yılı Ocak ayında dış ticaret açığı 2021 yılının aynı ayına göre yüzde 234,9 arttı. Bu artış, "yüksek kur rekabetçi dış ticaret politika" söylemlerine rağmen gerçekleşti. İhracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 63,2’ye kadar geriledi. Oysa geçen yıl Ocak ayında bu oran yüzde 83 olarak gerçekleşmişti. Hani 6 ayda bu “ekonomi deneyi”nin sonuçlarını görecektik? Adına rekabetçi kur dediğiniz bu “yoksullaştırma modeli” cari açığımızı kapatacaktı? Doların bu denli yüksek olması aslında Türkiye için yeni fırsatlar meydana getirecek, Türkiye adeta prangalarından kurtulacaktı? Türkiye bırakın prangalarından kurtulmayı, iktidar sayesinde yeni prangalara vurulmuştur.
KORKU BACAYI SARMIŞ: Evet muhterem arkadaşlarım; hâl böyleyken, sebep olduğu maliyetleri nasıl ortadan kaldıracağına, hiç değilse bir nebze hafifleteceğine odaklanması gerekenler ise başka hesapların peşinde. Malumunuz, iktidar ve ortağı Seçim Kanunu üzerinde çalışıyordu; geçtiğimiz günlerde kamuoyu ile ayrıntıları paylaşıldı. İlk söylenmesi gereken zannederim şudur: Anlaşılan korku bacayı sarmış! 2018'de aynı saiklerle getirdikleri kendi yasalarını, şimdi bugün yine aynı saiklerle değiştiriyorlar. Amaç ne peki? Hileyle, matematiğe ve kanun metinlerine takla attırarak 3-5 vekil daha çıkarabilir, ortağıma bir jest yapabilir, muhalefeti dağıtabilir ve seçim güvenliğine gölge düşürebilir miyim... Amaç bu! Fakat emin olun, 2018'deki tuzaklarına bugün nasıl kendileri düşmüşse; bugün hazırladıkları tuzaklara da yine kendileri yakalanacaklar! Bu nasıl bir mantık Allah aşkına? Oldu olacak hazırlayın bir kanun; "biz iktidar olana, ortağımız da barajı geçene kadar seçim tekrar edilir" diye şerh düşün, olsun, bitsin!
ORTAĞIMIN OY ORANI: 50+1'i dayatan ortağına mahkum olan iktidar; şimdi de anlaşılan seçim barajını; "ortağımın aldığı oy+1" olarak revize etme ihtiyacı ve mecburiyeti hissediyor. Fakat ne yaparsanız yapın; ister 6'yı ters çevirip 9 göstermeye kalkın, ister geçmişte yaptığınız gibi 2009'un sıfırlarını atıp, 29'la 11'i toplayıp; 40 yapar deyin... Bu sefer bu kendinize has matematiğiniz dahi sizi iktidar yapmayacak; bu hesaptan kesinlikle bir iktidar çıkmayacak! Milletimiz olup bitenlerin, kurulan tuzakların, kurgulanan senaryoların ve hilelerinizin farkındadır. Cumhurbaşkanı'nın seçim yasaklarından muaf olmasını sağlayarak ve böylelikle devletin tüm imkan ve kaynaklarını partinizin seçim çalışmalarında harcayarak; bir yere varamayacaksınız! Ancak ve ancak hakka girdiğinizle ve bu tür hilelerle kendinizi küçük düşürdüğünüzle kalacaksınız. (HABER MERKEZİ)