Karamollaoğlu: Yöneticiler yanlış yaptıkları zaman hesaba çekilebilmeliler
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, katıldığı bir programda, yöneticilerin denetime tabi tutulması ve yanlış yaptıkları zaman hesaba çekilebilmesi gerektiğini söyledi.
DUVAR - Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, denetlenebilir bir sisteme geçmek mecburiyetinde olunduğunu belirterek, "Yöneticiler, yanlış yaptıkları zaman hesaba çekilebilmeliler" dedi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, cumhurbaşkanı adayı kriteri için “Millet ittifakının adayı nefsini terbiye etmiş olmalı" yönündeki tanımlamasını değerlendiren Karamollaoğlu, "İktidarda bulunan arkadaşlarımız, Kılıçdaroğlu'nun bu ifadesine 'Amin' demeleri icap eder" ifadelerini kullandı.
TV5'te “Bayram Sohbeti” programına katılan Karamollaoğlu, cumhurbaşkanı adayı kriterleri için ise adalet, şeffaflık, denetlenebilirlik ve güzel ahlak maddelerini sıraladı. Karamollaoğlu'nun açıklamaları şu şekilde:
ADALETİN ÜSTÜNDE KİMSE OLAMAZ: Bizim parti liderleri olarak birbirimizle kavga etmeden, hakaret etmeden konuşabilmemizdir, bir numaralı mesele. Siz kutuplaştırır, karşınızdaki insanı tahkir ederseniz; ülkede barışı önce siz zedeliyorsunuz manasına gelir. Adaletin üzerinde kimse olamaz. 'Falancaların adaleti olmaz.' Ne demek bu. Sen başka adamı mahkum ediyorsun, sonra diyorsun ki adalet. Böyle bir adalet anlayışı olmaz. Adaleti bağımsız hakimler sağlar ve usulüne göre çıkarılmış hükümler, kanunlarla sağlanır adalet. Bir kişiye layüsel yetkiler verirseniz orada adalet de huzur da olmaz. İkincisi fikir ve inanç özgülüğüdür. Bir ülkede fikir ve inanç özgürlüğü en zor şartlarda bile sağlanmazsa o ülkede baskı var demektir... Bu inanç hürriyeti, hürriyetlerin temelidir. Ondan sonra da bunları koruyabilmek, teminat altına alabilmek için adalet gerekir. Üçüncüsü; şeffaflık. Yönetimde bulunanlar şeffaf olacak. Son zamanlarda ben Sayın Cumhurbaşkanı'nın da bu istikamette bir gelişme olduğunu hissediyorum. Mesela geçenlerde Boğaziçi Rektörü'nün değişmesi bana göre önemli bir karar. Dördüncüsü de denetlemedir. Şeffaflık, denetleme olmadan şeffaf sayılmaz ki. Onun için de bu denetleme mekanizmasının hem toplum tarafından hem de resmi merciler tarafından yapılması gerekir. Bunları da yapmak için güzel ahlaka sahip olmak gerekir.
BİR SİYASİNİN BUNU SÖYLEMESİ ERDEMDİR: Sayın Kılıçdaroğlu bir bakıma benim sıraladığım maddelerin özetini yapmış. Nefsine hakim olacak, ‘her şeyi ben bilirim’ demeyecek. Şimdi, Sayın Kılıçdaroğlu'nun yapmış olduğu bu tanımlamayı kim, nasıl reddedecek? 'Efendim bunu söylüyor ama inanmıyor' Nereden biliyorsunuz? O zaman siz de söyleyin. Bir yerde bu kıstaslar olmazsa itiraz edilebilir. Ben, Sayın Kılıçdaroğlu'nu tebrik ediyorum bu yönü ile. Bir siyasinin bunu söylemesi erdemdir. 'Efendim, söyler de yapmaz' Yok, onu göreceksin, ama bir cumhurbaşkanı adayı ararken işte bu kıstaslarda aramak mecburiyetindeyiz. Benim kanaatim; iktidarda bulunan arkadaşlarımız, Sayın Kılıçdaroğlu'nun bu ifadesine 'Amin' demeleri icap eder. Onun için; burada bizim, bütün önyargılarımızı bir tarafa bırakıp, 'Bu ülkeyi kim, nasıl yönetmeli?' dediğimiz zaman, belirleyeceğimiz kriterler bunlar olmalı.
YÖNETİCİLER YANLIŞ YAPTIKLARI ZAMAN HESABA ÇEKİLEBİLMELİ: Buradan biz, denetlenebilir bir sisteme geçmek mecburiyetindeyiz. 'Efendim, biz seçelim de bu yanlış yaparsa vebal omuzlarında.' Yok ya, vebal onun omuzlarında da sıkıntıyı millet çekecek. Böyle iş olmaz. Yanlış yaptığı zaman düzeltilebilecek bir mekanizma kurmazsak huzur olmaz bu memlekette. Onun için yöneticiler, yanlış yaptıkları zaman hesaba çekilebilmeliler. Yöneticiler, yanlış yaptıkları zaman denetime tabii tutulabilmeliler. Bu iddialar olduğu zaman, 'Sen de kimsin?' denmemeli. (HABER MERKEZİ)