Karantinada kriz anı: Burnunuzdan nefes alın
Psikolog ve hipnoterapist Şükran Sarp'tan salgın nedeniyle evde kalan anne babalar için notlar: Kriz anlarında ağzınızdan nefes almayın. Paniğe kapılmaya başladığınızda, burnunuzdan alın. Sizi sakinleştirecek ve kaslarınızın gevşemesini de sağlayacak. Gece en son düşüncelerimiz, “Sabah çok iyi hissederek uyanıyorum, yarın son derece güvende olduğum, iyi hissettiğim bir gün olacak” olsun. Göreceksiniz işe yarayacak.
DUVAR - Korona salgını nedeniyle okulların online eğitime geçmesiyle ebeveynlerin yükü iki katına çıktı. Kendileri de bilinmezlik ve kaygılarla mücadele eden anne babalar, bir de çocukların ruh sağlığını korumaktan sorumlu. Ama evlerde işler kolaylıkla çığırından çıkıyor. Kısa Dalga’dan Nazan Özcan, karantina günlerinden çocukların ruh sağlığını da korumakla yükümlü anne babalar ve bilmedikleri bir durumla karşı karşıya kalan çocukların psikolojisini normal tutmak için yapılması gerekenleri psikolog ve hipnoterapist Şükran Sarp ile konuştu.
Söyleşide öne çıkan başlıklar şöyle:
HER ŞEYİN YOLUNDA OLDUĞUNU SÖYLEYİN: Çocuklar dünyayı anlamak için yetişkinin gözbebeğine bakarlar, neler oluyor, acaba güvende miyim diye bizi izleyerek, anlarlar. Çocuğunuzla konuşun. Yeni doğmuş bebeğiniz varsa bile onunla konuşun. Her şeyin yolunda olduğunu, güvende olduğunu anlatın. Çocuklarınıza soru sorun: Sence neden dışarı çıkmıyoruz, neler olduğunu farkında mısın, gel biraz sohbet edelim, nasıl hissediyorsun? Siz ne yaparsanız yapın, sizler de çocuklarınız da çığrınızdan çıkabilirsiniz. Çünkü şu an olağanüstü bir hal yaşıyoruz. Ve stresimizi çok yüksek. Yönetemeyebiliriz. Bunları kendimizden bekleyeceğiz. Çocuklardan da bekleyeceğiz. Kendimizden de çocuklarımızdan da çok yüksek ve gerçekçi olmayan mesela evde sürekli üretken olmak, sürekli kaliteli zaman geçirmek gibi beklentiler içinde olmamalıyız. Hiçbir şey yapmayı istememek ve yapmamak bir haktır.
SIĞINACAK LİMANLAR YARATIN: Tavsiye ettiğimiz hiçbir şeyin görev olmadığını, sizi beslemesi gerektiğini, bunun yolunun da içinizden gelen zamanda samimiyetle yapmanız gerektiğini hatırlayın. Hiçbir şeye mecbur değilsiniz. Bazen öylece durabilmek, kendiyle konuşabilmek, hatta kendiyle konuşmadan sessizleşebilmek hem haktır hem de meziyettir. Sabah kaçta kalkıyorsanız kalkın, mümkünse uyku saatlerinizi değiştirmeyin, evde kalıyorsanız bile lütfen bütün gün uyku kıyafetlerinizle dolaşmayın, saçınızı taramadan geçirmeyin. Çocuklarınızı giydirin, kendinize de özen gösterdikten sonra çocuğunuzun gözünde bunlar sığınacak limanlar olacaktır.
KRİZ ANLARINDA AĞZINIZDAN NEFES ALMAYIN: Çok iyi eş olmak, çok iyi anne baba olmak, çok romantik olmak vs. değil, ne olursa olsun, iyi bir takım olmayı deneyin ailenizle. Eğer çok paniğe kapılıyorsanız ve kendinizi durduramıyorsanız, telefon defterinizde mutlaka böyle durumlarda aranacak, iki-üç isim olsun. Ekstra bir durum yaşıyoruz, gece yarısıymış, korkutur muyum, utanmak gibi fikirler gelebilir. Bunları bir kenara bırakalım, çünkü bu sıra dışı bir durum ve hepimiz birbirimize destek olmakla mükellefiz. Özellikle kriz anlarında ağzınızdan nefes almayın. Paniğe kapılmaya başladığınızda, burnunuzdan alın. Sizi sakinleştirecek ve kaslarınızın gevşemesini de sağlayacak aynı zamanda. Gece yatmadan önceki en son düşünceleriniz, gece bilinçdışında işlenmeye devam eder. Kuvvetle ihtimal sabah kalktığınızda nasıl hissettiğinizi de belirleyecek. Gece en son düşüncelerimiz, “Sabah çok iyi hissederek uyanıyorum, yarın son derece güvende olduğum, iyi hissettiğim bir gün olacak” olsun. Göreceksiniz ilk seferden itibaren işe yarayacak.
ERTESİ GÜN İÇİN HEDEF BELİRLEYİN: Her güne küçük ve basit bir amaç koyun, bu bizi iyi tutar. Mesela yarın çocuğunuza seninle beraber kurabiye yapacağız de olabilir, kitaplığı da düzenleyeceğiz de olabilir, ertesi güne belirgin bir hedef koyunuz. Küçücük de olsa bir amaç. Kendiniz için de çocuğunuz için de çok rahatlatıcı olacak. Çocuklar için ekran süresi de olmalı: 3 yaşına kadar izlemesin, izlerse 15 dakika, maksimum yarım saate çıksın. 5-6 yaşına kadar 45 dakikaya kadar çıkabilir. Ama o da bütün şeklinde değil, gün içine bölünmüş şekilde verilebilir. Eğer hiç vermediyseniz bugüne kadar, sıkın dişinizi çünkü bu günler geçecek.