Kartalın pist kalkış garantisi, kesinlikle De Souza ve Atiba ikilisidir. Bir tür yer kontrol görevlisi gibi, rakibin pozisyonu ne olursa olsun, biri gerideki direnci arttırmak amacıyla biraz frene basıyor; diğeri, mutlaka kalkış halindeki kartalın herhangi bir kanadına ihtiyaç duyduğu yükseliş seviyesi için, tereddütsüz, omuz veriyor. Maç içinde, bu ikilinin, deyim uygunsa bir tür senkronisi, oyunun bütün balans ayarlarını etkiliyor. Bedeni dik ve denge de tutan omurilik kemiğinin görevini, bu iki şah kemik, Beşiktaş oyununda kusursuzca yerine getiriyor. Aynı zamanda söz konusu ikili bir tür kement haline gelerek, bütün takımı bir arada tutuyor ve Beşiktaş her pozisyonun içinde istediği biçimde var oluyor.
Karagümrük maçındaki Beşiktaş maç temposu baz alındığında, Göztepe maçındaki tempo görece düşüktü. Bunun nedeni, Göztepe’nin oyun planı değildi. Sergen Yalçın, Ghezzal ve Welinton’u aynı hat üstünde oynatınca, sağ kanat organizasyonu, yavaşlıkla malul hale gelip gevşedi. Ghezzal bazı bakımlardan oyuna kalite katsa bile, esasen oyun üstündeki belirgin ağırlığı yavaşlıktır. Ghezzal’ın yavaşlığına Welinton’un kör ve hedef gözetmeyen vuruşları eklenince, o kanatta pek akışkan bir oyun sahne almadı. Aslında bu ikili arasında Rosier’in kaybolduğunu ve yeteneklerini sergileme imkanı bulamadığını söylemek, abartı olmaz.
Sol kanatta Rıdvan yerine oyuna sürülen N’Sakala’da topu kontrol edip dürtmeyi seven bir oyuncu. N’Sakala’da Rıdvan’ın oyuna çabukluk ve hız katan sadeliği yok. Kim ne derse desin Larin, pozisyon bilgisi yüksek bir oyuncu değil; bir de buna bedenini kötü kullandığı gerçeği eklendiğinde, ortaya bir hantallığın çıkacağını varsaymak, Larin’e ayıp sallamak değil.
Oyunun ilk yarısında Mensah ile Aboubakar arasındaki mesafe neden o kadar kısa tutuldu bir anlam veremedim. O gölgelikte Mensah kayboldu. Oysa Karagümrük maçında, özellikle ikinci bölgeden kopup geldiği pozisyonlarda çok etkili ve göz kamaştırıcıydı.
Beşiktaş oyunu olağan hızını yitirdiğinde, pozisyonların örgüsüz olduğu da açığa çıkıyor. Anlaşılan hız yeterli detaylarla güçlendirilmemiş. Detaylar yerine, her zaman olduğu gibi oyuncunun ince bileklerine değer biçilmiş.
Sergen Yalçın’ın bu oyununu belli bir düzeyde kabul etmek için Abdullah Avcı sınavında görmek lazım. Aslında Beşiktaş Trabzonspor maçı, her iki teknik direktör için mihenk maçı olacak. Abdullah Avcı, kendi örgüsü olan savunma direncini hızlı bir oyun içinde gerçek manada test edecek; Sergen Yalçın da birinci ve ikinci bölgede çok dengeli duran bir takım karşısında hücum planını sınamış olacak.
Beşiktaş Trabzonspor maçı, her iki takımın oyunu ve bu oyunun sahipleri teknik direktörler için zihin açıcı veriler sunacak. En azından benim beklentim bu yönde.