Kaş’ta Likya Yolu’nun geçtiği ormana tesis ihalesi: Halk ayakta

Sahil kentlerinde ihaleye çıkarılan plaj alanlarından sonra orman sahalarının da valilikler tarafından ihalesi gündemde. Bunlardan biri, Kaş’ta Pınarbaşı orman parkı alanına turistik tesis projesi.

Abone ol

ANTALYA - Orman sahalarının ve plaj alanlarının sahil şehirlerindeki valilikler bünyesinde kurulan şirketler aracılığıyla ihaleye çıkarılmasına tepkiler büyüyor. Antalya’da Finike ve Gazipaşa’da halkın kullandığı küçük sahil alanlarının bu yöntemle ihaleye çıkarılmasının ardından, Kaş’ta Konyaaltı'nda ve Döşemealtı'nda orman parkı alanlarının da turistik tesis yapımı için ihale edilmesi bölge halkını isyan ettirdi.

Pınarbaşı ihale alanında, Kaş halkından 100’e yakın gönüllü, sivil toplum örgütleri, meclis üyeleri, Antalya milletvekilleri CHP’li Aliye Coşar ve İYİ Partili Aykut Kaya’nın katılımıyla, hem orman parkları yönetmeliğinin iptali hem de Pınarbaşı ihalesinin iptali için dün akşam saatlerinde bir araya geldi.

Kaş halkı, sivil toplum örgütleri, Antalya milletvekilleri ve meclis üyeleri, turistik tesis ihalesinin iptali için dün eylem yaptı.


‘BÖYLE AÇILMIŞ 100’ÜN ÜZERİNDE İHALE VAR’

Sadece Kaş’ta Bezirgan'da başlayıp Pınarbaşı'na devam eden orman parkı ihalelerinin olduğuna dikkat çeken Kaş Çevre ve Kültür Derneği Başkanı Ahmet Murat Akoy, Antalya'da bunun gibi 100’ün üzerinde ihale olduğunu söyledi. Akoy, “Bunların çoğunun Kaş’ta olduğunu öğrendik. Şimdi Türkiye'de her sene çok ciddi yangınlar olurken, ormanlık alanlara halkın girmemesi için valiliklerin kararları varken, orman parkları ihaleye açılınca bunun tam tersi olacak” dedi.

‘ORMANA 150 KİŞİLİK TESİS YERLEŞTİRİLECEK’

Orman parkı alanında nasıl bir proje yapılmak istendiğini anlatan Akoy, itiraz ettikleri ihaleyle ilgili şöyle bilgi verdi: “20 dönümlük bir ormanlık alanın içine, 80 metrekarelik 30 çadır alanı, 20 karavan alanı, restoran, satış alanı, ibadethane ve tuvaletiyle aslında 150 kişi kapasiteli bir turistik tesisin yerleştirildiğini anlattık. Bunun tehlikelerini ifade ettik. Ormanlarda insan faaliyetlerini arttıracak, yangın riskini yukarı çekecek, can ve mal güvenliğini riske sokacak şekilde tesisler yapılmak istendiğini görüyoruz. Bunun yolunu açan yönetmeliğin geri çekilmesini istiyoruz. Pınarbaşı ihalesinin de iptalini, bu yönetmeliğin de geri çekilmesini istiyoruz.”

HEM DOĞAL TAHRİBAT HEM YAŞAM TEHDİDİ

Akoy, orman sahalarını ihalelere açmanın sadece doğal tahribata değil büyük bir yaşam tehdidine de yol açacağını belirterek, son yıllarda başlayıp günlerce süren yangınları hatırlattı:

"İki sene önce Marmaris yangınında 90 bin dönüm ormanlık alanımızın içindeki yaban hayatla beraber yok olduğunu gördük. Hükümetin böyle bir felaketten sonra önlem alması gerekirken, bu sene İzmir yangınında gördük ki herhangi bir önlem alınmamış. Bu sefer yangın ormandan yerleşim alanlarına kadar geçip yerleşim yerlerini takip edecek şekilde büyüdü ve İzmir günlerce yandı. Buna istinaden Muğla ve Antalya Valiliği, haziran ayından itibaren 31 Ekim'e kadar sürecek şekilde ormanlık alanlara insan girişini yasakladı. Şimdi burada küresel ısınmayla beraber gelen yangın baskısını arttıracak şekilde ormanlık alanların içine turizm tesisleri kurulduğunu görüyoruz."

‘ÇOK FAZLA İHALE GÜNDEME GELECEKTİR’

CHP Milletvekili Aliye Coşar, 3 gün önce Doyran'da 11 köyü besleyen derenin üzerinde yapmak istenen HES projesini örnek vererek, ardından Pınarbaşı'nda ormanlık alana tesis planının gündeme gelmesini eleştirdi. Art arda gündeme gelen projelerin ranta yönelik projeler olduğunu söyleyen Coşar, “Baştan sona çam ormanlığı olan Antalya’da ileriki günlerde bu alanlar üzerine çok fazla ihale ortaya çıkacaktır. Bu, hem insan hayatı üzerinde tehdit oluşturacak hem de orman varlığını tehlikeye atacak bir durum.”

‘LİKYA YOLU VE YANGIN KULESİNİ KAPSIYOR’

Valiliğin ihaleye çıkardığı alanların Likya Yolu’nu ve yangın gözetleme kulesini de içine alan bir alanı kapsadığını belirten Aykut Kaya ise şöyle konuştu: "Bu saha çam ormanından oluşuyor. Bu yangın kulelerinin buraya yapılma sebebi aslında Pınarbaşı'ndan başlayarak yerleşim alanına kadarki yangınların gözlenmesi. Antalya Valiliği'nin ve Muğla Valiliği'nin verdiği ihale kararıyla mevcut yönetmelikler arasında bir tezat var. Türkiye'de çadır alanının 80 metrekare olamayacağı, 80 metrekare ancak 2 artı 1 olabileceği, çadır olmayacağı, yönetmelikle sabit.”

‘TEK BİR İZMARİT, BÜTÜN ORMANI KÜL EDER’

Türkiye’de bu tarz ihaleler yapıldıktan sonra alanların içine bungalovlar, taş yapılar konulduğunu, bunun takibinin olmadığını ve Türkiye'de bunun çok fazla örneği olduğunu hatırlatan Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu sebeple halkımız bu konuda endişeli. Hali hazırdaki durum, Türkiye'nin orman yangınlarıyla boğuşan bir ülke olması ile bir tezat oluşturuyor. Orman varlığının çamdan oluştuğu, yani tek bir izmarit atılsa çok geniş bir sahayı küle dönüşecek bir yerde insan faaliyetlerini arttırmak doğru mu? Bu yasa yanlış olduğunu ve geri çekilmesini istiyoruz.”